ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istediğin kızı elde edeceksin ama x olacak
-
- istediğin kızı elde edeceksin ama her akşam yıldız tilbe ve kibariyeyle koyun koyuna yatacaksın?
- ooo süpermiş.
- hadi be?
- peki gündüzleri de elde edebilecek miyim kibariye ile yıldız tilbeyi?
- bambaşkaymışsın...
beyaz futbol
-
ahmet çakar: fatih terim'in konuşmasında bir kaç tane paradoks var. mesela diyor ki "siyasetçiler futbola karışmamalıdır"
rok: hahahahahahaha bunu dedi mi gerçekten? bunu diyen fatih terim mi? yahu bu aynı benim "ekranlarda bağırmamalıyız, hep sakin olmalıyız" demem gibi bir şey hahahaha
babalarının mesleğinden utandırılan çocuklar
-
çocuktuk ufacıktık,
-"baban ne iş yapıyor" dediler
-"ressam" dedim.
-"ha boyacı yani" dediler.
-"hayır ressam, boyacı değil. hem boyacı olsa ne olurki, o benim babam, her haliyle severim onu ben" dedim.
-"ay boyacı olsa ne olur dedi yaaa. boyacı, amele yani, iğrenç..." dediler.
insanlıklarından utandım.
game of thrones
26 mart 2014 ilk turpun yayınlanması
-
bazi muhafazakarlara bin tane evrim teorisi veya kuresel isinma kaniti sunarsin gormezden gelirler, 1001.sinde bir zayiflik oldu mu bir anda supheci, sorgulayici kritik dusunce sampiyonlarina donusurler ve olayi o noktaya indirgerler. ustelik, kullandiklari dil de bilimin dili olur sanki onceden ona itibar etmisler gibi ve o dili de duzgun konusamazlar, o dusunce yapisi egreti durur yalanci objektiflikerinde.
buradaki kepazelerin durumu da ayni: 50 tane hukumet dusurecek olay oldu turkiyede, kayitlarin oncesinde dahi, adam simdi ses muhendisi kesilmis, mantik timsali kesilmis, onu da tam yapamiyor. "yüzünüze gözünüze bulaştırdınız her şeyi" diyor satilik vicdanli robotlar. sempanzelerden bile daha az ahlaki tutarliliga sahip kisiler "yatacak yeriniz yok" lafinin icini bosaltmakla mesgul
sozlukcu, eksici, gezici,
solcu, ateist, terorist,
afedersiniz alevi, rum, kurt, yahut elitist beyaz turk,
israil dolu, abd ajani, ab saksakcisi, twitter masonu,
insan, sempanze, kopek
hepimizin ahlaki var az cok, sizlerin yok. hem de ne pahasina? sonsuz uzay-zamanin ufacik bir noktasinda, ganimetini belki bir saniyeligine kemirebilecegi bir muharebeyi kazanmak ugruna. halbuki, sinirlari artik o sonsuz dedigimiz uzay-zamani dahi asan dusunsel dagarcigimizin icinde, nokta bile olamayacak kadar kucuk bir kosede bokun icinde yuvarlanan yaratiklarsiniz. arkanizda, insanligin bu dagarcigini genisletecek hicbir bir fikir, ahlaki ilke, basari, erdem kalmayacak. evrim agacinin kor noktalarindan biri gibi, turumuzun dusunsel ve ahlaki gelisiminin basarisiz denemelerinden biri olarak, kendinizi kapattiginiz o cikmaz sokaga gomulecek tum varliginiz. geride kalan sadece boktan yapilmis egri bugru bir taht, ve etrafinda, bir zamanlar orada gozacip kapayincaya kadar gecen bir sure boyunca oturabilmis "reis"lere tapinanlarin yerde biraktigi silik golgeler
edit: bunu akp secmeninin genel profilini betimlemek veya muhazafakarlari kazanmak icin degil, trollere ve fanatiklere yonelik bir saldiri olarak yaziyorum.
birleşik kıbrıs federasyonu
emrullah gülüşken için isveç'e uçak gönderilmesi
-
türk vatandaşlarının parasıyla yapılmıştır. tam bir ayranı yok içmeye... davranışıdır.
