hesabın var mı? giriş yap

  • bir erdoğan vecizesi. tamamı şu şekilde:

    "bakın şu anda ingiltere'de sterlin patladı, nereden nereye geldi, övünüyorlardı, ama şimdi patladılar"

    1 senede dolar karşısında yüzde 55 değer kaybeden türk lirasının kullanıldığı ve 1000 liranın 55 dolar etmediği türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı, sterlin dolar karşısında 1 senede yüzde 20 değer kaybetti diye sterlin patladı yorumunu yapmışi, ki sterlin halen dolar karşısında daha değerli.

    yorumsuz...

    edit: söylemeye gerek yok, ancak patlamış sterlin bile türk lirasının 20 katı değerinde ve tl son 1 senede sterlin karşısında yüzde 40 değer kaybetmiş.

  • info: sahibi olduğum şirkette chatgpt, bir çalışanın yerini alarak, birini işsiz bıraktı ve aynı pozisyona 1 kişi daha alacaktık, şartları ve kişi personasını değiştirdi. 2 kişi yerine şimdi bambaşka özelliklerde 1 kişi arıyoruz. entry'nin devamını bu bilgi ile okumanız, chatgpt'yi yeterince bilmeyenler için ciddiyeti artırabilir.

    ülke gündeminden dolayı yeterince farkında değiliz belki ama bugünlerde gerçek bir paradigma değişimi yaşanıyor ve çok başındayız. bu paradigma değişimi sanayi devriminden gibi iş yapış koşullarını tümden değiştirecektir.

    1 digital marketing çalışanın işsiz kalma serüveni ve mevcut personele ek işe alınacak kişi personasını nasıl değiştirdiğinden kısaca bahsedeyim.

    chatgpt çıktığı ilk hafta twitter'daki geliştiricilerin tek gündemiydi. bizde ilk hafta, ilk denemelerde gördük ki; 6 ay bizde çalışan ve gelişimi için her şeyi yaptığımız digital marketing çalışanından çok daha iyi sonuçlar alıyorduk. üstelik chatgpt ile yapılan işler yaklaşık x10 hızlı oluyordu. 2-3 gün doğru verimi almak için chatgpt üstünde çalıştık ve artık 6 ayda tecrübeli bir digital marketing çalışanı yerine chatgpt'i geçti.

    son 12 ayda, o pozisyonda, farklı persona ve yeteneklerde 5 kişi denemiştik. çok yorulmuştuk ve chatgpt bize can suyu oldu.

    şimdi şirket içinde kullandığımız, kendimizin yazdığı yönetim yazılımımıza semrush + chatgpt destekli bir modül yazdık. huzur var, mutluluk var. şu an o pozisyonda çalışan kişi yok, yazdığımız chatgpt destekli yazılımla ayda 5-6 saat çalışarak, eski çalışanların 1 aylık işini yapıyorum.

    eskiden günlerim, sadece o pozisyondaki kişi ya da kişilerin işlerini kontrol etmekle, düzeltmekle ya da yönetmekle geçiyordu.

    özetle müthiş bir paradigma değişimi yaşanıyor. metaforla anlatırsak; bu değişim, karşıdan gelen büyük bir dalga. bu dalgada boğuladabiliriz, sörfte yapabiliriz.

    zamanın su gibi aktığı şu günlerde, entry'i bir alman atasözü ile bitirmek istiyorum, "zamana uygun gitmeyen, zamanla batar".

    debe editi: öncelikle bu başlığa bu kadar ilgi olması umut verici. gelen sorulara eksiksiz cevap veriyorum ama en sık gelen soruyu cevaplandırayım; chatgpt'i, digital marketing çalışanının yaptığı işi yapıyor. uluslararası çevrimiçi pazaryerine ürün girerken gerekli olan keyword, title ve content writing işini yapıyor. bu verilerin doğrulamasını da semrush ile yapıyoruz. chatgpt'nin bu hali bile, ilgili pozisyonda %90'ın üstünde verimlilik sağladı.

  • kendisine dair şöyle bir gözlemim var. bugün sabah ofise gelen gazeteleri okurken hürriyet gazetesi çılgın makinist faciası diye bir başlık atıp olayı doğrudan makiniste bağlamıştır. wall street journal ise demiryolu müfettişleri ile röportaj yapıp olasılıkları sıralamış ve sorumlunun trendeki karakutunun incelenmesinden sonra belirleneceğini söylemiştir. görünen o ki türk medyasındaki sorumluyu atama mekanizması yurtiçi, yurtdışı ayırt etmiyor. buradan kendilerine sesleniyorum ispanyadaki haberi bari tarafsız, infazsız verin de gazeteye benzeyin.

  • adamın hayatını didik didik ediyorlar bir şey buluruz diye. çıkan ise bu!
    zaytung durumdan rahatsız. artık olaylar gerçekten komik.

  • davayı açan savunma yapmaz. dava açılan yani davalı savunma yapar.
    "ya ne önemi var bir kelime hatası yapmışız işte" diyecekseniz hiç de öyle değil. davalar tek kelimeyle kaybedilebiliyor. bence bu işe hiç girmeyin.

    örnek: bir müşteri çalıştığım bankaya borcunu ödüyor ama bir şekilde sistemde ödeme görünmüyor. tekrar ödetiyorlar. ikinci defa ödediği tutarı iade almak üzere dava açıyor. dilekçesine parayı "defaatle" (tekrar tekrar) ödedim yazacağına "defaten" (tek seferde) ödedim yazıyor.

    mahkemede hakim soruyor:

    - borcun 5000 lira mıydı?
    - evet.
    - yani borcu kabul ediyorsun.
    - evet.
    - sen bu 5000 lirayı defaten mi ödedin?
    - evet.
    - tamam o zaman. davanın reddine...

    edit1: çalıştığım değil, yıllar önce çalıştığım banka.

    edit2: müşteri davayı kaybetti ancak yıl sonu kontrollerinde kayıp para bulundu. para iade edildi.

    edit3: bence de sistem kötü. ama hukuk sistemleri genelde böyledir. mesela suits dizisinde de vardı. göçmen bir eleman forma "asylum" yazacağına "refugee" yazdığı için sınırdışı ediliyordu. çünkü hukuk sistemlerinde kelimeler önemlidir.

  • türkiyeli kızın yağmurla tanışmasıyla yakından uzaktan alakası yoktur.
    türk bebek olsa, annesi astronot kıyafeti giydirir öyle çıkarırdı.

  • ilk tweeti atan aym değil, onun üyesi olan bir kişidir. kurumsal bir kimlik değildir.

    cevap tweeti atan içişleri bakanlığı maalesef tüy dikmiştir. devletin kurumu, sırf süleyman soylu kızıyor diye birini hedef alarak tweet atar mı?

    nerede devlet ciddiyeti? nerede kurumların saygı duyulası güvenilirliği?

    t: içişleri bakanlığı'nın tam bir lise ergeni gibi davranmasıdır.