ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: iş yerimdeyken capsliii
1- beyler beni bilen bilir bilmeyende nickaltıma bakar. burada benim işyerim yani dağlar.
http://s14.postimage.org/4onmehj0h/5454545.jpg
http://s14.postimage.org/xje9ksubl/879879.jpg
edit 1 :
buda gerçi yokta yalanına sokuyumculara gelsin adet yerini bulsun
http://s14.postimage.org/ghlfipfgh/78787.jpg
nasılım beyler?
2- panpa keske 4-6 alsaydın catıya cıkardın..
shell'in ülker çikolatalı gofret kampanyası
-
heyecanlandıran kampanya.
adamlar baktı: "bunlar 5.60'a benzin alıyorlar ses etmiyorlar az da biz silkeleyelim" dediler ve böyle bir kampanya yaptılar.
hayata dair gülümseten detaylar
-
kafamda dönüp duruyor birkaç haftadır, yazmasam olmazdı. bir yerlerde durmalı, yazıya aktarılmalı.
iki üç hafta kadar önce. bornova metro'da indim, küçükpark'ın içinden yürüyorum.
biraz karnım kazındı. küçükpark meydanda, seyyarda hotdog satan biri var. eve gidinceye kadar açlığımı yatıştırsın diye bir tane hotdog alayım dedim. yanaştım tezgaha verdim siparişi, bekliyorum.
o esnada iki küçük çocuk yanaştı, abla-kardeş olabilirler bilmiyorum. kız olandı sanırım dedi ki: abi bu paraya iki tane gelir mi?
ellerinde 5 lira kadar para var, iki tane almak istiyorlar. hotdog'un da tanesi 5 lira.
ben, acaba tersleyecek mi, kovacak mı diye merakla satıcı arkadaşa bakarken, arkadaş hiç çocukları bozmadan "gelir" dedi.
orada içime bir huzur, mutluluk doldu o çocuklar için.
verdi benim siparişi, sonra o çocuklarınkini hazırlamaya başladı.
siparişimi aldım, uzaklaşıyorum ama dayanamadım uzaktan izlemeye başladım.
gerçekten de hiç malzemeden de kısmadan, o çocuklara iki tane hotdog hazırlayıp verdi. iki küçük çocuğu mutlu etti oracıkta.
selam olsun buradan o güzel arkadaşa. kazancı bol olsun. eminim ona dönüşü fazla fazla olur bu iyiliğin.
yolunuz düşerse, küçükpark'tan geçerken o arkadaştan hotdog alın lütfen. iyi insanlar kazansınlar.
freddie mercury'nin mi bemol majör sevdası
-
son derece açık, freddie'nin kompozisyon dehası sayesinde kulaklara bayram ettiren sevdadır.
yazdığı şarkıların genel tonu mi bemol majör olmasa dahi bir şekilde bu tona uğruyor bu adam (örneğin it's a hard life'ın si bemol majör olup soloda mi bemol majör'e dönmesi gibi). bunun istisnası az sayılabilir.
bohemian rhapsody, killer queen, good old fashioned lover boy, my melancholy blues genel tonu mi bemol majör olan şarkılarından bazıları.
bu yüzden kendisi büyük çoğunlukla değiştirici işaret olarak bemol alan tonaliteleri kullanıyor ki uyumsuz bir armoni yaratmadan mi bemol majör'e geçebilsin. do minör, si bemol majör, fa minör, la bemol majör, fa majör, re minör gibi.
elbette ki istisna şarkılar var diyezli tonalitede, fakat bunların aldığı değiştirici işaret de 3'ü geçmiyor, mi bemol majör'de olduğu gibi.(march of the black queen, dead on two legs, flick of the wrist örnek olarak, zaten march of the black queen tondan tona atlıyor)
fakat bu kurallar oturup piyanoda yazdığı şarkılar için geçerli. mesela crazy little thing called love'ı gitarda yazdığı için tonu re majör.
ek olarak, bunların geçerli olduğu dönem ''özellikle'' 73-80, queen ve freddie'nin kendini synth'e kaptırmadığı yıllar.
mi bemol majör genel anlamda klasik - romantik dönem bestecilerinin en sevdiği tonlardan biridir. ilgili minörünün do minör olması, do minör'e tapan besteciler için büyük avantajdır(do minöre de tapılır yani, o ne güzel tondur!!). ilgili minörüyle birlikte en sevilen ikili tonlardan biri. insanın içini açıyor. şüphesiz freddie de klasik müziğe olan hayranlığına denk olarak bu tona bayılıyor.
