hesabın var mı? giriş yap

  • yaptırdıktan sonra şimdiye kadar yaşadığım en büyük pişmanlıklardan birini yaşadığım operasyon. korkudan şimdiye kadar yaptırmayan kafama sıçayım.

    (çok mesaj gelince tek tek yazmamak adina buraya yazayim:)

    dünya göz hastanesi’nde yaptırdım. altunizade. 2 tip önerdi doktor. lasek veya i-lasik.

    lasek: kornea kaldırmak yok. işleyiş korkutucu değil. fakat 2 gün yanma, batma, baskı hissediliyor. bunu yapan arkadaşım var, oradan biliyorum. doktor da söylemişti bu semptomları.

    benim olduğum i-lasik: makine korneayı kaldırıyor. laser yapılıyor ve doktor korneayı kapatıyor (detaylar önceki entry’lerde mevcut) olay anında ağrı, sızı, acı, hiç birşey yok. ama işlem korkutucu, korkmamak elde değil. ama acımayacağını bilince yine de çabuk geçiyor.

    ağrı kesici bile almadım. çıktım operasyondan güneş gözlüğümü taktım taksiyle eve gittim. ertesi günü otobüsle doktor kontrolüne güneş gözlüğümü takarak tek başıma gittim. ilk gün sabah olmuştum operasyonu, o gün karanlık odada yattım bütün gün. hepsi bu.

    25 sene gözlük takmış biri olarak, kesinlikle tavsiye ederim.

    kasım-2014 itibariyle:
    lasek: 2300 tl (6 taksit)
    i-lasik: 3200 tl (6 taksit)

    mayıs-2022 : gözler 8 senedir "0" miyop. yaşa bağlı hipermetrop başladı ama miyop yok. çok memnunum.

  • "fatih'te tramvayın çarptığı vatandaş"
    "#sıcakhaber tramvayın altında kaldı, tramvay altında kalan yayayı kurtarma çalışması sürüyor."

    her şeyin özeti, kahpe medya. hem de büyük harflerle.

  • jazz rock 1960’lı yılların sonları ile 1970’li yılların başlarında ortaya çıkmış, 1970-1980 arasında ise doruğuna ulaşmış bir müzik türüdür. genellikle klasik jazz ekolünden gelen yeni kuşak, jazz-blues müziklerini rock elementleri ile zenginleştirip daha dinamik ve popular hale getirmişlerdir. bu yeni kuşağın en etkin ve enerjik temsilcileri amerikalı larry coryell ve chick corea ile ingiliz john mclaughlin ve avusturyalı joe zawinul ve bunların topluluklarıdır (the eleventh house, return to forever, mahavishnu orchestra ve weather report). coryell ve mclaughlin progresif-rock etkisinde bir tür denerken, chick corea müziklerinde latin, zawinul ise internasyonal-folklorik öğeler kullanmıştır. 1970’li yılların ortalarından itibaren bu topluluklarda çalışan daha genç kuşak virtiyoz müzisyenlerin de kervana katılıp muhteşem albümler yaptıklarını gorüyoruz: amerikalı stanley clarke (bass gitar), billy cobham (bateri), al di meola (gitar), lanny white (bateri), jerry goodman (elektro keman), brezilyalı alphonso mouzon (bateri), fransız jean-luc ponty (elektro keman), çek jan hammer (klavye) gibi. aşağıda bu sanatçı ve toplulukların bende iz bırakan 10 albümünü listeleyeceğim. buraya sadece stüdyo albumleri alınmıştır ve her topluluk ya da sanatçı sadece bir eseri ile temsil edilmektedir. örnek olarak chick corea’nın buraya girecek en az 3 albümü daha sayılabilir. derecelemede müzik, konsept, kayıt-produksiyon kalitesi ve sanatçıların bireysel performansları esas alınmıştır. yine de, listedeki albümler ve bunların sıralaması ilk planda bireysel müzik zevkini yansıtmaktadır ve doğal olarak pek çok ekleme-çıkarma teklifine açıktır.
    1. romantic warrior (return to forever, 1976)
    2. enigmatic ocean (jean luc ponty, 1977)
    3. casino (al di meola, 1978)
    4. school days (stanley clarke, 1976)
    5. spectrum (billy cobham, 1973)
    6. my spanish heart (chick corea, 1976)
    7. oh yeah ? (jan hammer group, 1976)
    8. belo horizonte (john mclaughlin, 1981)
    9. birds of fire (mahavishnu orchestra, 1973)
    10. black market (weather report, 1976)

  • öğrenci- hocam bu dersi 5. kez alıyorum lütfen yardımcı olun.saygılar

    iade cevabı

    hoca- 6. kez almanızda bir sakınca yoktur.sevgiler

  • --- spoiler ---

    son yaptıklarıyla akp'nin yalakası olduğunu resmileştiren proje partisinin liderinin saçmalaması.
    --- spoiler ---

    o proje partisi sayesinde 25 yıl aradan sonra ankara ve istanbul'u chp aldı. kazanacak aday dedi, siz piro dediniz. yetti artık sizden olmayanı sizin gibi dusunmeyeni aktroll diye etiketlemeniz.
    evet tüm anketlerde önde olmalarına rağmen imamoğlu da mansur da aday olmaktan korkmuştur.

