hesabın var mı? giriş yap

  • kavitasyon ile ilk seansta 2 cm inceldiğini iddia edenlerle birlikte, aldığımız şehir fırsatı indirimiyle gittik. önce sauna ardından masaj en sonda kavitasyon yapılacaktı. kendini diyetisyen diye tanıtan gencecik hanım kızımız bizi ölçtü, tarttı bunları bir kenara yazdı. sonra sauna sonra masaj en sonda kavitasyon, çıktık tamam bitti herşey. bizi karşılayan hanım kızımız tekrar geldi.
    - nasıl memnun kaldınız mı?
    + sanki gevşedik biraz.
    - şöyle geçin lütfen (bel çevresini ölçeçek)
    - aaaaa 2 cm incelmişsiniz.
    + öyle mi? (karşısında aptal var sanki, ilk geldiğimizde gevşek gevşek ölçtü belimi şimdi sıka sıka ölçüyor, 2cm incelmişim.)
    - şimdi şöyle geçin lütfen (tartacak)
    + peki tamam.
    - siz lütfen basküle bakmayın.
    + nasıl yani?
    - aşağı bakarsanız kilolu çıkarsınız.
    + aaaaa ama siz iyice aptal yerine koydunuz bizi, aşağı bakma yukarı bakma. dalga mı geçiyorsunuz siz bizimle?
    - olur mu öyle şey hanımefendi.
    +olur olur, diyetisyenim diye birde bizi kandırıyorsun. nerden mezun oldun, hangi okul bunu öğretti sana?
    - şey ben liseden...
    + liseyi bitiren diyetisyen mi oluyormuş, ne okudun ne eğitimi aldın da bizi kandırmaya çalışıyorsun?
    - aslında ben kursa gittim...

    biz yaptırdık, sinirlenip geldik. sizler yaptırmayın böyle şeyler. geçin ayna karşısına, belinizi gevşek gevşek ölçün. sonra gidin bir duş alın gelin sıkarak tekrar ölçün belinizi, bakın nasıl inceliyorsunuz. birde tartılırken aşağı bakmayın, kilolu çıkarsınız, eşinizden dostunuzdan yardım alın bakın nasıl zayıflıyorsunuz.

  • o askerin orda durma amacı bu zaten. yoksa o sıcakta tüm gün niye dikilsin? onun girip girmeyeceğine o asker karar vermez. karar zaten verilmiştir, o asker de uygular.

    edit : ya sevgili hümanist ve anti-militarist arkadaşlar. o silah kuş vursun diye verilmiyor o askere. ayrıca o bir asker, hoşgeldiniz demek için orada değil. orası da avm girişi değil. dünyaya dün gelmiş gibi davranmayın.

  • başlığın tam hali. `elini uzatan öğretmene haddini bil diyerek sınıftan kovan kaymakam` olacaktı ama malum karakter sınırı.

    --- spoiler ---

    artvin’in kemalpaşa ilçesinde okul ziyaretlerinde bulunan kaymakam m. faruk saygın, kemalpaşa çok programlı anadolu lisesi’nde (çpal) girdiği sınıfta kendisine "hoş geldiniz" diyen ve elini uzatan öğretmeni "haddini bil, sınıftan çık dışarıya bekle" diyerek sınıftan kovdu.

    --- spoiler ---
    kaynak

    bu nasıl bir terbiyesizliktir? bu kaymakam hakkında acilen soruşturma açılmalı ve görevinden azledilmelidir. makam mevki sahibi olan kendini allah sanıyor memlekette.

    (bkz: mehmet faruk saygın)

    edit: buraya da, kendisine yer vermek isteyen öğretmene "öğretmenlik en üst makamdır." diyip dersi ayakta dinleyen mustafa kemal atatürk fotoğrafı gelsin. hepinizi üst üste toplasak atamın tırnağı etmezsiniz.

  • 40 yaş üstüyseniz ve 25 yaş altı bir aile ferdine bir şey yazacaksanız caps lock'u açık tutmanız farzdır. açık değilse derhal açılmalıdır. yoksa kimin anne/baba/teyze/dayı/amca/yenge olduğunu nasıl anlayacağız?

  • küçükken saçma sapan sorularımıza katlanan, cevap vermeye çalışan babaya bir şükran borcu olarak yapmamız gereken eylemdir.

  • osmanli'nin koylusunun durumunu anlatan mektup. sonra cumhuriyet bin bir zorluklarla ve kentlilerin verdikleri vergilerle anadolu'ya okul yapti, hastane yapti, baraj yapti, doktor yolladi, insanlari asiladi. boylece kilo alabildiler, temiz su icebildiler, dogumda olumler azaldi, cocuk olumleri azaldi, sayilari cogaldi ve cumhuriyetten nefret edip akp'yi sectiler.

  • bitmeyen fıkra

    patron, sekreterine talimat verir:
    - bir haftalığına iş için yurt dışına çıkacağız. ona göre hazırlan...
    sekreter kocasını arar :
    -patronla bir haftalığına yurt dışına çıkacağız. sen başının çaresine
    bakarsın artık...
    kocası sevgilisini arar:
    -karım bir haftalığına yok. bu haftayı beraber geçirelim.
    sevgili, özel ders verdiği minik çocuğu arar :
    -bu hafta sana ders veremeyeceğim. gelmene gerek yok.
    minik çocuk dedesini arar :
    - dedeciğim, bu hafta dersim yok. öğretmenim yok. bu haftayı beraber geçirelim.

    dede (1.bölümdeki patrondur) sekreterini arar:
    -bu haftayı torunumla geçireceğim. gezimiz iptal oldu. gidemeyeceğiz...
    sekreter kocasını arar:
    -gezimiz iptal oldu. gidemeyeceğiz!
    koca sevgilisini arar:
    -bu hafta beraber olamayacağız. karımın gezisi iptal oldu.
    sevgilisi ders verdiği minik çocuğu arar:
    -bu hafta sana ders verebileceğim. işlerim iptal oldu.
    minik çocuk, dedesini arar :
    -dedeciğim, öğretmenimin işleri iptal oldu. bu hafta beraber
    olamayacağız. çok üzgünüm!
    dede sekreterini arar:
    -merak etme! bu hafta yurt dışına çıkabileceğiz.

    debe editi: bir çok mesaj aldım. ilginize teşekkür ederim. fıkraların devamı gelecek... :)

    edit: bu fıkra mükerrerdir...