hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: asılırken aklıma öcalan geliyor mk
    entry: ben asılıyorum bu niye asılmıyo diye düşünüp asılmayı bırakıyorum dasşdlasldças

  • fi tarihinde kordondayız, çimlere yayılma muhabbetin belini kırma vaziyetindeyiz. gelen geçen kalabalık baya yaz günü idi. bir izmir dilberi yan taraftaki potansiyel ismail yk fanatiği tiplerin yanındaki banka oturur. tabi bu yağız delikanlılar hemen pazar keyfi tadında bir kıyafet yorumuna girişirler. derken o muhteşem laf atma gelir la haso bir yeşillik bulsak da üstüne otursak. şair burada dilberin yeşil ağırlıklı kıyafetine dikkat çekmektedir. derken dilber işitir bu sözü. elini çantasına atar ve bir milyon çıkarır ve gençlere atar. alın bunla salatalık alın o da yeşil üstüne oturursunuz. ayar konusunda ankaralı namık'la yarıştığı tarafımızca tescil edilir. ayakta alkışlanır derken gözden kaybolur.

  • iş yerinde iş amaçlı kullandığım msn messenger programında müşterimiz olan firmalardan birinin muhasebe sorumlusu kadına vergilerin ödeme tarihlerini yazarken , 31.03.2009 yazmamla monitörde 31 çeken kocaman bir el ve tarrak eşliğinde ekrana attıran 31 harfinin yerine koyulan ifadenin çıkması ve benim monitöre bakmadan yazıp göndermem . bu olay bende anlık tansiyon düşüşü ve soğuk terleme yaratmıştır. uzun bir süre msn kullanmamama vesile olmuştur.

  • kayserili'nin eşi ölmüş,
    gazeteye gitmiş, en ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.

    önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:

    "ayşe'yi kaybettim.üzgünüm."

    ilan görevlisi ilanı görünce uyarmış,

    "isterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz,üç kelime daha hakkınız var"

    kayserili "aynı paraya mı?" demiş.
    görevli "evet aynı paraya" diyince ;

    kayserili üç kelime daha eklemiş:

    "satılık toyota var !"

  • direkt çevirisi "hiç kimsenin lafı üzerine" şeklinde olan horatius vecizesidir.

    aslında horatius cümleyi tam olarak bu şekilde değil, "nullius addictus iurare in verba magistri, quo me cumque rapit tempestas, deferor hospes." şeklinde yazmıştır. bu cümlenin wheelock's latin'den hallice latince bilgim ve ingilizce çevirilerinden yola çıkarak yaptığım esnek türkçe çevirisi "hiçbir efendiye sözlerimle bağlı olmadığımdandır, fırtına beni ne yöne sürüklerse o yönün misafiri olurum" şeklindedir.

    horatius'un bu cümlesi zamanında kendisinin finansörü olan, dönemin imparatoru augustus'un yancısı maecenas için yazdığı epistulae ismindeki mektubumsu yazılarından oluşan derlemelerinde geçer.

    cümlenin içinde yatan "kimseye bağlı olmamak ve hayatın gerçekleri nereyi işaret ediyorsa oraya bakmak" fikri 17. yüzyıl ingiliz bilim insanlarına oldukça cazip gelmiş olsa gerek, aynı ingiliz bilim insanları cümlenin başlangıcındaki nullius ve devamındaki in verba kısmını 1660 yılında ingiliz bilimini ilerletmek için kurdukları the royal society isimli kurumun mottosu olarak seçmişler.

    isaac newton, robert hooke, stephen hawking gibi kişilikler görüp geçirmiş olan the royal society için seçilen mottonun fikrinin türk toplumundaki karşılığı "önce lafa bakarım laf mı diye..." şeklindedir. yani bir lafı kimin söylediği o kişi kim olursa olsun önemsizdir. önemli olan lafın akla ve mantığa ne kadar uygun olduğudur. kişi bir fikri benimsemeden önce kendi aklıyla, kendi mantığıyla, tercihen deneyerek ve gözlemleyerek o fikrin doğruluğundan emin olmalı ve tüm bu süreç boyunca o fikri söyleyen kişinin kim olduğunu tamamen gözardı etmelidir. newton'dan bu yana süren bilim kültürünün özeti budur.

    tabii bunları okuyup gaza gelecek ve the royal society'nin mottosu uğruna sevgilileriyle kavga edecek olan genç kardeşlerim için dipnot düşmekte fayda var. lafı söyleyen sevgiliniz ise ve söylenen laf mantığınıza yatmıyorsa siz yine de memleketi savunur gibi kavgaya tutuşmayın. sonra "tartışmayı kazanmak hiçbir işime yaramasa bile fikrimi savunacağım" derken kendi başınızı yakarsınız. benden söylemesi.