hesabın var mı? giriş yap

  • isterseniz kusura bakın ama çoğunuzun zeki kadın neyine oğlum? siz o kadını kaldıracak potansiyele sahip misiniz de?

    edit: lan oğlum kendinizi metheden mesajlar yazıp durmayın. erkeğim amk. bi de bir özellikler yazıyorsunuz, şöyle zekiyim böyleyim diye, gerçekten zeki olsanız benim kadın olduğumu düşünür müydünüz lan?

  • şekerle vs alakası yoktur. sigara bir bağımlılıktır. tüm bağımlılıklarda olduğu gibi dopamin seviyesinin yükselmesi ve alçalmasıyla alakalıdır.
    nikotin duman yoluyla vücuda alındıktan yaklaşık 10 saniye sonra ağız, burun ve akciğerlerin mukozal dokusu tarafından hızla emilir ve kan akışı ile beyine taşınır.

    nikotin şekil olarak asetilkoline benzer ve nikotinik asetilkolin reseptörlerine ( alıcılar) bağlanır. bu reseptörler ligand kapılı iyon kanallarıdır, hücre içine sodyum veya kalsiyumun girmesi sağlanır, bu reseptörlerin uyarılması sonucu dopamin salgılanmasını başlatır. nikotin aynı zamanda adrenal bezleri uyarıp epinefrin (adrenalin) nörotransmiterini uyarır. bu durum asetikolin salınımını arttırır, sonuçta dopamin salınımı artar, kalp hızı ve kan basıncı artar, kişi kendini iyi hisseder (asetilkolin iskelet kaslarını uyarır yani kasılmayı tetikler).

    benzer mekanizma kokain, metamfetamin gibi uyarıcılarda da görülür. bunların yoksunluğunda vücut eksikliğini hisseder çünkü dopamin salınması azalır. dopamin, beyindeki birçok bölge ile etkileşen ve kişinin kendini mutlu hissetmesini sağlayan bir moleküldür. dopaminin salınmasını sağlayan herşey kendimizi mutlu hissetmemizi sağlar. benzer etkiyi kahvedeki kafein de yapar. spor da sevdiğimiz hobiyi yapmak da, bazı uyarıcı ve uyuşturucu maddeler veya davranışların hepsi dopamini uyarır.

    daha detay çok da, sıkıcı olmasın. ama sigara içmek şekeri doğrudan tetiklemez. o işler başka mekanizmalar üzerinden gider.

  • güvenlik sektöründe çığır açtılar şu anda;

    --- spoiler ---

    "ah be abicim ne gerek var bu kadar lazere falan. kapıya bi çift ayakkabı koysalar, biri var diye girmeyiz..."

    --- spoiler ---

    bu ne ulan aahhahahha

  • ölçüsüz ve izansız. sıkıcı. bıyıklıysa çok daha sıkıcı. aynı konuyu bir bıyıklıyla tartış bir de bıyıksızla, bıyıklı olan daha çok sıkıyor.

    yürüye yürüye geldiğimiz ve ayrı yollara gideceğimiz belliyken, o yol ayrımına on metre kalmışken "türkiye'nin üzerinde büyük oyunlar dönüyor" diyemezsin densiz gibi.
    nereden baksan 3 km.si var bu iddianın. ben karşı iddialarımı sunacağım, sen o zavallı beyninle karşı itirazlar getireceksin böyle böyle... nereden baksan aynı hatta ait dokuz ila on dolmuş yanımızdan geçmiş gitmiş olacak.

    "evet abi ya. dönüyor bazı oyunlar" diyerek bitirebilir miyim bu mevzuyu? ya da "yok ya dönmüyordur oyun moyun. hadi görüşürüz hocam" diyerek ben orada ayrılabilir miyim? ağır siyasî geyik yapacağız ve on metre sonra herkes kendi yoluna gidecek. gidemez. ben geriye kalan yolumu tartışa tartışa giderim akli melekeler açısından problemli bir insan profili çizerek.

    daha da beter olan o ayrımda ayakta dikilip lafın sözün bitmesi için bekletiyorsun insanı. yapmayın bunu. gerekirse yolu uzat ama 10m için 8m'lik konu aç, kalan 2m'de de vedalaşma ritüeline vakit kalsın.

    edit: umut sarıkaya'nın karikatürü var imiş bu konuda (ki olmasa şaşardım zaten) peki umut sarıkaya benden önce bunu nasıl akıl etti !!!?!!? biz bunları tartıştık zamanında buralarda #35011952

