hesabın var mı? giriş yap

  • kazaya karışan sürücüye üzüldüm.arabası hasar aldı bir ton uğraşacak,olaydan sonra karakolda saatlerce zaman kaybetti,işinden gücünden oldu ayrıca strese girdi.

  • oynanmayan zamanla birlikte 94 dk süren maç.
    maçta 2 penalti var.
    düdük sesi yok.
    var'a gidelim bir de orada bakalım yok.
    hakeme koşan futbolcular yok.
    sosyal medyada yakın çekim paylaşılan görüntüler yok.
    pozisyon tartışan yok.
    dis güç yok, düşman yok, dusmanlastiran yok, futbol var.

    kroos soldan vuruyor sağ köşeye, neuer sağ eli ile çıkartıyor jeneriklik pozisyonun tekrarını 3 dk sonra falan verebiliyor yönetmen; oyun durmuyor.

    kendi ligimizde ne izliyoruz, neyin kavgasını ediyoruz?

  • turkiye'den yunan adalarindan birine gelen kacak motordan inerken sirilsiklam olan bir aileyi calistigimiz odaya aldilar dun. birisi yasli bir anne, uc genc kadin, iki cocuk, ve bir genc adam, sonradan anlattilar, o da evin tek oglu, cocuklar buyuk ablasinin. adam uyusturucu bagimlisi oldugu icin bosanmislar.

    coculklar 5 ve 6 yaslarinda, bir kiz bir oglan, tir tir titriyorlar. hepsine ic camasirina kadar giysi bulmamiz gerekiyor. cocuklar coraplarini ayakkabilarimi cikariyorlar, cocuklara giysi ve ayakkabi hemen buluyoruz, sorun kadinlarda ozellikle yasli annede. elbise gonderenlerin arasinda onlarin giyinme stilini dusunen olmamis. yasli kadina pembe pelus bir palto buluyoruz. evet cirkin ama en azindan biraz uzun ve bol. onlari giydirmemiz cok uzun suruyor, ama sonunda eski islak elbiserini odanin artasina birakip gidiyorlar.

    ama daha sonra teker teker gelip eski islak elbiseri geri istiyorlar, elbiselerin birinin cebinde kalan bir seye ihtiyaclari var ve onu bulmalari gerekiyor. bizler bu arada nijerjali bir gurup kadin ve erkegi giydirmege calisiyoruz, oda kucuk, gelen gurup buyuk, erkeklerin ayaklarina ayakkabi bulamiyoruz, elimizdeki erkek ceketleri de onlara gore kucuk. afganistanli kadinlar aglamakli, kocaman nijerjalilarin arasindan suzuluyor, odanin arkasindaki elbiselini biraktiklari bolgeye girmeye calisiyorlar. fransiz gonullu franchie onlara kiziyor, onlari bagirarak disariya cikariyor. boyunlarini bukup geri gidiyorlar, ama bir muddet sonra gene geliyorlar. dillerini bildigim icin olmali benimle konusmak istiyorlar. yok, bulamiyoruz eski elbiselerinizi, atmis olmalilar burada degil, diyorum ama, sesim tiz mi cikiyor yoksa? kadinin yuzundeki ifade icime kaziniyor, ama yapacak birsey yok, odada bir suru islak nijeryali var, onlara kuru elbise bulmak lazim.

    herkes giydirilip gittikten sonra gene stoklama isimize donuyoruz, gelen kutulari acmak ve elbiseleri kadin, erkek, cocuk ve beden olarak ayirmak bizim isimiz. kutulardan birinden islak bir naylon torba cikiyor. ufacik. ıcinde birkac madeni para, yesil plastik bir tespih, siilerin namaz kilarken alinlarini dayadigi, kerbaladan geldigine inanilan kirmizimsi toprakla yapilan ufak, kenari kirik bir namaz tasi (muhur). arkadasim bu ne diyor. hemen anliyorum, o kadinlarin aradiklari bu olsa gerek diyorum. kadin herhalde giyinirken sonra alirim diye onu oraya koydu, veya baska birisi islak elbiseleri toplarken onu oraya dusurdu. aile hala disarda bekliyor, endiseli. islak plastik torbayi kapiyorum onlara gosteriyorum. bu mu kaybettiginiz? diyorum. baslarini salliyorlar, gozleri doluyor, bana sariliyorlar, sanki onlara amerika vizesi vermisim gibi mutlular. ama anliyorum, yaban ellerinde bir daha kimbilir ne zaman ellerine gececek namaz tasi ve tesbih onlari birakip gittikleri topraklara baglayan seylerin su anda en onemlisi. ve o kucucuk torbanin ne oldugunu bildigimiz, onlari anladigimiz, ve hatirladigimiz icin minnetarlar.

    bazen birilerinin seni dinlemis olmasi hayattaki en onemli sey olabiliyor.

    debe'ye girdigimi sayesinde ogrendigim yardim kampanyasina cagri.
    (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)

  • ümit özdağ'ın mercedes'e binmek ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten,kutuplastirmaktan baska bir b.ka yaramayan kurumun içinden geçmesi durumudur.

  • tam oha çok iyiymiş hemen evleneyim diyordum ki gsb nin sitesine girdim ve şöyle bir açıklama gördüm:

    www.gsb.gov.tr/haberdetaylari/1/3454/evli-ogrencilere-burs-mujdesi.aspx

    yani suat kılıç böyle bir şey dememiş. daha ilginç bir şey demiş:

    "şu an evli üniversite öğrencilerinden yurtta barınma ücreti almama ve burs verme konusunda çalışma başlattık."

    evlendikten sonra yurtta kalacaksam o nasıl evlilik olacak acaba. yurtta beraber kalacaz desek daha bu sene başında karma yurtlar kaldırıldı.

    ee nerde yapacak bu gençler 3 çocuğu?

    suat başgandan ek açıklama bekliyorum.