ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tez jürisinde ikram sorunu
-
beni bir yaşıma daha sokan sorundur. oha! tez savunması yapacaksın, üniversiteye giderken elindeki saklama kaplarında kısır ve elmalı kurabiye taşıyorsun... jürinin önüne çıkmışsın; koca koca profesörler oturmuş senin getirdiğin mercimekli köfteyle yaprak sarmasını gömüyor... şaka mı lan bu? bu nasıl bir gelenektir? utanmıyor mu o koca profesörler sahi?
çok ilginç... en az cenaze yemeği kadar ilginç hatta.
edit: entryim çok beğenilmiş, duruma şaşıran çok insan var demek ki. ben hiç tez savunması yapmadım ama durum hakikaten garip değil mi arkadaşlar ya; yani tez yazmışım, heyetin karşısına çıkıcam ama adamlara masa kuruyorum... ayıp ya şu, vallahi ayıp.
insan kaynaklarını işe alımdan ibaret sanmak
-
buyuk bir yanilgidir zira bu departmanin yuruttugu en onemli faaliyet komikli mail fwd etmektir (turkiye icin konusuyorum).
latte ile mochanın farkını bilmeyen ezik
-
12 saniye sürecek bir "google araması sonrası sonuçlara göz atılması" eylemi sonrasında elde edilebilecek bir bilgi üzerinden insanları ezik veya değil diye sınıflayan gerzeklerden evlâdır.
63 bin kişilik çamlıca camii'nin bomboş olması
-
çamlıca'da o kadar müslüman yok la zaten. reyis otobüslernen getirdiydi açılışta da.
katı meyve sıkacağı alacaklara tavsiyeler
-
almayın, sebebi için ise nickime bakın.
erkekleri çekici yapan detaylar
-
ne para
ne ev
ne yat
ne kat
ne araba
ne pahalı elbiseler
ne de şan şöhret
gerçek detay: öz güven
aktroller uçurulsun kampanyası
-
bugun degilse ne zaman
dişi fatih terim
-
hareketlere bak , triplere giriyor ablam birde.
ankaralı yasemine daha çok benziyor.
yılmaz'ı sileceksin msn'den
-
2009 yılından gelen efsane bir repliktir. özleyenler için: link
selen isimli hanım kızımız, arkadaşının sevgilisi olan hovarda yılmaz'ın konuştuğu ve gacesinden (?!) ayrılmasına yol açtığını iddia ettiği saf ayşe kızımızı hırpalayıp tehdit etmiş, kavganın sonunda da el sıkışıp ayşe'nin onun hakkından konuşmaması halinde onu koruyacağının sözünü verip ayrılmıştı. video bu. tabii bu bir tehdittir, akran zorbalığıdır ve bunu savunmuyorum. ama 14 sene sonra bir daha izleyince kahkahalarla gülüyorsunuz. daha tuşlu telefon ve msn günleri... güzeldi be.
herkes ayağını denk alsın tabii. yılmaz'ı meseneden sileceeğğğsiiiniz... ahahahhahahah... bu neden bu kadar komik ya?
--- spoiler ---
kanamayiiğ... sümük akyo.
--- spoiler ---
ekşi itiraf
-
*ilişkilerimde acaip istikrarlıyım. nasıl başlarsa başlasın her seferinde terk edilmeyi başarabiliyorum.
*kimseden vazgeçemedim, her terk eden adamı özlüyorum.
*tek sevdiğim adamı, eski gerçek sevgilimi unutmaktan çok korkuyorum, onu beklemek hayat amacım gibi çünkü. unutunca kimsesiz ve yalnız hissetmekten korkuyorum. çok hastalıklı bir düşünceymiş bu.
*ilk kez yirmi üç yaşında öpüştüm, gerçekten aşık olduğum adamdı, o adamla evleneceğimi sanmıştım, (aptallık) terk edince döner sandım, şimdi nişanlanmış istisnasız her gün açıp nişanlısıyla fotoğraflarına bakıyorum, dönse istemem, ama içim acıyor yine de. iki yıl oldu. kız da aynı motora benziyor.
*her ilişkimden sonra pişman oluyorum, hiç iyiki demedim.
*aşık olduğum üç adamın da ismi aynı (hep istikrar)
*neredeyse hergün ağlıyorum. zorlanıyorum yaşamakta. ama öyle mutlu görünüyorum ki, korkuyorum kendimden.
*yeni doğan bebekleri görünce hep ağlıyorum, nasıl bir hayatı olacak kimbilir diye, çekeceği acıları düşünüp...
*çok sevgilim olmadı ama hiçbiriyle bir tek fotoğrafım bile yok. çünkü hiçbirisi fotoğraf çektirmeyi sevmezdi, hep öyle söylerlerdi. ama başkalarıyla kare kare fotoğraflarını görüyorum zaman sonra. bunu hak etmek için sadece her seferinde seviyorum.
*etrafımdaki anneler, ya da teyzeler beğenip birileriyle tanıştırmaya kalktıklarında kendimi çok beceriksizmiş gibi hissediyorum, özellikle bu yüzden bu tarz ilişkilere gelemiyorum.
*yazdıklarımı okuyunca kendime acıdım.
33 yaşından küçük yazarlar uçurulsun kampanyası
-
uygulandığı taktirde bir sonraki kampanya adı sözlükteki yazılar büyütülsün olacaktır.
malum gözlerde yılların yorgunluğu var.
denizde 2 kilometre açılabilen esrarengiz amcalar
-
iyi bir yüzücü olmama rağmen suyun çok derinleşmesinden hoşlanmam. sonuçta doğal ortamım değil ve doğa bazen sürpriz yapmayı sever. hayatınızda bir kez bile levrek temizlediyseniz balığın aslında ufak olmasına rağmen nasıl korunaklı olduğunu görürsünüz. karadeniz'de sahil şeridi bulanık iken açıklar daha temiz olduğundan dolayı bazen açılmak zorunda kalıyorsunuz. bunlardan birinde yunus sürüsü gelmişti yanıma. gerçekten panik yapıyorsunuz, en nihayetinde balık bu amk hoşttan anlamaz, kışttan anlamaz. tamam flipper falan sempatimiz var ama hiç mi kötüsü yok ulan bu familyanın? organize olup köpekbalığı öldürebilen bir grup hayvandan bahsediyoruz. suyun içinde biri döndürüp öteki .... kımıldayamazsın ki, zevk için yapıyormuş bu hınzırlar da bizim gibi. sözün özü, iyi yüzerim ama tırsarım gençler. siz de tırsın.
asla aralarına katılmayacağım amcalardır.
edit: imla ve ifadeler.