hesabın var mı? giriş yap

  • hep rezalet başlığı mı açacağız. iyi işler yapan firmalar için memnuniyet başlıkları açılması gerektiğini düşünenlerdenim. buradan 3-4 ay önce numaratör almıştım. arabaların önüne konulanlardan. bu gece şöyle bir mail aldım.

    --- spoiler ---

    amazon’da birinci önceliğimiz müşterilerimizin bize olan güvenidir, sizlere en geniş ve özgün ürün çeşitlerini, hızlı teslimat seçeneklerini ve en düşük fiyatları sunmak için elimizden geleni yapıyoruz. amazon mağazlarında güvenle alışveriş yapmaya devam etmeniz için gösterdiğimiz hassasiyet kapsamında belirtmek isteriz ki üçüncü taraf bir satıcıdan satın aldığınız ürünün orijinal bir sticker master ürünü olmayabileceğini öğrendik. bu durumun neden olabileceği rahatsızlıklar için sizden özür dileriz.

    bu ürüne hala sahipseniz, ürünü kullanmayı bırakmanızı ve atmanızı öneririz. ürünü iade etmeniz gerekmez. orijinal ödeme yönteminize 24.78 tl tutarında iade gerçekleştirdik. iadeler sipariş sırasında kullanılan ödeme yöntemine yapılır ve tamamlanması genellikle 3-5 iş günü kadar sürer.

    bu ürünü bir başkası için satın aldıysanız lütfen bu kişiyi bilgilendirin ve ürünü atmaları gerektiğini bildirin.

    amazon sahte ürünlere tolerans göstermez. bu yaşanan durum sonucunda, ürünün tedarikçisine karşı harekete geçtik ve amazon mağazalarında ürün satışı yapma olanağını elinden aldık. ürünün yenisini satın almak isterseniz mağazamızdaki orijinal ürünlere göz atabilirsiniz.

    sabrınız ve anlayışınız için teşekkürler. en yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle.

    amazon müşterisi olduğunuz için teşekkür ederiz
    --- spoiler ---

    yani adamlar bunu takip etmiş. ürünün orijinal olmadığına kanaat getirmiş. ürün dediğim de 20 liralık numaratör şeysi. sonra bunu alan herkese parasını iade edip özür dileyelim demişler. bu bambaşka bir seviye gerçekten.

    ben motor yağı, filtre falan bile alırken kılı kırk yarıp orijinal almaya çalışan insanım. bir filtre için taa gittim bayiden kendim aldım. yerli alışveriş sitelerinde satılanların çoğu sahte. ve buna çanak tutuluyor. hal böyleyken bu adamların bu davranışı inanılmaz memnun edici.

    edit: entry amazon tarafından linkedin ve instagram'da paylaşılmış. sosyal medya kullanmadığım için birçok yazarın mesajıyla farkettim sağolsunlar. entry'nin reklam, pr çalışması olduğunu düşünen arkadaşlar olduğunu gördüm. isteyen istediği gibi düşünebilir, tüm düşüncelere saygılıyım. ben sadece deneyimimi paylaştım.

  • değişik bir sektör bu. ekmeğimizi bundan yiyoruz. fazla bilinmeyen birkaç şey paylaşayım sizle.

    - asansör firmalarının çoğu üretim yapmaz. sizin muhattap olduklarınız çok büyük ihtimal montaj firmasıdır.

    - üretim yapan firmalardan malzemeleri alır, montajını yapar. kısaca işçilik ücreti alır.

    - üretim yapan firmalar asansörcü veya müteahhitler dışındakilerle muhattap olmamayı tercih ederler. ( bkz madde 1 )

    - bulunduğunuz binada asansör revizyonu yapılacaksa ya da yeni binanıza asansör yaptırmak istiyorsanız montaj firmasını iyi seçin. ( çok şahit olduk parasını alıp montajını yapmayan, yarısını tamamlayıp işi uzatan vs.. )

    - periyodik bakım denen şey aslında hiçbir şeydir. yani asansörcüler için öyledir. bu onlar için gelir kapısıdır o kadar.

    - 50 liraya da 500 liraya da aylık bakım yapanlar vardır. ayda bir kere gelir uğrarlar. bir şey yaptıkları da yoktur açıkçası.

    - son yıllarda internetin yardımıyla da olsa bina sahipleri ya da yöneticileri üretim yapan firmaları bulmakta, fiyatları sorgulamakta, asansörcülerin söylediği fiyatlarla üretici fiyatları arasındaki uçurumu görünce çıldırmaktadırlar. gerçi burada asansörcüleri anlıyorum. adamların işçiliği var, benzini var, osu var busu var. bulabildiğine geçirecek işte. yapacak bir şey yok.

    - türkiye asansör sektöründe üretim bakımından son yıllarda oldukça gelişim göstermekte. a'dan z'ye bütün malzemeler burada üretiliyor artık.

