hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • tüm söylenenlerin aksine tamamen doğru olduğuna inandığım olaydır. benim bi nuriye teyzem vardı, yeni yıla ölü girdi ve gerçekten bütün yılı ölü geçti. o yılı takip eden üç yıl boyunca da ölü girdiği her yılı öyle geçirdi. sonra ne yaptı bilmiyorum. belki evlenip çoluk çocuğa karışmıştır.

  • dolu dolu 13 sene, sıfır çocuk sıfır sorun.

    gecenin 4 ünde arabaya atlayıp 600 km uzaktaki antik kenti görmeye gitmek, sabah kahvaltıdan sonra şirince'ye şarap tatmaya gitmek, 2 küçük valizle istediğin ülkeye seyahat etmek. hatta son gittiğimiz tanzanya'ya tek büyük bir bavulla gitmek. akşamları evde rahatça film izleyip 12 den sonra iki tek atmaya rahatça çıkmak. iki kapılı araba sahibi olup bagaja ihtiyaç duymamak.

    neşe ve huzurla dolu 13 sene ve daha nice senelere.

  • bu cümleyi o zamanlar lise öğrencisi olan abime kurmuş olan babadır.
    adam öss'de %1'e girip tıp fakültesini bitirmiş, bir kaç sınavı kazanıp harvard'da uzmanlığının bir kısmını yapmış ama amerika'yı beğenmeyip burda mutlu değilim diyip geri dönmüş bir adamdır. 31 yaşında da çalıştığı hastaneye başhekim olmuştur.
    oysa bu sözü bana söyleseydi kanımın son damlasına kadar haklı çıkaracaktım kendisini. dağ gibi adamın sözleri havaya gitti.

  • oradaki olaylar galaya ait değil döneme aittir. film galası falan deyip durumu açıklayamazsınız. bulunulan yerden bağımsız tipik dönemin özellikleri... şu andaki bütün dizileri toplasanız yapılamayan hükümet zam ekonomi eleştirileri sadece bizimkiler dizisinde yapılabilirdi mesela... olacak o kadar'dan bahsetmiyorum bile... daha mutlu muyduk o zamanlar bilemiyorum ama dışsal değil içsel baskımız vardı. bir şeyi yapacaksak biri bir şey diye değil ayıp diye yapmazdık...

    (bkz: 90'lı yıllar)

  • adamın biri her gece rüyasında istanbul' dan adana'ya bir kamyon dolusu mal çekiyormuş, sabah kalkınca da direksiyon sallamaktan her tarafı ağrıyormuş bu her gece devam ediyormuş. sabah kalkınca çok yorgun düşüyormuş.

    bir gün, bir psikoloğa gitmeye karar vermiş derdini psikoloğa anlatmış.

    psikolog:

    - yarın gece adana'ya giderken ankara'da yol üzeri bir park var ben seni gece yarısı tam 00: da orda bekleyeceğim, kamyonu bana verir kurtulursun. demiş.

    adam:

    - tamam, demiş. ama kapıdan çıkarken içinden "hadi len" demiş ve gece rüyasında oraya gitmemiş ama yine her gece rüyasında adana'ya kamyonla mal çekmeye devam ediyormuş. bir gece yine kamyon kullanırken tesadüfen gece 00 da psikoloğun beklediği yere gelmiş ve acaba orda mı, beni bekliyor mu diye merak edip bakmış psikolog orada, vermiş kamyonu ve kurtulmuş. bir daha rüya görmemiş ...

    aradan uzun zaman geçmiş. bir gün adam yolda yürürken bir arkadaşıyla karşılaşmış, oturmuşlar bir yerde, çay kahve sohbet derken, arkadaşı

    -yahu demiş, benim bir sorunum var. gece rüyamda üç tane güzel kızla beraber oluyorum sabaha kalkınca yorgunluktan ölüyorum, ilk zamanlar güzeldi ama artık çok yoruluyorum

    öyle ki eşimi bile ihmal ediyorum, demiş.

    adam:

    - ben bir psikolog tanıyorum ona git ,o senin sorununu çözer ,demiş.