  • gece 2'de sıcaktan uyandım. etraf karanlık, kimse uyanmasın diye ışığı açamıyorum, kör bir şekilde yolumu buluyorum. bu havasız karanlıkta ne yapacağım? seçenekler:

    1) 31
    2) netflix buffer yaparken kısa bir 31

    netflix açıldı, ama hızlı açıldı dikkat edersen, daha donumu indirmemiştim. hafif bir şeyler izleyip sızayım derken, yanlışlıkla daredevil'e tıkladım, hadi dedim bir bölümüne bakayım, bari eğlendirici bir şey olsa. 6 bölüm sonra ben hala kanepedeyim ve işe gitmeye hazırlanan hatuna bunca saattir kahvaltı bile hazırlayamadığım için utanıp salonda uyuyakalmış numarası yapıyorum. ancak o zaman farkediyorum saatlerdir işemeye bile kalkmadığımı ve patlamak üzere olduğumu.

    izlediğim en iyi marvel şeyi, filmler dahil. yalnız esas oğlanın ortağı olan karakterin olduğu sahneleri atlıyorum genelde, jar jar binks gibi bir şey, lüzumsuz ve söndürülmesi lazım.

    halen kanepedeyim sanırım, dövüş koreografilerini yattığım yerden yeniden canlandırıyorum. karşı koltuğu iyi dövdüm geçen bölüm, sezon finalinde cam sehpaya dalıcam. bu entry bir rüya mı? buffering...

  • malesef birçok sebebin bir araya gelerek oluşturduğu tablonun nedenleridir.

    terör olayları ve sonrasındaki darbe girişimiyle beraber batı'dan gelen turist ve öğrenci sayısı radikal şekilde azaldı. türkiye'yi darbeden sonra terkeden yerleşik yabancı sayısının da oldukça fazla olduğunu ekleyelim. sonuç olarak caddenin farklı kültürlerden gelen karışık yapısı türklere ve ortadoğulu turistlere bırakılmış oldu. halbuki istiklal caddesi'nin kozmopolit yapısı karakteristik niteliklerindendi.

    yeni gelen kullanıcı nitelikleri de caddedeki işletmeleri ve dokuyu şekillendirdi. daha doğrusu caddenin ziyaretçisi kitle ne isterse o satılır oldu. kitapçılar, barlar ve gece kulüpleri yerine nargile kafeler, baklavacılar ve arap restoranları açıldı.

    bununla beraber yeni şekli kendi hayat tarzıyla uyuşmayan bireyler de istiklal caddesi'ni -haliyle- terketmeye başladı. üniversite öğrencileri ve genç nüfus (özetle caddenin dinamik kesimleri) kadıköy ve beşiktaş'a kayınca da istiklal caddesi iyice yalnızlaşmaya başladı.

    yine de pek karamsar değilim ben açıkçası, eninde sonunda bu durumun sonsuza kadar devam edeceğini düşünmüyorum. beyoğlu'nun tarihini incelediğimizde istiklal caddesi ve taksim'in her on senede bir yeni bir kimlik sahibi olduğunu görüyoruz. böyle bir geçişin ardından daha kuvvetli şekilde sahneye döneceğini düşünüyorum. zira dünyanın hiçbir şehrinde istiklal caddesi kadar büyük potansiyele sahip bir cadde daha yok. eh, bizim de istiklal caddesini bırakmaya niyetimiz yok.

    konuyla ilgili hürriyet gazetesi'nde ara güler, ilber ortaylı, vedat milor gibi isimlerin katkılarıyla hazırlanan beyoğlu yazı dizisini incelemenizi tavsiye ederim. ben epey beğenmiştim.

  • on kere ligin en skorer oyuncusu olmus, bunlarin buyuk kisminda otuz sayi ortalamasini gecmis ve bir seferinde 37.1 gibi bir ortalama tutturmus, kirk yasinda 20 sayi ortalama yapmis kariyerini 30.1 sayi ortalamasiyla bitirmis, ve bunlari prime time'inda babasinin oldurulmesiyle basketboldan iki bucuk yil uzak kalarak basarmis, (bkz: chicago bulls) takimina 6 sampiyonluk kazandirmis, nba tarihinin en iyi skoreri ve tum basketbol tarihinin en buyuk sporcusudur.