hesabın var mı? giriş yap

  • iddia ediyorum pastırma makinesi bu kadar ince kesemez.
    cimrilik, adam kazıklama, üç kuruşluk malı 33 kuruşa iteleme, aç gözlülük ve nicesi neler yaptırıyor insanlara.

    yurdumun standart esnafı işte.

  • dinî saiklerle defalarca yasaklandığını biliyor olmama rağmen basbayağı bir mahkeme salonunda yargılandığını öğrenmemle "bir yaşıma daha girdim" dedirtmiş olan, son beş asra tam manasıyla damga vurmuş içecek.

    hadise, 16'ncı asrın başlarında mekke'de geçiyor. 1510 senesinde mekke'ye memlük sultanı kansu gavri tarafından inzibat amiri olarak atanan ve daha evvel memlük-osmanlı ilişkileri açısından da halep emirliği görevini ifa ettiği dönemde kayda değer bir rol oynamış olan hayır bey, islamiyet'in kutsal mekanlarından en mühimlerini barındıran şehirde gelişmekte olduğuna şahitlik etmeye başladığı kahve tüketimi ve kahvehane kültüründen ciddi biçimde hicap duymaya başlamıştır. insanların ilk defa ibadet haricinde bir araya geliyor olduklarını gören ve rivayete göre bir araya geldiklerinde de kahve adlı sıcak içkiyi aheste aheste yudumlayarak ve bunu yaparken de abartılı bir keyif gösterisi eşliğinde birbirleriyle yüksek sesle sohbet ettiklerine şahit olan hayır bey, hem insanların cami haricinde bir araya gelerek sosyalleşmeye başlamasından hem de tüketilen içeceğin insanları sarhoş değilse de çakırkeyif hale getirmesinden duyduğu derin rahatsızlık sonucunda harekete geçmeye karar verecektir.

    kısa süre sonra kentin ulema şûrasını toplayan hayır bey, rivayete göre kentin bütün fıkıh alimlerinin önünde bir fincan kahveyi tahta bir taburenin üzerine koymuş ve bu içeceğin insanlara nasıl manevî zararlar verdiğinden dem vurarak dakikalarca kahvenin haram buyrulması hususunda vesvese sınırlarında gezinen bir savunma yapmıştır. nihayetinde, kentin müftüsü haricinde bütün şûra mensupları hayır bey'e hak vermek suretiyle kahvenin haram ilan edilmesine ve içilmesinin, satılmasının ve üretilmesinin yasaklanmasına kanaat getirmişlerdir.

    meselenin aslında bizzat kahvenin kendisi değil oluşturduğu ve şeriat hukuku ile sıkı sıkıya muhafaza edilmeye çalışılan toplumun içine kapalı sosyal dokusuyla ters düşen kültürle ilgili olduğu son derece sarih bir şekilde ortadadır. hayır bey'in kahve ve kahve içmenin tesis etmeye başladığı kültüre karşı aldığı bu tavrı, tipik bir yeni olandan korkma refleksi olarak görmenin mümkün olduğu gibi egemen sınıfın toplum üzerindeki hakimiyetini yitirme korkusunu son derece derinden hissetmiş olması şeklinde de gerekçelendirebiliriz.

    tahmin edebileceğiniz gibi bu yargılama süreci* ve sonrasındaki yasak ise son derece kısa sürmüş olup yukarıda bahsettiğimiz muhalefet şerhiyle dikkat çeken müftünün doğrudan sultan kansu gavri'ye durumu aktarması sonucunda doğrudan sultan gavri'nin emriyle kaldırılmıştır. yine de söz konusu yasağın yürürlükte olduğu kısa süre içerisinde de mekke ve civarındaki pek çok kahvehanenin kapatıldığı ve işletmecilerinin cezalandırıldığını söyleyebiliriz.

    tarihe "kahveyi yargılayan adam" olarak geçen hayır bey ise kariyerinin ilerleyen senelerinde bir memlük generali olarak önce osmanlılar'a karşı mercidabık savaşı'nın kaybedilmesine yol açmasıyla, ardından da saf değiştirip yavuz sultan selim'in mısır seferinde üstlendiği rehberlik rolüyle de hatırlanmaktadır.

    kahve ise bildiğiniz gibi! yargılanmasının üzerinden altı sene geçmeden 1517'de osmanlı imparatorluğu'na, 1526'da macaristan'a, 1529'da avusturya'ya, 1550'lerde malta'ya ve 1570'lerde de ingiltere'ye geçmiş ve popülarite anlamında da bir daha arkasına bakmamıştır.

  • profesyonel fitness eğitmeni olarak bunu yapıyorum hıyar olduğumu buradan öğrenmek güzel oldu

  • o estetikten uzak mavi paket tasarlanırken sen babanın taşaklarında bir amino asit tanesiydin muhtemelen, yok değildim diyorsan da mağarada yaşıyordun heralde, çizi ile bunun ne alakası var. ne içeriği aynı ne tadı aynı ne dokusu aynı ne pişirme şekli aynı.

    not: haylayf kırmızı çizgimdir.

  • atatürk döneminde kurulmuş tüm cumhuriyet şirketlerini "devlet şirket sahibi olmaz" argümanı ile satıp bitiren siyasal islamcılar ın domates, biber, ucuza peynir, soğan, patates satma girişimlerine bir örnektir.

  • askerde yokuş yapmak diye tabir edilen durum. günlük hayatta da sıkça örneğine rastlanır bunun. mesela bir devlet dairesinde basit bir iş yaptırırken çoğunlukla işi yokuşa sürerler, yardımcı olmak istemezler. hatta senin zorlanmandan sadistçe bir zevk alanları bile vardır. sen gidince bıyık altından gülerler. çoğunluk olarak birbirimizin hayatını zorlaştırmaktan ilginç bir şekilde keyif alıyoruz. milletçe en büyük eğlence kaynağımız bu sanki. bim'deki durum da bunun bir örneğinden başka bir şey değil.

  • del bosque ye ayar verirken rıdvanın ayarına maruz kalan eski futbolcu, yeni futbol yorumcusu..

    güntekin onay: del bosque’yi anlatır mısın biraz sergen?
    sergen yalçın: adama kamp dediler, ‘o ne’ dedi. kamp yaptırmamış ki hiç, kampın ne olduğunu bilmiyordu.
    rıdvan dilmen: ne üzülmüşsündür sen de kamp olmadığına..

  • fransa'dan almanya'ya doğru araç ile gidiyoruz. kongre vs derken yorulduk ve sınıra yakın bir kasabada gece konaklamak için mola verdik.
    ev sahibine market var mı dedik. 1 tane var dedi. tarif etti.
    gittik tarif edilen bakkal - manav karışımı markete. 1 tane personel yok. kapandı mı acaba dedik ama ışıklar yanıyor. alacaklarımızı aldık bekliyoruz sahibi gelsin ödeyelim. neredeyse yarım saat sonra biri geldi alışveriş için. sahibi sandık ama değilmiş. ürünleri aldı, masanın üstündeki ahşap kutuya para attı ve para üstü aldı.
    hemen sorduk sistemi.
    markette personel yokmuş, 24 saat açıkmış. fiyatlar zaten yazıyor dedi. kutuya atın dedi.

    ben böyle ahlaksızlık görmedim. müşteriyi siklemiyor bu avrupa. git kutuya kendin para at yok efendim para üstünü say ve al.