hesabın var mı? giriş yap

  • seçimi yapılırken dikkat edilecek hususları sıralayalım:

    1) kesinlikle rektör yardımcısı, dekan, dekan yardımcısı, bölüm başkanı gibi idari görevi olan hocalardan uzak durun. bu idari görevleri bulunan insanlar ne kadar tez yazımı için iyi niyetli de olsalar, vakitsizlik, yoğunluk gibi etkenlerden dolayı verimli çalışmanızı engelleyecek, sizleri doğru düzgün yönlendiremeyecektir.

    2) okulların marka hocalarından uzak durun. bu marka hocalar, vakıf üniversitelerinde, kendi şirketlerinde çalıştıklarından, arada televizyona çıkmaya özen gösterdiklerinden idari görevi bulunan hocalar gibi sizleri yönlendirme konusunda geç kalabilirler.

    3) ilgi duyduğunuz anabilim dalında öğrencilerin seçmediği kişilere gidin. öğrencilerin bu adamları seçmemesi, hocanın kalitesi için ölçüt değildir. kendim için konuşacak olursam, benden başka kimse ilgili anabilim dalını seçmediğinden ben resmiyette 1 tez danışmanı ek olarak 1 doçent, 1 yardımcı doçent desteği alırken, farklı anabilim dalında aynı tez danışmanını seçen 7-8 arkadaşım oldu. tez danışmanları bu sene 8'e bölünüp, onlara nasıl bir destek sağlayacak bilmiyorum ama ben istediğim zaman hocalarımdan destek alabiliyorum.(en azından okula ne zaman uğrasam bu 3 hocadan 1'ni yakalıyorum.)

    4) asistanlarla ilişkileriniz iyi olsun. küçük gelişmeler için tez danışmanı ile görüşmek yerine asistanı ile muhatap olun. hocanın asistanı en az eşi kadar hocayı tanıdığından, hocanın uzmanlık alanını net olarak çıkartabileceği için, sizlere etkili bir şekilde yardımcı olacaktır.

    5) çift tez danışmanı seçimi gibi bir maceraya yüksek lisans aşamasında bulaşmayın. tek tez danışmanın olduğu jüriler genelde hocanızla beraber 3 kişiden oluşur. çift tez danışmanın bulunduğu jüriler ise genelde hocalarınız dahil 5 kişiden oluşur. teziniz ne kadar iyi olursa olsun 5 kişiye bir şeyi beğendirmek zordur. kaldı ki, tez danışmanları bile sunum esnasında birbirleriyle tartışırlar. tartışma sonrasında vereceğiniz cevap kesinlikle tarafların en az birisinin beğenmemesine yol açacaktır.

    6) hoca seçimi yaptınız. internet güzel bir icat. hocanızın cv'sini bulun, daha önce yazdığı makaleleri, kendi tezlerini inceleyerek vakıf olduğu alanda ilerleyin. burada ufak bir risk var o da şudur: hocanızın uzman olduğu alanda tezi hazırlarken, danışmanlığından tam manasıyla yararlanabilirsiniz. ancak hocanın o alanda çok iyi olması, sizden beklentisini artırabilir. buna da hazırlıklı olun.

    tüm bunlar ışığında yüksek lisans tezini yapmak zor değildir. ama sen 30 tane öğrencisi olan bir tez danışmanı seçersen, adamın idari görevi olursa, o tez tabii ki herkesi sıkıntıya sokar. biraz politik taktikler kurgulayarak ilerlemeye çalışın. hocanız sizden bir şey istediğinde karşısına boş kağıt veya içi boş metinlerle çıkmayın. araştırma tekniklerini, literatür tarama kısmını güzelce oturtun.

  • evdeki kadın ve çocukların mutlu ve korkusuz olması. her an kavga çıkacak huzursuzluğunu yaşayan bilir. huzurlu ev birçoğumuz için lükstür.

    ekleme: gelen mesajlardan anladım ki, bundan muzdarip çok arkadaşımız varmış maalesef. ben doğduğum ailede böyle şeyler olduysa da kurduğum ailede çok mutlu ve huzurluyum artık.

  • sözlük'e bilgi birikimini yansıtabilen ender yazarlardandı. sonraları, kendi iddiasına göre, karısıyla olan boşanma davasında kanzukun karşı tarafta olması sebebiyle, yani tamamen duygusal sebeplerden uçuruldu; dışarıya yüzlerce link veren varken, ufağını tefeğini topladığı kendi bloguna link veriyor diye örtbas edildi.

    şimdi, ahı tutmuş olacak ki, moderasyonun ve spesifik olarak o'nun faşizan tavırları yüzünden, sözlükten aralarında çokça bilgi olan 295.000 entry silindi.

    unutursak kalbimiz kurusun

  • hayalini kurdugum tim.

    tamamen gonullu olarak bir sosyal platformda orgutlenip, edebiyattan bilime kadar, turkcesi olmayan bircok sayfayi turkceye cevirebiliriz,

    bunun icin hem vakti, motivasyonu olan arkadaslarin varligina eminim, biz yapmazsak kim yapacak ki bunu?

    hem bir sosyal sorumluluk projesi, hem turkceye hizmet, hemde genel kulturun artmasi adina guzel bir girisim.

    ben kendimce, sayfalari kisa kisa ceviriyorum, en azindan wikipedianin sol frameinde turkce gorunsun diye, ama bir elin nesi var? bugune bugun 2000 kisi 5 er sayfa cevirse 10.000 sayfa yapar ki, inanilmaz bir gelisim,

    belki wikipedianin turk modlariylada entegre calismak gerekiyor, uzerine dusecek arkadaslari tesvik icin herseyi yapmaya hazirim, kalabaliklastikca motivasyonumuz da artacak.

