ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
teoman'ın daha 17 dediği kızların bugün 30 olması
-
teoman'ın 2000 yılında çıkardığı "onyedi" adlı şarkısında bahsi geçen kızların bugün 30 yaşında olması durumu.
acı gerçek hatta acımasız gerçek.
yeni bir insanla tanışmaya üşenmek
-
ilişkilerde nirvana'ya ulaşmış kişidir. sonu belli olan bir eylemin henüz başlamamışken bitirilmesi.
git, yeni biriyle tanış, çabala, ilk başta herşey iyi gitsin, sonra sikimsonik sebepler yüzünden kavga et, canını sık, ayrıl, tekrar barış,...
ilişkide amaç nedir? mutlu olmak di mi?
ama öyle olmuyor ki. belli bir süreden sonra saçmasapan bir hal alıyor. en azından benimkilerde durum böyle.
eminim bu konuda yalnız da değilimdir.
cumartesi gecesi evde oturanlar zirvesi
-
evde olacağım için katılamayacağım zirve.
george carlin
-
"ortalama bir insanın ne kadar aptal olduğunu düşünün, şimdi de insanların yarısının bundan da aptal olduğunu düşünün" demiş. helal olsun.
ilk buluşmada hesabı kıza ödeten erkek
-
bendenizdir. sürpriz biçimde o gün buluştuk, 12,5 sene önceydi cebimde çok az para olduğunu aklıma getiremeyecek kadar heyecanlanmıştım. hesabı buluştuğum o kıza ödettim. üstelik 20. yaş günümdü. yaş bir durumdu. 20 ekimde, 20. yaş günümde aşık olduğum kızla ilk defa buluştuğumda hesabı ona ödettim.
fena mı oldu? evlendik, hesabımız ayrı gitmedi. bir hafta sonra da bir çocuk katılacak bize. iyi ki ona ödetmişim o hesabı.
sonra nasıl ikinci randevu için bu defa benden diye bahane yaratırdım...
28 ağustos 2014 hdp'nin erdoğan'ı alkışlaması
-
seçimden önce "berkin'i, lice'yi, roboski'yi, gever'i unutmadık" diye oy avcılığına çıkan hdp'nin, seçimden sonra 28 ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı yemin törenine katılarak recep tayyip erdoğanı ayakta alkışlaması olayıdır.
chp yemin törenine katılmıyor.
mhp katılıyor, alkışlamıyor.
başta selahattin demirtaşve pervin buldan olmak üzere hdp grubu çılgınlar gibi alkışlıyor, iki partinin de gerisine düşüyor.
tebrikler.
almanların mükemmel bir millet olması
-
çalışırken son derece disiplinli, kuralcı, ama eğlencede asla kural sınır tanımamalarından kaynaklanır.
bizde ise tam tersi amk çalışırken asla kural tanınmaz, iş eğlenceye geldi mi, kuralına göre eğlenmeye çalışırız, o yasak, bu günah vs. saçma sapan düğünlerimiz de buna güzel bir örnektir.
gelmiş geçmiş en iyi türkçe dizeler
-
'ay doğdu da şafak atmada sandım
meğer yarin düğmeleri açılmış'
karacaoğlan
felix baumgartner
-
adam 25 kilometre yükseklikten tweet atıyor, biz burada zeminden internete bağlanamıyoruz amk.
cemre mira yılmaz
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
bunu çok yakınlarım hariç kimseye anlatmadım. burada zaten kim olduğumuz belli olmadığı için yazmamda bir sorun yok.
yıl 2010, amerika'nın alaska eyaletindeyim*
orada yaşamaya başlayalı yaklaşık iki ay olmuştu. şehrin yaşam tarzına artık alışmıştık. mesela sokakta yürüyen bir tek insan yoktu. sadece biz türkler yaya idik, herkes arabayla geziyor.
birgün marketten çıktım bisikletimi bağladığım yere doğru ağır ağır yürüyorum. arabanın birinde şoför koltuğunun yanında bi tane yaşlı adam oturuyordu, adam aynı dedem. ama bukadar benzer yani. kendimi ona bakmaktan alamadım çünkü aşırı benziyor. o da bana bakıyor. artık o kadar uzun bakıştık ki adam elini yavaş yavaş kaldırıp bana selam verdi. yavaş yavaş diyorum çünkü galiba adam felçliydi, felçli tanıdığı olanlar bilir, hani ilkokulda hoca parmak uçlarımıza cetvelle vururdu ya, parmaklarımızı birleştirirdik, hah işte eli öyleydi. o şekildeki elini yavaşça başına kaldırarak selam verdi ve gülümsedi.
ben iyice heyecanlandım çünkü benim dedem de felçli. adamın yanına gitmek istedim ama hasta olduğu için birileri adama zarar vereceğimi düşünür diye çekindim ve gitmedim. arkama baka baka gittim ve adam da hiç gözünü benden çekmedi.
türkiye ile aramızda 11 saat var. yani alaskada sabahken türkiyede akşam oluyor. ben ertesi gün sabah yani türkiyede akşamken bizimkileri türkiyeyi aradım, normal konuştuk ettik. dedemin öldüğünü söylediler. ne zaman dedim dün dediler. yani benim o markette dışarıda o adamla selamlaştığım an.
dedem yaklaşık 25 sene felçli yattı, yatalaktı yani. çok zor yıllar geçirdi. ben dedemin normal halini hiç göremedim. bir kere bile sohbet edemedik yani adam zaten yatalak. ama hep sıcaklık hissederdim adamcağıza. severdim yani.
lafın özü bu olay bana pek tesadüf gibi gelmedi. dedemin zaten hayatımızda bir yeri yoktu ki hatırladım özledim aklıma geldi ölümü de ona denk geldi desem. adamın öldüğü anda benim birini ona sanki oymuş gibi benzetmem, elin amerikalısıyla vedalaşır gibi selamlaşmamız bana gülümsemesi kaybolana kadar birbirimize bakmamız..
dedemin kafamdaki görüntüsü hep o adamın görüntüsüdür, diğer hallerine dair gariptir ama hiç bir anı yok. hep o gülümseyip bana selam verdiği anı hatırlıyorum.
yıllık 17 milyon euro
-
ingilizler büyük ihtimalle bizim yeni tl işaretini euro işaretine benzettiler ve bizim gazetelerde çıkan 17 milyon tl'yi 17 milyon euro olarak çevirdiler.