ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir daha alırsam beni siksinler dedirten ürünler
-
(bkz: pharmaton)
bi faydasini gormedim. tanesi 1.5 lira olan hapi yutacagima 1.5 lirayi yutsam daha cok fayda görürdüm.
kaybedenler kulübü
-
bi bon jovi parçasından sonra
-üff eski sevgilimi hatırladım ya
-hangisini?
-ya,işte onu hatırlıyamadım...
kitap satın alma hastalığı
-
tedavisi mümkündür.
umberto eco'nun dediğine göre, elindekileri okumadığı halde yeni yeni kitaplar almaktan vazgeçmeyen sıradan okur, aldığı kitapları kısa bir süre sonra "okumuşluk" duygusuyla muhafaza eder. bu muhafazanın koleksiyonerlikle bir alakası yoktur. çünkü disipline değil yanılsamaya dayalı bir muhafazadır sözkonusu olan.
şöyle ki: bir yanı o kitapları okumadığını biliyor olsa da fiziksel olarak sahip olmasından dolayı, zihin, bu sahipliği bir iki gün içinde "okumuşluk" duygusuna tercüme eder. bu öylesine tehlikeli bir duygudur ki kişiyi hem okumaktan alıkoyar hem de kitap satın alma çılgınlığına sonu gelmezcesine sevk eder.
bilirsiniz; ekmek ya da tatlı yiyenler bir süre sonra kan şekerleri düştüğü için tekrar tıkınmaya başlarlar. eğer kendilerini dizginleyemezlerse sürekli tıkınma tuzağına düşerler. bu tıkınmanın da beslenmeye hiç bir faydası yoktur.. kontrolü hem gıda seçimine hem de iradeye dayanır.
kitap satın alma hastalığını sonlandırmanın yolu ise kitap seçiminden değil tamamen bu bilgiyi içselleştirmekten geçer. sonuçta, kısa bir tefekkürle halledilebilecek bir rahatsızlıktır. aldığınız kitabı okuduğunuzu zannettiren zihninizin oyununu imha ederseniz, yeni kitaplar almak yerine, elinizdekiler bittiğinde almak üzere düzgün bir liste tutmaya başlarsınız.
hatta şöyle de bir güzellik olur: önceden kitap al(a)madığınız için kendinizi kötü hissederken, şimdi de elinizdeki kitapları hala bitiremediğiniz için hayıflanır, teessüf eder ve şefkatle sayfalarına uzanırsınız.
bu hayati bilgiyi lütfen sevenlerinizle paylaşın ki herkes aldığı kitabı okusun.
bursa'da öğrenci abonmanın 100 tl'ye çıkartılması
-
"artan maliyetler" sebebiyle bursa büyükşehir belediyesi'nin halka pamuk eller cebe demesi olayıdır. bir yanda tunç soyer'in izmir'de işe gidiş ve iş çıkış saatlerinde ulaşımı yüzde elli indirimli yapması, bir yanda istanbul'da öğrenciler için aylık ulaşımın elli liraya düşürülmesinin görüşülmesi, bir yanda da bunlar. herkes amacını güzel bir şekilde belli ediyor. istanbul gibi bir şehirde bile öğrenciye hiçbir zaman yüz lira olmadı o kart, yazıktır.
edit: birisi de çıkıp demiş ki yüz lira ile kimse aç kalmaz. herkes baba parası yiyemiyor sayın yazar. aldığı dört yüz lira burs ile bir ayı çıkarmaya çalışan, geçinemediği ve ailesinden destek alamadığı için gece gündüz demeden herhangi bir işte çalışan öğrenciler de gördü bu gözler. tabii bir eli yağda diğeri balda sayın yazar bunu nereden bilecek?
denizde 2 kilometre açılabilen esrarengiz amcalar
-
(bkz: dede)
adam 83 yaşında her sabah 5 km yürüyüş 2 km bu tarz süper serbest stil yüzme üstüne bir kahvaltı ile cila çekip öyle okeye oturuyor ki, roman abramoviç hayattan bu kadar keyif almıyodur.
yaş oldu 89: artık yürümek bile angarya. yüzmekse çile. ah be abramoviç, etmeseydin bedduanı ne vardı...
yaş oldu 91: o çok sevdiği denize girerken bir sabah geldi kriz, tekledi kalp. şimdi azraile karşı kulaç vuruyor yoğun bakımda solunum cihazında. azrail biz biliyoruz yüzemezsin, yetişemezsin, o kadar açılamazsın.
2km açıktan bildiren edit: biz biliyoruz dedemizi. açılamadın azrail efendi! yemedi 2km yüzmek!
92'den son edit: bir devir kapandı.
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
-
armanç diye isim duydum bugun. hayattan beklentimi deniz seviyesine indirdim.
ayda 30 bin tl altı kazanırsam zarar ettim sayarım
-
bunu diyen doktor, öğretmen, akademisyen olsaydı bu başlık altına 1000 entry girilir haram edilirdi ama kabzımalsa sorun yok, onunki alınteri.
anne replikleri
-
19 mayıs 2011 simav depremi üzerine geçen bir diyalog:
annem: uyumuyorsun değil mi?
g man: yok yok, beklerim ben siz yatın.
annem: ha iyi. bu arada deprem olursa ekşi sözlük'e yazmadan önce bizi uyandır. lütfen.
uzun yolda yolun az kaldığını gösteren kritik yer
-
saçlardaki aklar...
kapitalizmi anlatan en iyi söz
-
65 yaşında rahat yaşamak için 65 yaşına kadar rahat yaşamamak
dünyanın en ince kitapları
-
kentimizin bar ve disko rehberi (yozgat belediyesi kultur mudurlugu
yayini)