hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • bu organizasyondan para kazanmakla övünen insanlar için

    çok güzel bir söz var;

    şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler.

    bakın şimdi size network marketing ile zengin olmamızı sağlayacak yepyeni bir organizasyon sunuyorum. hem de web sitesi gibi karmaşık, anlatması zahmetli bir ürün de koymayacağım ortaya. her şey çok daha kolay olacak.

    çünkü satacağımız ürün herkesin ihtiyacı olan
    hep kullandığımız
    hayati bir ürün

    üstelik sattığımız ürünü isterseniz işleyebilir
    işlediğiniz halini daha yüksek fiyatlara satabilir
    ekstra gelir elde edebilirsiniz

    ürünümüz patates.

    sistem şöyle işliyor, siz bana 200 lira veriyorsunuz ben de size bir patates veriyorum. patatesin yanında kişisel gelişiminize etki edecek sizi motive edecek kitaplar da vereceğim seminerler de düzenleyeceğim.

    siz de iki kişi bularak onlara birer patates sattığınızda sistem size 20 lira verecek. onlar ikişer kişi bulduklarında sistem size 60 lira verecek. bu böyle 20 basamak altınıza kadar devam edecek. eğer her şey düzgün ilerlerse 6 ayda evinizi arabanızı alıp sadece yatarak emekli olabilirsiniz.

    düşünsenize günümüzde kimin patatese ihtiyacı yok ki. satmak için uğraşmanıza bile gerek yok.

    eğer siz de yeni kurulacak holdingimde yer almak isterseniz bana mesajla ulaşın. 200 liraya bundan daha kolay patron olamazsınız.

    piramit düzeni (ponzi şeması) işte böyle harika bir sistem.
    buna karşı çıkanlar da gerizekalı.

    önemli not:
    şirketimizde takım elbise zorunluluğu da yok.
    al patatesi ver 200ü yürü git.

  • başlık: nasıl kör oldum anlatıyorum

    1. asdkıdgfıw kjlfıskudaadll mamsej msuj masuduakag lhldfgı oadldslfs mfhgksf
    5. @1 adam başlığı yazmış sonra kör olmuş

  • mesleğin dünyanın her yerinde aynı meslek olmasından mütevellik durdurulamayacak terk etmedir.

    bundan birkaç ay öncesine kadar gitmeyi düşünmüyordum. şimdi cv hazır, başvurulara başladım. elimde çiftçilik ile ilgili bilgileri saymazsanız 2 meslek var. (bunlardan biri yazılımcılık değil ama aynı sektörün parçası, danışmanlık) 5 yıllık iş tecrübem, 3 tane kurup batırdığım startup var. kısacası gidebilmek adına inancım tam.

    birkaç ay öncesine kadar gitmeyi düşünmüyordum, gittiğim tatillerde avrupalıların yaşamını anlamamıştım, buradan yazar bir arkadaş, (finlandiyada yazılımcı) bana çalışma ve yaşam şartlarını anlattı. orta sınıf hayatı, en sevdiğim. ben de öyle büyüdüm zaten koymaz bana. maaş ile ilgili pek bir beklentim yok gideceğim ülkede de.

    neyse, canımı sıkan şey, yaptığım iş ya da aldığım para değil burada. benim canımı sıkan buradaki insanlar, metrobüs, trafik, ülkeyi yönetenler, yönetmeden siyaset yapanlar, sokaklar, binalar, kısacası evimden dışarı çıktığım anda bir tiksinme başlıyor.

    son birkaç haftadır, metrobüste elim ayağım titmeye başlıyor. motosikletle işe gitmek istiyorum bu defa da cücük kadar yolda kaza tehlikeleri atlatıyorum.

    benim hayattan öyle büyük bir beklentim de yok. sabah kalkıp düzgünce işe gideyim, insan gibi bir saatte çıkayım, evime geleyim. günde 8-9 saat harcayayım iş için. şuan 12.5 saat harcıyorum.

    motosiklet, bisiklet sürmeye huzurla gideyim, evimin yakınındaki parklarda yürüyüşler yapayım istiyorum. arada da balık tutmaya gitmek.

    toplu taşımaya binerken acaba bugün hangi dangalakla itişmek zorunda kalacağım demek istemiyorum.

    sanırım bu saydıklarımın hiçbiri lüks değil. ve bir kere geldiği şu hayatta, insan gibi yaşamak herkesin hakkı diye düşünüyorum. evet, bu ülkedeki her bir bireyin de hakkı, ancak bu ülkenin vatandaşlarının böyle bir talebi yok. ben bir kere 25 yaşına geleceğim, bu tadı bi kere alacağım. umarım ki 25. doğum günümde, gönlümden geçen ülkelerde, gerekirse bir başıma, cücük kadar evimde oturuyor olacağım.

    ekleme: artık çok iyi beslendiğim dönemlerde bile gastrit ağrısı çekmeye başladım. bir de bu var, bu meslekte, şuan çalıştığım şirkette, bir müşteri için çalırşırken mobbinge maruz kalmam diyordum, o da oldu (çalıştığım şirkette mobbinge maruz kalmadım, hizmet sağladığımız başka bir şirkette maruz kaldım, entrylerimden çalıştığım yeri bulup aaaa orada mı olmuş demeyin, çalıştığım yerde böyle şeyler pek olmaz). sanırım çok doldum.

  • eski bir osasuna'lı kalecinin evinde haklarında şöyle bir yazı bulunduğu rivayet edilir:

    1-eğer bir futbolcu kaleyi gördüğü zaman durmadan çalım atıyorsa bilin ki o c.ronaldo'dur. çalımlarının bitmesini bekleyin, bittiği zaman gidin ayağına çift dalın.

    2-eğer sadece kaleyi gördüğü zaman şut çekiyor, çevresi dolu olduğu zaman duruyorsa o messi'dir, kaçın ve canınızı kurtarın.

    3-eğer sizi gördüğü zaman seri çalımlarla ortadan kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilin ki o şişman ronaldo'dur. merak etmeyin o sizi bulur...