hesabın var mı? giriş yap

  • dioksin; organ ve sistemi etkileyen, çevre kirletici olarak isimlendirilen toksik bir maddedir. vücuda girdiğinde 7-11 yıl arasında vücutta kalabiliyor.

    kalıcı organik kirleticilerden olan dioksin; bulunduğumuz ortamdaki havadan ve besin zincirinden, yani yediğimiz yiyeceklerden de vücudumuza girebiliyor. dioksine maruz kaldığımızda ise wasting sendromu, kusurlu böbrek gelişimi, çocuklarda gelişim bozukluğu ve ciltte düzensiz bir koyulaşma gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. hatta tedavi edilmezse ölümle bile sonuçlanabiliyor.

    en zehirli dioksin maddesi olan tcdd, agent orange'nin (ajan portakal) bir birleşenidir. agent orange, bitkileri öldüren ve yaprak dökücü bir maddedir. vietnam savaşı sırasında abd'li askerler tarafından kullanılmış. askerler, kuzey vietnam ve viet cong birlikleri için orman örtüsünü ve ekinleri ortadan kaldırmak adına bu herbisiti kullanmışlar. halen vietnamdaki insanlar üzerinde kas ve kemik bozuklukları, doğumsal anormallikler gibi etkileri devam ediyormuş.

    dioksine maruz kalmış, cildinde koyulaşma yaşamış birine örnek vermek gerekirse; ukrayna devlet başkanı viktor yuşçenko'yu söyleyebiliriz. viktor yuşçenko'nun yaşaması bile mucizeymiş aslında. çünkü kanındaki dioksin seviyesi normal değerin 6 bin katı üzerindeymiş. 2004 yılındaki seçim kampanyası sırasında viktor, dioksinin en zehirlilerinden olan tcdd ile zehirlenmiş ve viyana'daki bir klinikte tedavi görmüş. yuşçenko, 5 eylül 2004’te ukrayna istihbarat teşkilatı başkanı igor smeshko ve başkan yardımcısı volodimir satiyuk ile baş başa yediği yemekte zehirlendiğini öne sürmüş. ancak bunun kesin bir kanıtı yok.

  • uzatılan şey çay yerine muz olsaydı ırkçılık damgası vurulabilecek iken, sıklıkla kullanılan dudak payı kalıbını zenci dudağı ile birleştirmek ırkçılık değil ince görmektir..

    ha ben zencinin olduğu yerde hiç ince görmedim derseniz bilemem..

  • siz, sendrom diye diye pazartesiyi nam nam nam yiyip bitirmeden (tamam illa yiyecekseniz, bana da bir lokma ayırın) önce, bir şey anlatayım.

    bu sabah, mal varlığımın en kıymetli parçalarından biri olan "ac/dc" tshirtümü giydim. tamam, biraz eskimiş olabilir ama hâlâ çok güzel. ben gözlerim yerde, kulağımda müzik, metroya yürüyordum. kafamı bir ara kaldırdım, karşımdan 45- 50 yaşlarında bir kadın geliyordu. üzerinde de "ac/dc" yazılı bir tshirt. tshirtler farklı, ama ac/dc aynı ac/dc. birbirimize iyice yaklaşana kadar, ayırmadık bakışlarımızı. ben ne yapsam diye düşünürken, kadın benden önce davrandı ve yan yana geldiğimizde şu hareketi yaptı; devil horns
    ben de karşılık verdim, ac/dc kardeşliğimizi kutsadık ve yollarımıza devam ettik. saatler geçti; rüya mıydı, değil miydi... emin olamıyorum.

  • ezgicim, dizi setinde hakarete uğradın, şiddete uğradın, hayvanın teki boğazına çöktü ve seni boğmaya çalıştı, dizi ekibi arkanda durmadı, dava açman diziye zarar gelir diye engellenmek istendi, mağdurken bir de işinden kovuldun oysa ki karşı tarafa işten "ayrılma" hakkı tanındı ama sen gene de diziye dön çünkü senin yokluğunu ekşiciler on senedir üzerlerinden atamamışlar.
    hem ne olabilir ki en kötü? diyelim ki biri gene boğazına yapıştı, gene saçından tuttu sürükledi, gene kafanı kaldırımlara çarptı, alt tarafı dava açman engellenir exxen müşteri kaybetmesin diye. he bir de dayakçı ve azmettiricinin sırtı sıvazlanırken sen kovulursun. aşkolsun, bunlar mı dert? sana kazık atmış bu ekibe dön ezgi. o dönemlerde bir söz vardı, kafalar pırıl pırıl diye; heh işte aynen öyle buralar zira.

  • bakın çok net söylüyorum. joseph goebbels mezarından kalksa ve şunları görse, "vay arkadaş sizin yaptığınız propagandayı ben yapsam bütün dünya bugün nazi ydi" filan der. vallahi bunların yanında goebbels çok masummuş. 1 birim parası daha 3 gün önce bizim ülkede 20 birim eden, bütçe fazlası veren, gençlerine karşılıksız para veren, 1-2 aylık maaşlarıyla bizim bugün en iyi ihtimalle 100-150k birim para ödediğimiz arabaları alan, dünyanın her yerine vizesiz seyahat eden, gençleri yaşlıları dünyayı gezen, asgari ücretli çalışan sayısı %2 civarı olan ülke batmış öyle mi?

  • putin'in kör ya da sağır olmadığını gösterendir.

    iç siyasete "böyle vururuz, öyle indiririz herkes akıllı olacak", dışarı ise "rus uçağı olduğunu bilmiyorduk, uzun uzun uyardık" şeklinde konuşulduğunu herkes görüyor.

    ve kimse yutmuyor bunları, 30 iq'lu halkımız dışında.

  • nick dediğin zaten başka bir şeyi gizliyor olduğu için gereksiz olduğunu düşündüğüm istek. adını gizlemek için nick kullan, sonra onu gizlemek için başka bir şey kullan, sonra onu da gizlemek için... ohooooo.