ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
kiralık vcd filmin tadını netflix'ten alamamak
-
katıldığım tespit.
ama nostalji meraklısı olduğum için katıldım. yoksa biraz düşününce aslında vcd filmleri değil de tek derdimin 5 kuruşa aldığım meybuzu erimeden önce yiyebilmek olduğu zamanları özlediğimi biliyorum. (bu bakış açısına “metin2’nin eskisi gibi keyif vermemesi” tarzında bir başlığa yazılmış bir entry sayesinde eriştim, bulursam ekleyeceğim.)
özetle, eski aktivitelerimizi ve eşyalarımızı değil de o zamanki halimizi ve neşemizi özlüyoruz.
18+'yı +18 yazan değişik insan
-
türkçe yazmasından kaynaklanan bir durum. tıpkı yüzde işareti gibi. biz yüzde elli deriz, %50 yazarız. gavurlar fifty percent der 50% yazar.
18+ da gavurcadır, türkçesi de artı onsekizdir.
bu kadar basit.
rokfor
-
seveninin çok sevdiği sevmeyenin ise küf bu deyip tükürdüğü bir peynirdir. kilogram üzerinden birim fiyatta diğer peynirlere nazaran pahalıdır. damakta bıraktığı tadı, lezzeti ve kokusuyla bu pahalılığa değer. ayrıca küflü ve yoğun yapısı nedeniyle tüketilebilen miktarı diğer peynirlere nazaran daha düşüktür. bir kahvaltıda 3x ezine peyniri tüketilebiliyor ise ezine yerine rokfor konur ise bu miktar x’e düşer. bu açıdan bakılır ise fiyatı aslında çok da pahalı değildir çünkü verimli yapısıyla daha az miktarıyla peynir ihtiyacınızı karşılar. ayrıca toptancısından tekerlek (bir tekerlek yaklaşık 4kg gelmekte) olarak alınır ise fiyatı daha alınabilir noktalara düşmekte. dayanıklı yapısı nedeniylede bozulmamakta ve uzun sürede yavaş yavaş tüketilebilmektedir. ben kahvaltıda tüketsem de daha çok şarabın yanında tüketilir. ve son olarak harika bir sos malzemesidir. tereyağında pembeleşinceye kadar kavrulan incecik çekilmiş soğana rokfor peyniri eklenir eridikten sonra krema eklenir birkaç dakikaya rokfor sosu hazır olur. bu sos bonfileden makarnaya bir çok üründe kullanılabilir.
kedi almak isteyenlere tavsiyeler
-
sokaktan sahiplenin. eğer gerçek bir kedi ile tanışmak istiyorsanız tekir kedi sahiplenin. tekir candır. bu arada tekir bir kedi cinsi değildir, tüy desenine verilen isimdir. kahverengi, gri veya sarman olabilirler, beyazları da olabilir. "challenge istiyorum, getirin lan en manyağını" diyorsanız şayet, kızıl tekir deneyin.
tekir candır, kedi olduğunu hissettirir bir kere. asla biblo değildir, evin düzenini skip atar, koltuk perde bırakmaz. süt liman bir ortamda bile çotannk diye bir yerlerden havaya zıplar, evde haşerenin yaşama ihtimali teorik olarak sıfırdır. camlarınızda mutlaka sinekliğiniz olsun, ama oldu ya eve bir sinek girerse o sinek eninde sonunda kedinizin patisi altında can verecektir. sineğin yüksekte uçması tavana konması asla bir kurtuluş degildir. tekirinizin aklındadır o, arada bir volta atar ama gözü hep oradadır. eninde sonunda indirecektir.
bir tekir sahiplendiğinizde mobilyalarınızın ömrünün maksimum 2 yıl sürebileceğini bilin, o yüzden ucuz mobilyaya yönelin.
bu derece hareketli ve sinir bozucu olmasına rağmen yorulup uykusu geldiğinde içini çeker, dibinizde kıvrılır ve dünyanın en masum canlısı olur çıkar. işte tam bu duruma tanıklık ettiğiniz ilk an, ona aşık olursunuz. o andan itibaren (allah gecinden versin) anca ölüm sizi ayıracaktır, buna emin olabilirsiniz.
qr kod ile atm'den para çekmek
-
millet daha kartı atm'ye sokamıyor, bizimkiler "keşke herkes kullansa" diyor.
50 yıl sonra olur kardeş.
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
lise. okulda üniforma rengi dışında (siyah ya da beyaz) başka renkli kazak, hırka, sweatshirt vs. giymek yasaktır. sınıfın tiki kızlarından biri o zamanlar moda olan yavruağzı gap sweat'iyle dersi takip etmektedir. tahtaya kilitlenmiş harıl harıl ders anlatan matematik hocası soruyu çözmeyi bitirip arkasına döndüğünde arkadaşı farkeder:
-kızım o üstündekini çıghar bak.
-hocam zil çalsın çıkarırım.
-niye? müziksiz çıkaramıyon mu?
sınıf iptal...
marmaris'in adının değiştirilmesi
-
(bkz: 15 temmuz şehitler plajı)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: bedelli askerlik
sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı,
ver 18 bin lira fukara kurtarsın vatanı.
hazırlıklarımız 19 yıl sürdü asıl şimdi başlıyoruz
-
19 senenin sonunu yağ ve et kuyruğu ile taçlandırmak, nereden bakarsan bak inanılmaz başarı.
umreden gelen 28 vatandaşın karantinadan kaçması
-
tanım: karantina altına alınmak istemeyen umrecilerin özel bir otobüs tutup kaçması olayı.
erzurum valisi okay memiş: “umreden geldikten sonra karantinadan kaçarak erzurum'a gelmeye çalışan 28 vatandaş çorum'da yakalandı.” — iha
sorumsuz insanlar. en ağır cezalar ile yargılanmaları gerekiyor.
kaynak
sabah
adalet bakanının ilgili tweet'i
parasına kesinlikle değen şeyler
-
spotify premium üyelik
çocukken babanın işyerine gitmek
-
çok büyük bir olaydı bu...
babam sirkeci'de bir atölyede çalışıyordu. annem kardeşimle beni alır, trene binerdik, tren cankurtaranla sirkeci arasından geçerken kız kulesini görmeye çalışırdım her defasında. sirkeci desen ana baba günü. kaybolacağım diye ödüm kopar annemin elini sıkıca tutardım. mısır çarşına uğrar, kuşlara yem atardık. babam bizi çakmakçılar yokuşunda karşılardı. atölyede çorap yapıyorlar. her yer kutular, ayak şablonları, çorap ütüleri, kumaşlarla kaplı. kendine has bir kokusu var hanın. çay içilen markalara bayılır, bir tanesini mutlaka cebime atıp eve getirirdim. mavi ya da kırmızı fark etmezdi. bizde iş yapacağız diye tuttururduk, çorapları kopçalama ya da kutuları sayma gibi görevler verirlerdi başlarından savmak için. sonra öğlen oldu mu, şimdilerde asla aynı tadı bulamadığım dönerlerimizi yerdik. uykumuz gelirdi bir vakit sonra. yere karton kutular serip üzerlerine örtücek yumuşak yastıklardan bulurdu hep babam. o makine seslerinin arasında uyumanın verdiği huzuru unutamam.uyandığımızda da atölyedeki ablalar bez bebek yapmış olurlardı bize.içi kırpık dolu renkli küçük bebekler, eve gidince düğmelerden göz ve yünden saç yapardı annem...
güzeldi,çok güzeldi