  • olay yerimiz kilyos ve civar sahilleri. halkın olması gereken ve öyle taahhüt edilen sahillerimiz; ekrem beyden başlayıp, sarıyer belediye başkanına, oradan kaymakam ve jandarmaya olan bir birliktelik oluşturuyor.

    cumartesi günü kilyos civarı hafif dalgalı olduğu icin, lisanslı dalga sörfçüsü olmam dolayısı ile antrenman yapmaya gittim. dalga dediğim de 50-60 cm yani dalga denemez ve yönü sahile doğru olan bir rüzgar.

    neyse efendim. kilyos merkeze aracımı park ettim. halk tarafından plaja girmek istedim. belediye ve kaymakamlık demirlerle kapamış. özel bir beach club masa koymuş. 70 tl sadece giriş icin istiyor. arkadaş kıyı kanunu ve halkın plajı diye tartıştım, 5-6 dövmeli serseri basıma toplandı. jandarmayı aradım orası onların kira veriyor dedi. kanundan bahsettim kanunda öyle demez mi.

    bakın kilyos'tan başlayıp, gümüşdere boyunca kilometrelerce sahile girmeniz imkansız. iğne deliğini bile kapamışlar. otopark ücreti mecburi, bir de giriş, en az 90 tl sadece sahile girmek.

    delirdim jandarmaya gittim. çavuşla konuşabildim. adam elimizde değil dedi. neler dönüyor bi bilsen diyebildi.

    neyde dedim hemen bir kaç km ötede ki halk plajı olan kısırkaya plajına geçtim. bir baktım ki binlerce kişiyi denizden kovalarcasına çıkaran jandarma. başlarının yanına gittim, düzgün bir üslupla konuşmaya başladım. hemen az ötede paralı bölgede denize girmek serbest. ki kilyos daha tehlikeli dalga olduğunda. ama parası olmayan denize girmesin öyle mi dedim. etrafımda da halk toplandı ve nasıl sinirliler. bu arada onlarca can kurtaran ve deniz sınırı da çizilmiş olmasına rağmen halki sokmuyorlar. bilin bakalım neden, park ücreti ve girişi ücreti ödenen bir yer yok!!

    bilin bakalım ailesi ile kırk yılda bir sahile gelmiş, çocukları denize sokamayan aileler nereye gitmek zorunda. yallah paralı bölgeye.

    sesli bir şekilde jandarmalara aynen söyle dedim. "ranta hizmet ettiriliyorsunuz. güvendiğimiz bir iki kurum kaldı. göz göre göre güvenimizi kaybediyorsunuz. " o sıcakta bana kızabilirlerdi ama yapmadılar, mahcup mahcup haklısınız ama emir yüksek yerden dediler.

    buna başta bu şehrin baskani olmak üzere göz yumanlar belli. isin içinde rant olunca partiler, hükumet falan nasıl da işbirliği yapıyorlar.

    not olarak yaklaşık 10 km sahile hic bir yerden giremiyorsunuz. bildiğiniz otluk bir yer ve yapı yok. zorladığınız da da mafyalari korumaya jandarma geliyor.

    kiralayan ve şartları belirleyen belediye. yasağı koyduran kaymakamlık. rantı bölüştüren mafyatik işletmeler. hepsini kollayan jandarma.

    not olarak dursun editi; hayatımın hiç bir aşamasında siyaset olmadı. çünkü siyasetin yekûnu pis. sevmem siyaset de konuşmam. su an ki belediye başkanı, istanbul'un yönetici kim. ayrıca senelerdir gittiğim bir yer de son girişi de kapanmışsa yani yeni gelen baskan ister uzayli olsun düzeleceğine sistem ranta daha da hizmet etmişse onu da konu bahse alırım. dikkat ettiyseniz devlet görevlileri belediyeler hepsi bir arada bu ısın içinde dedim.

    ayrica burası istanbul yaz turistinin ağırlandığı bir belde degil. cebinde sadece otobus parası olan gençler ve sevgililerin , ya da sadece piknik sepeti yapabilecek kadar bütçesi olan düzgün ailelerin , ömründe deniz görmemiş çocukların, garibanların da yaşadığı bir şehir. mavi bayraklı tüm hizmetleri belediyenin halka ücretsiz sunduğu plajlar gibi burayı ücretsiz yapabilirler. en azından bir kısmını. mis gibi tertemiz de kalır ve halk da mutlu olur. bazılarınıza kalsa insan olmanın şartı paran olması. yazık.

    ben durumu iyi olan bir birey olmama rağmen hak aradım arıyorum da. inanın dün tecrübe ettiğim şey çok üzücüydü. aile parası yok denize giremiyor. o çocukların yaşadığı hayal kırıklığını düşünemiyorum bile.