hesabın var mı? giriş yap

  • tema ekleme vs. bilgisayarla ilgili pek bilgim olmadığı için yeni temaya getirdiğim mükemmel çözüm.

  • bi yunan sırf kıllık yapmak için,

    y- üniversite var mı türkiyede?

    is- var (gülerek)

    y-adı ne seninkinin?

    is- istanbul üniversitesi

    y-aa ne zaman kurulmu$ ki yenidir o? (kıllık yapıcak ya)

    is- 1453

    y- ----sessizlik---

    is- ama sen ka$ındın*

  • atatürk 14 yıl eğitim görmüş.
    14 yıl boyu fransızca eğitim almış.
    fransızca eğitimi veren de osmanlı devleti’nin okulları.
    düşman olmak cahil olmayı gerektirmiyor.

  • flört dönemindeki bireylerin karşılıklı olarak ellerini birleştirmesiyle yapılan eylem. bu eşik flört dönemindeki önemli eşiklerden biridir ve sonucu %99.98 erkek tarafının elinin büyük olmasıyla sonuçlansa da hep bir şaşırma durumuyla karşılanır. buradaki asıl amaç pek tabii ellerin birbiriyle buluşması, birbirlerine bağlanmak isteyen ellerin bahane ile tutuşmasıdır. bireyler bir eşiği daha aşmış olurlar ve sevgilik müessesine bir adım daha yaklaşmış olurlar.
    not: 2006 senesindeymişiz gibi entry oldu, evet arkadaşlar siz bilmezsiniz eskiden buraya böyle entryler yazılırdı. hey gidi günler hey...

  • masamda gönülsüzce doldurulmuş bir form, üstünkörü yanıtlanmış ya da yanıtsız bırakılmış sorular. "bu görüşmede başlıca ele almak istediğiniz sorunlar" kısmı özellikle boş, anne baba ile ilgili soruların olduğu kısımlar detaysız.

    bir kurum görevlisi giriyor odaya, başka birkaç form bırakıyor öncekinin üzerine. yirmi dakikalık bir görüşmenin ardından tanı ve tedavi bilgileri yazılacak üzerine. tanınacak ve iyi edilecek, iyi oldu mu diye kontrol etmek için yeni bir randevu tarihi belirlenip yazılacak.

    bir oğlan çocuğu giriyor sonra içeri, donuk bakışlarını yerleştiriyor masamın üzerine. gözlerini yakalamaya çalışıyorum, gönülsüzce bakıyor. sorular soruyorum, üstünkörü yanıtlıyor ya da yanıtlamıyor. başlıca ele alınması istenen sorunlara yanıt yok, anne baba kısımları detaysız. formda eksik kalan görüşmede tamamlanmıyor.

    buraya getirildiği için mi tedirgin ve öfkeli yoksa buraya getirilmesini gerektiren şeyler nedeniyle mi, hiçbir fikrim yok. bir sonraki sorulacak soruyu kestiremeden bir şeyler soruyorum, her seferinde birkaç kısa birkaç cümle ile etimi koparıyor.

    on dört yaşında. annesi birkaç yıl önce kansere yakalanmış, birkaç yıldan az yaşayabilmiş. babası uyuşturucu kullanırmış, altı ay önce cezaevine girmiş. belki salınırmış birkaç aya, salınmasa ne iyiymiş. dövermiş, sadece dövse yine iyiymiş.

    altı ay bir başına yaşamış evinde, doğum günü gelmiş geçmiş. on dört olmuş.

    bir esnaf lokantasında aşçı yamaklığı karşısında karnını doyurmuş. kış zaten henüz bastırmamış, battaniyeler örtünmesine yeterli olmuş. elektriklerin henüz kesilmediği zamanlarda televizyon izlermiş, ses olsun istermiş evde. ama bir de epilepsi hastasıymış. ışık nöbetlerini tetiklermiş, televizyon ışığı mesela. evin elektriği kesilene kadar zaman zaman nöbet geçirirmiş, sonra devrildiği yerden kalkar ve battaniyenin altına girermiş. allah vere nöbetleri pek sık değilmiş o aralar. zaten allah'ın ona verdiği ancak bu kadarmış.

    söylemiş miydim; altı ay bir başına yaşamış evinde, doğum günü gelmiş geçmiş. on dört olmuş.

    sosyal inceleme raporuna göz gezdiriyorum; üç beş akrabası varmış ama ona bakacak durumları yok imiş. hem babası ile de kavgalılarmış, yüzüne bakılacak adam değilmiş. teşekkür edip telefonu kapatmışlar. oğlanın yüzüne kimse bakmamış.

    yirminci dakika olmak üzere, görüşmede başlıca ele alınması istenen sorunlar kısmı hala boş. zihnimde evde bir başına nöbet geçirişinden, düştüğü yerden kalkıp kanepesine geçişinden başka sahne yok. kaç sahne tahayyül edilebilir, kaç sahne bilinebilir ve kaç sahneye katlanılabilir, bilmiyorum.

    bilinç hep sahnede, kapandığı birkaç dakikalık nöbetler dışında. bilinç orada ve odamda. başlıca olarak ele alınması istenen sorunlarda.

    üstelik ortada bir sahne de yok.

  • *** 2010-2011 şampiyonu trabzonspor ***

    ilaç adlarının %99.3'ünde* şu harfler yer almaz:
    c, (ç), d, g, (ğ), h, (ö), (ş), u, y

    şu harfler ise ilaç adlarında vazgeçilmezdir:

    s, o, l, d, i, n,

    kuşkusuz istisnalar vardır. ilk duyuşta kulağa ilaç ismiymiş gibi gelen bir kelime türetmek için:

    ilk hece için üç ihtimal vardır:
    a) bir sessiz bir sesli
    b) bir sesli bir sessiz
    c) bir sessiz bir sesli bir sessiz

    ilk hece bunlardan hangisi olursa olsun ikinci hece bir sessiz bir sesliden ve son hece de bir sessiz bir sesli bir sessizden oluşur. x = sessiz harf o = sesli harf olsun:
    üç ihtimal:

    xoxoxox
    oxxoxox
    xoxxoxox

    ilk hece xo şeklindeyse p, d, t veya r sessizlerinden biri alınır. yanına e gelirse diğer sesliler de e-e-o veya e-i-o veya e-i-a diye gider. yanına a gelirse a-o-i formülü uygulanır.

    ilk hece ox şeklindeyse sesli harf a olur. a-i-i (aspirin) veya a-a-a ya da a-e-i şeklinde devam eder. a-a-a diye giden seriyi x'le bitirmek vaciptir.

    son hecenin seslisi i ya da o ise son hecenin son seslisini de "n" yapmakta fayda vardır.

    ilk hece xox şeklindeyse sesli harf e yapılır. sesliler şöyle gelir: e-i-o, e-a-o. ilk hecenin ikincisi sessizi "p" olursa daha makbul olur.

    bu algoritmaya uygun birkaç isim uydurmalım şimdi de:

    remedon, anjilin, tefsimol, sepmidon, temparol, rapsedin, remipal, sefamol

    bu algoritmanın basic diline uyarlanmış halini de yakında bu entryde bulabilirsiniz.

    bu entryi görüp, ciddiye alıp, üşenmeden kötüleyenlere tavsiyem: "bir hepsimol al, geçer."

    edit: 18 yıllık rüya gerçek oldu. girişimci bir arkadaşım bu algoritmaları kod haline getirdi: ilaç ismi üretici