    ----------------

    edit:

    evet arkadaslar, sayenizde hem katilim cok fazla, hemde isteklilik, hepinize tesekkur ederim, oncelikle bir facebook grubu altinda toplaniyoruz,

    bu grupta hem kim ne ceviri yapmis onu paylasacagiz, hemde talep ettigimiz, imece usulu ile cevirecegimiz sayfalari belirliyoruz,

    bu gruba katilin, daha sonra kapali gruba donusturulecek.

    ayrica google docs sayfasinda da toplaniyoruz, hangi yol sizin icin daha verimliyse katilmaniz yeterli,

    illa ingilizce ceviri degil, herhangi bir turkce ansiklopediden 2 sayfa aktarsaniz bile cok verimli, dil bilmenize gerek yok,

    oncelikli amacimiz, wikipediadaki turkce madde sayisini artirmak.

    ilginize cok tesekkurler.

  • kendilerini seçim sonrası işten çıkartılır, yerlerine kimse alınmazsa iş gücünde zerre kayıp olmaz, mali olarak da kazanç sağlanabilir.

    ekrem başkan 24 haziran günü ilk bunlardan başlayabilir.

  • yüz yıldır orada duran okul ülkenin başına bela olan, kibri dağları aşmış bir topluluk tarafından kapatılmak isteniyor. başbakanlığınızın da, ofisinizin de allah belasını versin. siz tarif edilemeyecek kadar kötüsünüz ve hiçbir güzelliğin yaşamasına izin vermiyorsunuz. umarım bu ülke bu günlerden iyi bir ders alır da bu kötülerden kurtulduktan sonra bir daha böyle bir topluluk ülkeyi yönetmez.

  • fotoğrafa bakınca ben tatlı bir anne adayı görüyorum ama bu çük kafalı çomarlara göre orasını burasını açmış bir kadın.

    biri de şey demiş “bunu normalleştiremezsiniz” senin dünyaya gelmen anormal ulan beyin ölümü, hamileliği göstermek değil. sapıklar.

  • çok cesaretlendirici bir konuşma olabilmektedir.

    lisedeyim. hazırlığı atlamışım, onda dokuzu benimle aynı dönemde okumayan, kendi aralarında arkadaş olmuş bir sınıfa düşmüş, ailemden uzak, istanbul'u tanımaya çalışıyorum. bir sürü yeni arkadaş ediniyorum. hoşlandığım da bir kız var. görseniz, tam bir inek. ama sevimli geliyor işte. (bu cümleye dikkat :) ) bir gün yeterince uzak olduğum sınıf arkadaşım olan bir kıza (nihan diyelim), diğer kızdan hoşlandığımı söylemek ve tavsiye almak için yanına gidiyorum. konuşuyoruz filan, tipik tavsiyeler. daha önce iki kız girmiş hayatıma. ama girmesiyle çıkması bir olmuş. biri zaten uzak ilişki, diğeri ise eğlenmeye bakıyor. tipik bir liseli olarak ürkek ve aptalım. o kız için adım atmamaya karar veriyorum.

    derken bir gün, sıra arkadaşım hasta olup okula gitmiyor. nihan ise beraber oturduğu ve takıldığı çirkin grupla tartışıyor ve hışımla yerinden kalkıp kendine başka bir yer arıyor. gözü benim yanıma takılıyor. hop diye gelip yanıma oturuyor.

    ilginç bir kız nihan. böyle biraz erkek gibi. zeki kız. ben zeki kız seviyorum. ayakları üstünde durabilen, ama aynı anda sevimli ve narin. ilginç bir hassaslıkta düzenlenmiş tüm karakteri. bol bol sohbet ediyoruz. sanat, bilim, siyaset, aile ilişkileri, kadın-erkek olayları... arkadaş oluyoruz.

    ilginç karakteri içinde, çok eşlilik ve sık sevgili değiştirme olayı da var. sanırım pek umrumda değil. ne de olsa, o da öyle bir karakter ve biz arkadaşız işte. bana sevgilisini anlatıyor. adam tam bir hödük. ama ben güzel güzel ilişkileri hakkında olumlu tavsiyeler veriyorum. çünkü ben iyi bir arkadaşım.

    bir gün okuldan çıkmışız, ben sinemaya gitmeyi planlıyorum. bahariye caddesinde yürürken telefonum çalıyor. nihan arıyor ve "sevgilimden ayrıldım ben, konuşmaya ihtiyacım var diyor." soğuk bir mart günü, moda sahile inmeye karar veriyoruz. ikişer de bira alıyoruz yanımıza. anlatıyor, işte adam hakkında bir şeyler. ne kadar kaba davrandığını, aptal olduğunu falan filan. hava soğuk ve biz birbirimize yaklaşıyoruz. ikinci biramın sonunda ben onun saçlarını okşamaya başlıyorum. hala sohbet ediyoruz ama başka şeylerden artık. daha da yaklaşıyoruz. o kendi ikinci birasının yarısını içemiyor. ben bitiriyorum onunkini de. ellerim saçlarından sırtına ve beline kayıyor. sarılıyoruz birbirimize. gözlerime bakıyor, gözlerine bakıyorum. "lan acaba?" diyorum. "ya tokadı yersem?" hafifçe sırıtıyor. "e düşünme artık!" diyor. öpüşüyoruz. ve bizim 6 senelik ilişkimiz bir "e düşünme artık" cümlesiyle başlamış oluyor.

    bitişi de ayrı ilginç tabii. benden gelen "bugün benimle son günün sevgilim!" cümlesiyle bitiyor. "e düşünmedim artık." 6 sene düşünmek yeterdi.

    edit: bitiş ise şöyleydi arkadaşlar.