hesabın var mı? giriş yap

  • tek kelimeyle yakışıklıdır.
    bir tek bana mı oluyor bilemiyorum ama atamın fotoğrafını görünce sanki bir aile büyüğümü, akrabamı görmüş gibi oluyorum. aileme ve ilkokul öğretmenime edebileceğim en büyük teşekkürlerden birisi de kendimi atatürk'e bu kadar yakın hissediyorsam onların sayesindedir.

  • çok rahat, çok profesyonel.

    herkes özgür değil mi? niye adama saldırıyorsunuz amk.

    edit: nasıl eksiliyorsunuz lan böyle ekşici piçler.(kahkaha amk)

    zorunlu edit : eksilendiğimi gösteren bildirim ya da sayı göstergesi yok arkadaşlar sakin olun lütfen

  • genelde kanser teşhisi konmakla sonuçlanır. lakin bende hep tutuyor.

    ılk defa araştırma yaptığımda 16 yaşındaydım, kendime varikosel teşhisi koydum ve ürolojiye gidip "bende varikosel var." dedim. bi böburlenme aşaması, "biz boşuna mı bunun okulunu okuyoz" tribini yiyip muayeneye geçtik. sonuç: 1 ay sonra varikosel ameliyatı için masaya yattım.

    sonrası uyku apnesi tanısıydı. gittim ve bende uyku apnesi olduğunu ama neyden kaynaklı olduğunu bilmediğimi söyledim. burnumda et çıktı, ilaç verdi. apne için de uyku bozukluğu merkezine git dedi ama hala gitmedim. gidersem orada apne teşhisi konacak adım gibi eminim.

    en son da spor sonrası çarpıntı problemi nedeniyle 3 ay önce kardiyolojiye gidip internet araştırmalarımdan aldigim güvenle "bende mitral kapak prolapsusu var." diye dikildim kardiyologun karşısına. ekoya gönderdi, hakikaten de 1. derece mvp çıktı.

    birkaç seneye youtube'dan ameliyat videoları izleyip evde kendimi ameliyat etmeye başlayacağım kısmetse.

  • marx, hegel, kant, gerekli
    cübbeli, fethullah, hatipoğlu gerekli değil.

    debe editi: kisa bir sure once yazarligim onaylanmis olmasina ragmen, bu kisa surede bir kac defa debe'ye girebildigim icin hepinize tesekkurler.
    yeni tema hakkinda bir kac kelam etmek isterim bu vesile ile, sozluk ortaminin yazarlarin kendini arasinda da haberlesebilmesi icin mesajlasmak icin cok onemlidir.
    ve malasef mesajiniz var bildirimi eksik, eskiden budurum yesil renk ile kolayca gorulebiliyordu.
    uzun zamandir mesajlarima bakmiyordum ve hic bir bildirimde olmadigi icin dun bakma ihtiyaci hisettim, yazarlardan mesajlar almisim ve ben bunlara gec cevap verebildim.
    bugun sabahta bir kac mesaj almisim yine bildirim yok.
    boyle birsey sozluk formatina uymaz, insanlar en azindan birbirleri ile kolayca mesajlasabilmeli ve bunu farkedebilmeli.
    ben bu yaziyi yazarken acaba ucurulmuyum diye bir an dusundum ve bu durum ise sozlugun "ozgur" ortaminin ne kadar yara aldigini gosterir.
    en ufak bir elestiride yazarlarin ucurulmasi ne kadar mantikli?
    burada bir kac tecrubemi aktarmak isterim.
    - inci sozluk zamaninda reklam aldi bir iddaa sirketinden (nesine.com) olabilir, yazarlarin isyani ile inci sozluk uzun zaman yada benim bildigim kadari ile reklam almadi, yonetim yazarlara uydu.
    - eksi sozluk yonetimi ise yazarlarin itirazlarini dinlemeden karsi ataga gecti.
    -28 subat gecesi, tema ile ilgili elestirel bir basligim silindi, ve bunu rezalet diye adlandirdigim diger bir basliksa cok tiklananlarda idi sabah o yazi da ucmustu.
    - bu ornekler gosteriyor ki yonetim olaylari bastirmak ve susturmak icin cebri yontem olarak secmistir.
    - sozlugu sozluk yapan ortami idi, bu ortam kaybolunca bu arada cok para kazanabilirsiniz ama uzun vadede insanlar soguyacaktir.
    simdi ben bunun icin ucurulabilir miyim? hem evet hem hayir, cunki ortada sistem kalmadi.
    debe icin yeniden tesekkurler..

  • başlık: geçen abilerdeyiz namaz kılıyoruz

    1.secdeye yattık hamza abi hapşurdu kafamı kaldırdım çok sev dedim. cemaatden atıldım fotoğrafımı bütün abi evlerine dağıtmışlar şansımı birde ablalarda deniycem

  • bence zordur ya. vallahi bak. var benim böyle bi tanıdığım. evlendi sonra bir de aşık olmadığıyla. aşık olduğu ona yar olmamıştı çünkü. sanırım o da "benim sevdiğim beni sevmiyorsa ben de beni sevenle beraber olurum"* diye düşündü.

    mesela hayal kuracaksın. insan kendiyle ilgili hayaller de kuruyor elbet ama 2 kişilik hayaller daha bi tadından yenmiyo. sevdiğin biriyle olursa tabi. ama aşık değilsin işte. ne zevk alıcaksın ki o hayalden? insan kurmaya üşenir.

    mesela bişeyine sinirlendin diyelim ki. seven insan görmezden gelir, kabullenir, geçiştirir falan. sen hem sinir olmuşsun hem de aşık değilsin, napcan? insan sevdiği kişiye daha fazla tolerans gösterir. peki ya sevmediğine?

    ailesiyle oturup kalkman lazım. ben sevmediğim adamın annesine "annem" babasına "babam" gözüyle bakamam heralde. kendi annem-babamla aynı evde yaşadığım halde gün içinde illa ki ararım naptınız ne ettiniz diye, onları aramak istemem ki? ailesini benimseyebilmek için adamı sevip benimsemek lazım önce.

    arkadaşları var bir de. arkadaşlarıyla takılmaktan hoşlanmıyosam sırf onun hatrı için katlanabilirim. ama işte sevmediğim bi insan için hatır gönül falan bana biraz yalan geliyo.

    zaten bir defa geliyoruz bu dünyaya. bu eziyeti çekmeye değmez. ömür boyu yalandan mutluluk sahneleri pozlamanın manası yok. feysbuka boy boy gelin-damat fotoğrafı koyunca mutlu olunmuyo. -muş gibi oluyo.

  • "şirin "

    isim garip çünkü büyük büyük dedemin ismi. teknik olarak soyum şirin baba'ya dayanıyor.