    - bu sektöre girecek arkadaşların muhattap olacakları insanlar biraz değişik söyliyeyim. yani öyle beyaz yakalı tipler değil bunlar. farklı biraz. alışmak da zorluk çekebilirsiniz.

    - örnek vermek gerekirse 4 kişilik 6 duraklı bir binanın orta kalite asansör malzemesi fiyatı peşin olarak 13-14 bin civarı. kişi, durak sayısı, kalite fiyatın değişmesinde büyük etkenler. bu fiyatın altında ve çok üstünde malzemeler de bulabilirsiniz. ayrıca size yapılacak teklif tabi ki o fiyatlar olmayacak. üstüne işçilik yani montaj fiyatı eklenecek.

    asansörle ilgili her türlü soruya açık olan juninho de macedo saudade sundu.

    not: eksi seyler’de paylasilmis. o fiyatlar uctu gitti.

  • harcanmış bilim adamlarından ludwig boltzmann tarafından tanımlanmıştır.
    termodinamiğin ikinci kanunuyla açıklanır.
    evrenin temel kurallarındandır.
    -düzensizlik ya değişmez ya artar-
    örnek olarak difüzyon verilebilir. ayrı duran maddeler birarada olandan daha düzenlidir ve kendiliğinden karışmış sıcak ve soğuk sudan olmuşmuş ılık suyun bir daha sıcak ve soğuk diye ayrılması neredeyse imkansızdır.(en azından ömrünüz üssü 1000 kadar sene bekleyebilirsiniz)
    eskime , püsküme , yaşlanma , yıllanma gibi eylemlerin nedenidir. (ah şu sürtünme yok muu...)
    en düzensiz enerji ısıdır ve bi gün bütün enerji ısı olacak (entropi artıyo ya) bu da evrenin sonu olacak. (ısıl ölüm)
    entropinin formülü : s = k * log(olasılık sayısı) [ne olduğunu anlamak için ünide fizik okiicam , sonra daha iyi anlatırım]
    eğer bulduğunuz teori görelilik veya kuantum teorileriyle çelişiyosa belki affedilebilir ama termodinamiğin ikinci yasasıyla çelişiyosa asla. bu yüzden ayrıca dikkat edilmesi gerekir.

    ve en önemlisi aşk mektuplarinda asla anlatilmamasi gereken bir konudur :(((

  • ali türkşen: hulusi akar istifa etmeliydi
    didem arslan: ama darbecilere bağırdığını söylüyor
    ali türkşen: demek ki iyi bağıramamış

  • bu nasıl bir terbiyesizliktir. böyle şeyin mizahı dahi olmaz. bu habere seyircinin önünde özür dileyerek ceketini çıkartartan neşet ertaş'ı dinlerken denk gelmem de ayrı bir ironi. buyrun sayın cumhur başkanımız biz millete hizmetkar olmaya geldik diyordunuz, partinizin vekilleri ortaçağın arap emirleri gibi saltanat sürüyor.

  • [ilk fularsız tavsiyem bu şahane bilimkurgu]

    insanın ömrünü uzatan şeylerden ilki zeytinyağı, ikincisi de blade runnerı sevmeyenlerle film tartışmamak. diktatör olsam, vize başvurularında bu filmden sahneler sorardım, o kadar seviyorum. dolayısıyla esinlendiği kitabı okumam farzdı.

    do androids dream of electric sheep, filmden epey farklı olduğu için, kıyas yapmak yerine kitaptaki ilginç fikirlere odaklanayım:

    1) insanların çoğunun mars'a göçtüğü, hayvanların çoğunun da soylarının tükendiği radyoaktif bir dünyadayız. kültür, geride kalan az miktardaki "hayatı" koruma üzerine gelişmiş. bunu empatiyi yücelterek yapıyor. mesela en yaygın dini ibadet, sanal gerçeklik yoluyla isa benzeri bir figürle birleşmek ve acısına ortak olmak.

    hayvan beslemek bu yüzden teşvik edilen bir şey. empatinizi göstermenin bir yolu. fakat gerçek canlı hayvanlar çok pahalı olduklarından, çoğunluk sentetik-robotik hayvan besliyor. esas oğlan deckard'ın da böyle bir koyunu var (electric sheep).

    --- spoiler ---

    2) burada ilginç bir ikiyüzlülük gözüküyor: empati ambalajının içinde, gerçek hayvan sahibi olmanın kazandırdığı sosyal statü saklı. deckard bu yüzden koyununun gerçek olmadığını herkesten saklıyor. ona "bakıyor" ama ondan nefret ediyor; tek derdi gerçek bir hayvan alabilmek. bizim gibi belli bir köpeğe veya bal porsuğuna empati duymuyor, onun yerine genel olarak "hayvan sahibi olma" fikrine hayran.

