hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye cumhuriyeti’nin eski sağlık bakanı prof. dr. recep akdağ'ın, “keneden korunmak için pantolon paçalarını çoraba sokun” buluşudur şüphesiz.

  • bundan 5-6 sene önce eski kız arkadaşımla taksim gezi parkında oturduk, çekirdek çitliyoruz. malum olaydan sonra atıl bırakıldığının farkında olmamıza rağmen, nedense hoşumuza giden bir etkinlikti bu, neyse konu o değil.

    bir tinerci yaklaştı yanımıza, arkasında 2 tane arkadaşı var. elinde bıçakla yanımıza geldi ve çekirdeği istedi. doğru düzgün konuşamıyor bile, çekirdeği işaret ediyor bıçağıyla. ben de içinden 1 avuç kendime 1 avuç da kız arkadaşıma aldım, pakedi verdim. eleman da sorunsuz uzaklaştı. biz de çekirdek yemeye devam ettik. bitince de konu ile ilgili tek bir yorum yapmadan uzaklaştık.

    peki bir fayda/mahsur değerlendirmesi yapalım.

    şimdi orada gereksiz bir münakaşa yaşasam, "erkeklik" yapıp diretsem, karşımda zaten diyalog kurabileceğim bir canlı yok. şu an sağlıklı bir insanım, bildiğim kadarıyla eski kız arkadaşım da öyle, ancak muhtemelen o tinerciler ya hapiste, ya da hayatta değil. şimdi ben kalkıp bu elemanlara çekirdek için diklensem, bakın çok değil, 1 tanesi bıçağı herhangi bir yerimize saplasa, geleceği olan bizim gibi insanların hayatı sona erebilir veya kalıcı bir sakatlığı kalabilirdi. onlar için ise değişen bir şey olacağını sanmıyorum.

    şimdi sormak istiyorum, değer mi?

  • evde eski bir kitabın arasından düşen mektuptur. gece gece efsane yarmıştır hakkaten. okuma yazmayı söktüğüm yıllar çalışan anne-babanın çocuğu olarak onlara notlar mektuplar yazardım. neden yazdım bunu, olay ne, nolmuş hatırlamıyorum ama çocukluğumu sevesim geldi yeminle sözlük.

    http://i.hizliresim.com/vvddmj.jpg

  • annem beni bir bayram sabahı sms aracılığıyla halaya davet etmişti:

    "halaya gel"

    ama kendisi benim hala'ma gitmemi istiyormuş, elimde mendilimle salona doğru koştuktan sonra farkettim.

  • yazı tahtasını keşfedemeyen anne.. oysa o duvarı temizlemeye harcayacağı maliyetle çocuğa bir yazı tahtası alsa, onun da özel bir alanı olduğunu vurgulasa ve çocuk bunun bilinciyle o alanda keyifli çizimler yapsa herkesin kafası rahat olur.. yoksa leke tutmayan duvar boyasına güvenen bu anne, çocuğuna evde izin verip başkalarının evinde yapamayacağını kabul ettirme derdi, o duvarı temizleme zahmeti, çocuğun edineceği "ben yaparım kimse de gıkını çıkarmaz" zihniyetinin ileride açacağı sorunlar vs. derken epey problemi göğüslemek zorunda olacak anne olur en fazla.. hiç gerek yok..

    not: çocuğum yok ama iki adet yeğenim var.. evet evimizin bir duvarında kocaman bir yazı tahtası var.. evet çocuklar bize geldiğinde orada güzel güzel resimler yapıyoruz.. ve evet defter, kağıt dışında ancak bu tür bir alan varsa duvara dayalı resim yapabileceğini bilen bu çocuklar başka ortamlarda daha bilinçli hareket ediyor..

  • ayrılmışsındır, 9 sene olmuştur, görmeyeli de 7 sene, herhangi bir iletişim olmayı 6 sene. ilişkin vardır, nişanlısındır, evli, belki 50 yaşındasındır, coluk cocuk sahibisindir. ama bir şarkı çalar eskilerden, aklına o gelir, tatildesindir, denizi izlersin, bir bira söylersin, birden aklına gelir yine. ayıptır lan dersin, acaba akıl hastası mıyım? değilsindir, tutkudur o, özlemdir, yarım kalan seydir, tamamlamak istersin, koymustur pis.

    hep sonradan gelir aklın başına, hep sonradan..

  • adam 5000 tl kredi karti limitini yüksek bir limitmis gibi anlatmis. yazik la, troll de olsa o da insan lan. fakir diye yüklenmeyin fazla.

  • california'da yaşamış alexander ve jeanette tozcko adındaki çifttir. erkeğin kalçası kırılınca kadın da yatağa düşmüş ve aynı gün içerisinde birbirlerine sarılarak ölmüşler. 8 yaşından beri de birbirleriyle flörtleşiyolarmış.

    ne aşklar var be

  • türkçede artı sayıdan önce tanımlanmaz, matematikte öyle yapılır, onun da ingilizcesi türkçesi yoktur. yani ingilizce’de eksi beş sayısı "5-" türkçe’de "-5" diye yazılmaz. ikisinde aynı yazılır.

    ingilizcedeki “x+” yani “x plus” notasyonu bizdeki “x ve üstü” anlamına gelir ama kısa bir karşılığı yoktur. +18 de “18 ve üstü” anlamına gelmez. “üstüne 18 ekle” anlamına gelir. bunu bir etkinlikte yanınızda getirdiğiniz ekstra kişiyi “+1” diye tanımlıyor olmanızdan çıkarabilirsiniz. (bkz: +1)

    öte yandan türkçe’de 18 yaş ve üstünü tanımlamak için kısa bir notasyon olmadığından “+18” ile “18+” arasında bir doğruluk farkı yoktur. çünkü dillerin kuralları, dolayısıyla doğrular kullanımla belirlenir, organik gelişir. bir gün “şarz” söylenişi daha popüler olursa doğru söyleniş o olur.

    “türkçe’de %18 yazıyoruz ama ingilizce’de 18%” argümanı ise konuyla alakasızdır çünkü bu sıralama açık hallerinin yazılışından dolayı öyledir: “yüzde 18” deriz, ama ingiliz “18 percent” der. oysa “18 ve üstü” ile “18 plus” açık şekilde aynı yazılır.

    dolayısıyla bana “18+” “18 ve üstü”nü anlatmak için makul geliyor ama başka bir notasyon yaygınlaşabilir o zaman onu kullanırız. yine de siz bunları saçma mantıklara oturtmaya çalışmasanız, hatta bunları debeye sokmasanız nefis olur. üzülüyoruz.

  • cahil türk halkına bilgi olarak vereyim.

    ufo demek uzaylı demek değildir. ufo demek unidentified flying object demektir.

    yani havada tanımlayamadığın bir cisim görünce bunu ufo diye raporlarsın. esprileri ona göre kasın ki biraz seviye yükselsin artık şu platformda.

  • aids hastalığının gripten çok rastlandığı bir afrika ülkesinde, mezbahaneden bozma bir hastanede neredeyse kemiğine kadar ayılmış ayak parmağınıza 14 dikiş atılırken "ben buradan sağ sağlam çıkarsam daha bana havada karada ölüm yok" düşüncesini beyninizin her kıvrımında hissetmektir.

    adamlar grip diyor, ateş diyor lan ahahaha.

    geçmiş olsun ponçikler.