    psikoloğun adını adresini vermiş ve ayrılmışlar. iki arkadaş bir müddet sonra tekrar görüşmüşler

    adam arkadaşına sormuş;

    - ne oldu gittin mi dediğim psikoloğa?

    arkadaşı;

    — evet gittim. adam;

    — ee ne oldu?

    arkadaşı;

    - üç kızı aldı, namussuz psikolog bana bir kamyon verdi her gece adana'ya bir kamyon dolusu mal çekiyorum.

    debe editi: (bkz: erdoğan istifa)

  • bunları yazarken dahi zorlanıyorum..
    aslında bu konuda konuşmaktan, okumaktan, yazmaktan kaçıyorum ya da kaçıyordum.
    tam 5 senedir borderline'ım.
    daha öncede tanı koyulmuştu ciddiye almadım.
    bir süredir psikotik ataklarım öyle sıkıntılı bir hal aldı ki görmezden gelemez oldum.
    bu zor, bunu anlatmak zor yaşamaksa imkansız.
    biri var, o siz değilsiniz bazen de tamamen sizsiniz.
    öyle öfkeli ki hayata.. her şeyi yakıp yıkabilir, herkesi silebilir, zaman tanımaz insan ayırmaz..
    her daim gırtlağınızda eli, ne zaman boğacak beni tekrar diye tetikte olmaktan yorgun düşmüşsünüz.
    boğuyor da sık sık, ama öldürmüyor kelimenin tam anlamıyla süründürüyor.
    bir kelime, bir bakış, bir fotoğraf bile yetiyor karşınızdaki insandan nefret etmenize.
    temelinde kaybetme korkusu var..
    öyle korkuyorsunuz ki sevdiğiniz birini kaybetmekten, kaybetmemek için varınızı yoğunuzu ortaya koyuyorsunuz. oysa bazen kimsenin gittiği falan olmuyor. paranoyalarınız sizi avucunun içine almış adeta esir ediyor..
    zihniniz bildiği tüm işkenceleri uyguluyor üzerinizde..
    kafanızda hep aynı şey ''uyursam geçecek, içersem geçecek''..
    kaçmaktan başka hiçbir yolunuz yok gibi, tüm evren bomboş gibi..
    çığlık çığlığasınız ama kimse duymuyor gibi.
    ne kadar para, başarı, kalabalık olursa olsun bu yetmiyor..
    öyle çok duyulmak istiyorsunuz ki dinlemeyi unutuyorsunuz.
    o kırgınlıklar, üzüntüler öfkeye dönüşüyor.
    benim ağzımdan mı çıktı bunlar - bunu ben mi yaptım diyeceğiniz şeyler söylüyor ve yapıyorsunuz.
    pişmanlık duyuyorsunuz, gerçek sizi buluyorsunuz derken fısıldıyor kulağınıza o elin sahibi..
    ''ama seni sevse şöyle yapmazdı, hak etti - canı cehenneme''
    az önce özür dilemişken birden kin kusar hale geliyorsunuz..
    karşınızdaki şaşkın, üzgün, yorgun..
    ne olur anlayın, ne olur dinleyin bizleri..
    evet zor, evet yorucu ama sadece şunu kendinize hatırlatın ''bizler sevilmek isteyen çocuklarız..''
    bizler siz bizi sevin diye her şeyi yapabilecek olanlarız..
    tedavisi zor ve uzun bir süreci kapsıyor..
    yakınlarım bendeki dengesizliğin farkındalar ve ellerinden geldiğince yardımcı olmak istiyorlar..
    her gün iki kişi uyanmak ve kimin ne zaman neye nasıl tepki vereceğini bilmemek öyle zor ki.
    tek istediğim sizler gibi uyanmak.
    geçmişi arkada bırakmak,
    insanlara kızmamak,
    kendimden daha fazla ödün vermemek,
    kaçmak için değil de dinlenmek için uyumak..
    başklarından bağımsız biri olmak, sizler gibi biri olmak.

    şöyle bir yazarların bulunduğu destek grubumuz var