hesabın var mı? giriş yap

  • fi tarihinden aklımda kalanlarından:

    beyler boyum çok kısa

    - beyler boyum 1.63, kızlar hiç beğenmiyor, ne yapabilirim?

    - kestir ve orta boylu bir kadın olarak hayatına devam et.

  • kılıçdaroğlu ile çıkardım ki kirasını faturasını günü gününe öder, dert yaratmaz gibi.

    ince ile çıksam bu eve paso karı kız getirir, içer, dağıtır, bulaşıklara el sürmez gibi. “olm muharrem gel bir konuşalım şu evin durumunu” dediğimde de demagoji yapar, kafa bırakmaz gibi.

  • penaltılar kullanılıyordu. heyecandan annemle yerimizde oturamazken bir ara balkona çıktık, bıraksan hatim indireceğiz dua ederken. o an kafayı kaldırdığımda karşımda gördüğüm manzaraysa elinde hakikaten kur'an'ı, başında örtüsü karşı komşumuz okuyor. onunla göz göze geldik, içeriye tekrar girdiğimdeyse popescu son penaltıyı kullanmıştı bile.

    çoluk çocuk, kadın, erkek tüm türkiye'nin inandığı, en derinimizden gelen bir duaydı 17 mayıs. tekrar kutlu olsun ulusun evlatları, fatih'in aslanları!

  • arkadaşlar üzgünüm ama sizden daha ilgi çekici birisini bulmuştur. çağ; bıkma çağı.

    edit: kadın suserlardan linç ya da dediklerimi yalanlar nitelikteki birçok mesaj aldım. böylece yukarıda söylediklerimin doğruluğu onaylanmış oldu. sayın hemcinslerim kimsenin cebinde beklemeyin, yedek plan olmayın. özsaygınız olsun.

  • köpeğimiz asla tut getir oyununu öğrenemedi. attığımız şeyi yakalıyor ama bize getirmiyor. tam tersine alıp kaçıyor bizim onu kovalamamızı istiyor. "getir!" diyorsun getirmiyor. "gel!" diyorsun attığın topu bırakıp geliyor. biz de "herhalde aptal biraz ondan" diye düşünüyorduk.

    aptal olduğunu düşünmemizin bir diğer sebebi de topunu sürekli tv sehpasının altına kaçırması. sürekli salonda tv sehpasının orada oynuyor ve illa ki bir noktada top sehpanın altına kaçıyor. sonra başlıyor ağlamaya. biz de mecburen her seferinde işimizi bırakıp gidip topu çıkarıp ona geri veriyoruz. ama üzülüyoruz tabi bir yandan "ne kadar aptal köpeğimiz var şunun sehpa altına kaçacağını öğrenemedi" diye.

    bugün fark ettim ki köpek bizle tut getir oynuyo lan. o topu atıyo biz getiriyoruz. bunu da bir tek top sehpa altına kaçtığında yaptığımızdan bilerek hep orada oynuyor. biraz oynar gibi yapıp topu ittiriveriyo sehpa altına. sonra iki üç ağlama sonrası biz getiriyoruz. resmen bizim ona öğretemediğimiz şeyi o bize öğretti. sadece tut getir de öğretmedi bir şey nasıl öğretilir konusunda iyi de bir ders verdi şerefsiz köpek.

    şimdi kendimi baya aptal hissediyorum. adi köpek.

  • hadi biz türk olduğumuz için mustafa kemal atatürk demişiz de batılı tarihçiler ne demiş. ingiliz tarihçi james edward hoare bilgisayar oyunlarının kategorilerine puan verir gibi komutanlara da puanlar vermiş.

    napolyon için

    yaratıcılık: 3
    cesaret: 4
    öngörü: 4
    planlama: 3

    rommel için

    yaratıcılık: 3
    cesaret: 4
    öngörü: 2
    planlama: 3

    büyük iskender için

    yaratıcılık: 4
    cesaret: 5
    öngörü: 3
    planlama: 3

    timur için

    yaratıcılık: 2
    cesaret: 3
    öngörü: 3
    planlama: 5

    jül sezar için

    yaratıcılık: 5
    cesaret: 5
    öngörü: 3
    planlama: 4

    fatih sultan mehmet için

    yaratıcılık: 5
    cesaret: 5
    öngörü: 4
    planlama: 4

    mustafa kemal atatürk için

    yaratıcılık: 5
    cesaret: 5
    öngörü: 5
    planlama: 5

    şöyle demiş sonra: mustafa kemal askerlik hayatının son muharebesinde ülkesini işgalden kurtaran büyük bir zafere imza atmıştır. zaferin büyüklüğü, en zengin bölgeleri işgal altında bulunan bir ülkede bin bir zorlukla bir araya getirilen kaynaklarla ve büyük riskler alınarak başarılmış olmasından kaynaklanmaktadır. zorluklar sadece maddi değil aynı zamanda politikti, çünkü hazırlıklar geciktikçe içeride muhalifler fırsat bekliyor, dış ilişkiler de hassas dengelere dayanıyordu. ancak aylar süren planlama ve hazırlık çalışmaları bu risklerin iyi hesaplanmasını sağlamıştır. kaynaklar çok kısıtlı olduğundan, en doğru zamanda kararların verilmesi gerekiyordu ve mustafa kemal paşa da tam olarak bunu yaptı.

    ek olarak; çin'in en ücra köşesindeki maden işçisi de, norveçli balıkçı da, amerikalı yanki de konu komutan olduğu zaman anca ikinciyi belirleyebilirler.