(bkz: tespit sıçtığı için mutlu olmak)
şahsiyet (dizi)
-
diziyi bitirdim ama ben de bittim. günlerdir ne yazsam diye düşünüyordum, sonunda kendimce yakaladığım ufak bir detayı paylaşmak istedim.
--- spoiler ---
5.bölümde agah bey, nazif-naz ile içerken nazif bir ara şöyle diyor: "hani bir kız vardı güzelce, sungurlar pazarlıyordu hatırladın mı? galiba ben ilk kez o kıza söyledim agah"
bu bahsi geçen kız reyhan. o sahneyi tekrar izlerseniz konu açılınca agah bey'in yüzünün değiştiğini anlarsınız. hani seviyoruz böyle amerikan dizilerinde dizinin finali aslında önceki bir bölümde verilmesini, aynısı şahsiyette var. o yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki izlediğim en iyi 10 dizi arasına girdi şahsiyet. finaliyle beni bu derece vuran bir dizi daha hatırlamıyorum.
--- spoiler ---
kayaköy
-
gecmisi m.o.3000'li yillara uzanan kaya koyden gunumuze m.o. 4.yy'a ait lahit ve kaya mezarlari ulasabilmistir. osmanli imparatorlugu'nun son donemlerinde tekrar iskan edilen kentte rumlarin, bati trakya turkleri ile mubadele edilmesi sonucu bosalan yapilarin ahsap bolumleri ve ust ortuleri dogal etkenlerle tahrip oldugunudan bir hayalet sehir gorunumunu almistir.
terk edilen kentte herbiri 50m2 den buyuk olmayan ve manzara ve isik acisindan birbirinin onunu kapatmayan, alt katlari kiler olarak kullanilan, ikiser katli, giriste catidaki yagmur sularinin toplandigi zemin alti sarniclarinin oldugu 350-400 konut bulunmaktadir.konutlarin arasina serpistirilmis cok sayida sapel, iki buyuk kilise, bir okul binasi ve bir gumruk binasi ile gorulmeye deger bir yerdir.
direksiyon başında sigara içenlere 88 lira ceza
-
yasaklarini avrupadan, ozgurluk ve demokrasiyi ortadoğudan alan bir ulke icin sasirtici değildir
edit: typo
araba almak
-
şöyle birşeydir,
10bin tl vardir bakarsin olm alinacak arabalar en az 12bin.. 15binin olur bu sefer begendigin arabalara bakarsin hep 17,5 18 falan.. 25bin civari bakarsin e biraz daha ver sifir bi araba al abi dersin. sıfır bi arac bakarsin 40-50 arasi bi kac yasinda bmw yada audiler gozune carpar.
o parayi gozden cikartirsin bu sefede bi suv sevdasi başlar oraya kadar cikmissin ya artik bunun sifirini alip yillarca kullanmak istersin derken
neyse metrobüs geldi hadi grsrz
yıllar sonra gelen edit (2016): bu fiyatlar euro 2 lirayken yapılan hesaplardı tabi. şimdi bu fiyatlarda hayal!
2020 editi: araba almayı ev alma seviyesine çıkartan yönetime ne kadar teşekkür etsek az!
sözlükte herkesin hemfikir olabileceği tek konu
-
(bkz: skyler white)
şehit kanıyla kurulan ülkeyi kasetlere bırakmayız
-
bu lafı diyen bu ülkenin şehitlerine kelle, teröristbaşına sayın, katillerine destan yazdılar, öldürülen çocuğa terörist, ve hepsinin ötesinde ülkeyi kuran atamıza ayyaş diyen bir adamsa sadece acı acı gülümsetir...
bi de küfrettirir ama ben burada edebimi bozmayacağım şimdi... o anladı benim demek istediğimi...
izmirli gençlerin özgürlükten anladıkları
-
tamamı: "akp diyarbakır milletvekili cuma içten'in izmir'den notlar şeklinde twitter hesabında yaptığı paylaşımlar tepki çekti. içten, "chp'li izmirli gençlerin özgürlükten anladıkları, son derece açık giyinmek, kafa çekmek, sabaha kadar eğlenmek. izmir boşanma oranının en yüksek olduğu il neden acaba ", "haşhaşilerin başkenti izmir, neden acaba?" dedi."
şimdi de bu arkadaşın özgürlük anlayışına bakalım:
rahatça hırsızlık yapabilmek,
para sıfırlamak,
ırkçılık yapmak,
ülkeyi bölmek,
mezhepçilik yapmak,
geri zekalı geri zekalı demeçler verip beyin yakmak,
din sömürmek,
kafa kesmek,
çocuklara tecavüz etmek, tecavüzcüleri aklamak,
kadın dövmek,
...
başka bir şey söylemeye gerek yok sanırım.