kedinin benlik bir şey var mı abi bakışı
-
evinde bir kediyle yaşayanların sıklıkla şahit olduğu bir tür kedi davranışı.
efendime söyleyim kedi evin herhangi bir köşesinde kendini unutturmuşken, bir tıkırtı, şangırtı, patırtı olur. hani böyle siz bir an böyle irkilmiş kırık döküğe bakarken, kedi içeriye koşar adım gelir, durur, olay mahaline, size benlik bi şey var mı der gibi bakar sonra ki sessizliğin akabinde kafasını çevirir sanki hiç bi şey yokmuş gibi karizmatik, soğuk kanlı adımlarla yine bilinmez bir köşeye doğru kendi döktü kendi toplasın dercesine çeker gider.
yaran fıkralar
-
bir amerikali, bir ingiliz ve bir iraklı barda oturmuş içki
içiyorlarmış.
amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş, silahını çıkarıp
bardağa ateş edip parçalamış:
"bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz amerika'da aynı bardakla iki
kere içki içmeyiz" demiş.
ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
ateş ederek bardağı parçalamış:
"bizim ingiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş.
bunun üzerine iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip amerikali ve ingilizi
vurup öldürmüş:
"bağdat'ta bu ingiliz ve amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı
adamlarla iki kere içki içmeyiz"
nikah dairesine fotoğraf makinesi sokamamak
-
bundan tam 9 ay evvel, benim de başıma kadıköy evlendirme dairesi'nde gelen şey..
hem de nasıl biliyor musunuz?
nikah başlayacak, salon tıklım tıklım, abim elinde kamerayla içeri girip beni çekecek.. ağzı 5 karış mutluluktan, kardeşinin nikahını izleyip kaydedecek diye..
haber geliyor bana, "içerde biri var kameralı sokmayız" diyorlar..
"nasıl sokmazsınız abimi" diyorum, "kamerayla giremez" diyorlar..
bakın bu muhabbet, ben evet demeden 5 dakika önce arka odada nikah memuru önünde gerçekleşiyor.
adamlar "sokamazsın kardeşim! ya parasını verirsin ya da çektirmeyiz" diye üstüme yürüyor.
"ulan ben sizden böyle bir bilgi aldım mı sokamayız diye? para vermek zorundamıyım şu halimde size" diye diretiyorum..
adamlar bağırarak "çektirmeyiz" diyerek merdivenlerden yukarı çıkıyor ve ben bu esnada arkalarından laf atıyorum.. durduğum yer, nikah masasının arkasındaki kapı.. yani kapı açıldığı anda tüm davetlilerin karşısına çıkacağım.
sinirden yüzüm kıpkırmızı, elim ayağım titreyerek kapıdan çıkıyorum.
masaya oturuyorum.
"evet" derken yüzüm o kadar eblekleşmiş ki, eşim bile "neden bu kadar üzgün evet" dedin diye üzülüyor..
bağırış çağırış en mutlu anlarımdan birini sktiler.
sizin rantınıza da paranıza da yazıklar olsun.
yıllar sonra ekleme: nikahımıza dair düzgün video kaydımız yok.
10 ağustos 2018 dolar kuru
-
bi kaç sene önce bi hayalim vardı. elde avuçta ne var ne yok satıp dolar yaptıracaktım. sonra doların çok değerli olduğu, insanların elli yüz dolar maaşla geçindikleri üçüncü dünya ülkelerinden birine yerleşecektim. büyük bi arazi alırım, çiftlik kurarım atlarım falan olur diyordum. hatta at sütünden kımız üretmek gibi bir fantazim bile vardı. çiftlikte işleri koştursun diye sekiz on tane de eleman tutup kral gibi yaşayacaktım. şimdi bizde dolar olmuş bilmem kaç. elimizdeki paranın dolar karşılığı kalmış kuş kadar.
biz o üçüncü dünya ülkesine gidemedik. üçüncü dünya ülkesi bize geldi.
teşekkürler göklerden gelen reis.