ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dört kelimeyle ilk buluşmanı mahvet
-
eski sevgilime çok benziyorsun
şeyma subaşı ve sevgilisinin evinden alınması
-
yurtdışından geldikten sonra karantina kurallarına uymayan ve sosyal medyada diskolarda görüntü paylaşan şeyma subaşı ve sevgilisinin evinden alınarak korona testine tabi tutulması ve karantinaya alınması olayı. son zamanlarda gördüğümüz en haklı "evden alınma" sebebi.
kaynak
(bkz: 14 gün kuralına uymayanın ceza alması gerekliliği)
70 yılın 1 saniyeye düşmesi
-
(bkz: beynim yandı beyler okumayın)
fazla itibarı olmayıp iyi para kazanan meslekler
-
jokeylik kesinlikle bu kategoriye ait bir meslektir. sahane para kazanirsin ama ortamlarda "ben jokeyim" dedigin zaman gulusmeler duyabilirsin. ayrica tabiri caizse sik kadar boyun vardir. o yuzden de genelde adam yerine koymazlar. itibar yerlerde.
tabi masaya sahip oldugun ferrarinin anahtarini koyup seklin kralini, itibarin en afillisini yapabilirsin belki. *
boyum kisa olsaydi vallahi dusunuyordum. mnskm! yemisim itibari.
gerçek hayatın 33 yaşında başlaması
hastası olunan sözler
-
"eğer oy vermek bir şeyi değiştirseydi oy vermemize izin vermezlerdi." emma goldman
köpek gezdiren 80 yaşındaki teyze
-
muhtemelen maymunlar cehennemi'ne benzemeyen bir ülkede yaşayan mükemmel bir teyzedir, kendisinin bisiklete de binen versiyonu olmak istiyorum.
gençken kendi korkunçlu kayınvalidesinin boyunduruğu altında, ya da kaynanası ölüp başından gitmişse bile "en temiz ev benim olmalı", "eve gelen herkesi çatlatana kadar yapılması en zor yemeklerle beslemeliyim", "hayatımın en önemli amacı balkona en temiz çamaşırı yaymak" gibi düsturlarla sürekli dizlerinin üzerinde yer silmek, düşüp ölmeyi göze alarak cam silmek, temiz halıyı 80. kez yıkamak, "filanca hanım çok misafirperver, evinde bi rahat ediyoruz bi rahat ediyoruz" diye adı çıkana kadar milleti yedirmek, içirmek, ağırlamak için geberinceye kadar uğraşıp akrabalar arasında nam salmak için ömür harcayıp, sonuçta kendi oğlu evlendiği gün perte çıkmış bir kocakarı olup, ahiretini kazanmak için dua günlerinde gezip "nasılsa gelin bana bakmaya mecbur" diye ne kadar yağlı, tuzlu, hamurlu, nişastalı şey varsa tıkınıp, orta üstü sayılabilecek bir yaşta yatalak olup kendi gelininin hayatının ortasına sıçarak, kadınlığı bir kısır döngü gibi yaşasa daha mı iyi olacaktı amk?
mevcut enerjinizi döşeme parlatıp, törensiz ve gergin bir şey olan "yılın über ev kadını" ödülünü almaya değil, kendinize, kitaba, yürüyüşe, kediye köpeğe harcayın.
mesut özil
-
werder bremen, almanya milli takımı, real madrid, güzel kadınlar derken adam bir anda umut sarıkaya karikatürlerine döndü.