    3) deckard'ın koyunuyla olan ilişkisi, bir kelle avcısı olarak avladığı ("emekli ettiği") kaçak androidlerle olan ilişkisine paralel: androidler empati duymayı beceremedikleri için, o da onlara karşı empati duymuyor ve onları kolayca öldürebiliyor. kullandığı turing testi benzeri test, aradaki bu empati uçurumunu ölçüyor.

    fakat uçurum sandığı kadar geniş değil, kendi de sandığı kadar insan değil. yeni nesil androidlerle karşılaştığında bunu anlıyor. onlar da hayatta benzer bir anlam arayışı içindeler, aynı soruları soruyorlar. belki onlar da bir hayvan sahibi olup ona bakmayı düşlüyorlar (do androids dream of electric sheep?)

    ***

    4) kitabın ortalarında, filmde olmayan mükemmel bir sahne var. deckard'ın ikinci polis istasyonuna gittiği sahne bu. birkaç satırda tüm gerçeklik alt üst oluyor. buradaki bir karakter üzerinden, sadece androidlerin insanlara giderek benzemediği, empati yoksunu olan insanların da androidlere benzedikleri işleniyor. blade runner'daki android şirketinin sloganını hatırlayın: more human than human

    5) deckard'ın bu noktada düştüğü kimlik bunalımının, toplumsal bir paraleli de var. ikinci ana karakter olan isidore, radyoaktivite yüzünden aptala dönmüş (chickenhead). bunun gibi tipler toplumda bir alt kast oluşturuyorlar. mars'a göç edip oranın gen havuzunu kirletmeleri yasak. sadece dünya'daki ayak işlerini yapmalarına izin var. sözde empatiyi yücelten kültür, bu insanlara köpek muamelesi yapıyor.

    6) burada çift katlı bir ironi var: isidore'un arkadaşlık kurabildiği tek kişi kaçak bir android. zor bir arkadaşlık bu ama isidore yalnız olmamaktan o kadar memnun ki, hikayedeki en empatik ve yardımsever karakter o. bu "eksik" insan, deckard'dan daha insan.

    7) giderek belirsizleşen insan-android ayrımına paralel olarak, organik-inorganik ayrımı da anlamsızlaşıyor. hikaye bunu "kipple" dediği, giderek artan çöp yığını kavramı üstünden işlemiş. bu çöp, önceleri, dünyanın terkedilmişliğini ve ölümünü sembolize ediyor gibi gelmişti bana. ama sanki canlı birşeymiş gibi, bir ekosistemmiş gibi sunuluyor giderek. çöpün arasında "evrim" devam ediyor, canlılık yeni formlar alıyor. en sonda, "doğada" bulunan kurbağanın mekanik çıkması, bu değişimin sembolü. işin ilginç tarafı, deckard hayvanın organik olmamasını umursamıyor. eskiden robot koyunundan nefret eden bu adam, artık bu kurbağaya samimi olarak bakmak istiyor.

    9) bu değişimin anlamını görmek için, yaygın din olan mercerism'in geçirdiği değişimi de düşünmek lazım:

    bu dinin uydurma olduğu, mercer'in bir sahte peygamber olduğu, bir noktada tartışmasız biçimde kanıtlanıyor. fakat insanlar yine de dinden soğumuyorlar. aksine, deckard hem hala mercer'le ruhsal birleşme gerçekleştirebiliyor, hem de bunu eskisinden çok daha derin biçimde yapabiliyor (sanal gerçeklikle gerçek arasındaki duvarı yıkacak kadar derin bir bağ). bu, insanın ruhsal ihtiyacının ve empati yeteneğinin derinliğini gösteren bir alt-hikaye.

    gri tonlarıyla dolu bu yolculuğu, deckard daha önce hiç olmadığı kadar insan olarak bitiriyor.
    --- spoiler ---

    ***

    not: alacak parası veya indirecek bilgisi olmayanlar sözlükten erişsinler. çaylaklarsa da emailden (immanuel.tolstoyevski at gmail) veya twitterdan veya blogdan mesaj atsınlar, epub formatında yollayabilirim ingilizcesini.

    not 2: ingilizcesi burada. dili zor değil, az biraz biliyorsanız pratik olmuş olur. cikletsakiz isimli yazar sağolsun, türkçesi de burada

  • pazarcının biri sağ elindeki baltayla sol kolunu kesip satsa, satın alıp yiyecek mideye sahip insanların bulunduğu videodur. izlemeden önce bunu düşünüp ona göre açın linki.

    bu nasıl bir kültürdür diye düşündürür.

  • gerçekten de hayatımda gördüğüm en inanılmaz mantık hatası olabilir. "iyi bir çocuk olursanız, bir gün siz de şirinler'i görebilirsiniz" şartına rağmen gargamel isimli koca herif şirinler'i görebilmektedir. adam hem çocuk değil, hem de iyi değil. yaa yaa.