ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1996 yılına ait kral tv müzik ödül görüntüleri
-
20 senedir ssk örnekleri vererek bu dönemi kötüleyenler bir gidin artık.
hadi o zaman ben sayayım sizin döneminizi.
suriyeli terörist mülteciler yoktu.
ülke toprakları araplara peşkeş çekilmemişti.
tarım ve hayvancılık vardı.
samanı bile yurtdışından ithal etmiyorduk.
türk ordusuna fetöcüler doldurulmamıştı.
kiralar emekli maaşından daha yüksek değildi.
emekli ikramiyesiyle ev araba alınabiliyordu.
okullarda andımız okunuyordu.
türklük ayaklar altına alınmamıştı.
ingiltere nin çöpü satın alınmiyordu.
televizyonlarda kaynım bana atladı programları yoktu.
her yer apaçi rapçi dolu değildi.
para karşılığı vatandaşlık satılmıyordu.
devlet kurumlarını tarikatlar yönetmiyordu.
kağıt, sigara, içki fabrikaları vardı.
okulu biten gençler yurtdışına kaçmıyordu.
pkk ile gizli anlaşmalar yapılmıyordu.
cihatçı örgütler ülkede bomba patlatmıyordu.
araptaparlık yoktu.
cuma hutbelerinde atatürk e küfredilmiyordu.
üniversite bitirmenin bir değeri vardı, diplomalı kasiyerler yoktu.
edit: bana faili meçhuller demeyin; muhsin yazıcıoğlu, kaşif kozinoğlu, sinan ateş der olayı kapatırım.
ödediği kiraları fiyattan düşmek isteyen kiracı
-
akp'e oy verdiğine yemin edebileceğim fakat asla kanitlayamayacağım köylü kurnazı kiracıdır.
23 eylül 2014 pegasus rezaleti
-
ayrıntılı anlatılmadığı için inanması güç rezalet.
benim bildiğim rezalet sayfanın yarısını kaplamalı, insan okurken yorulmalı ama yine de okumalı. 3 cümle yazmış rezalet demiş aq yemezler.
bir kereye de mahsus olsa yapmak istenen işler
-
limon satıp zabıtalardan kaçmak.
dune (film)
-
--- spoiler ---
10k yılında teknoloji niye primitif diyenler olmuş. kitapta bunların açıklaması var ama filmde açıklama zahmetinde bulunmamışlar maalesef. açıklayıcı olacağını düşündüğüm hususlar:
- geçmişte makine ve yapay zekaya karşı verilip zafer alınmış büyük bir savaş var (matrix'in tersi gibi düşünün) bu zaferden sonra “düşünen makinalar yapmak” yasaklanıyor. yani bilgisayar falan yok.
- bilgisayarların yaptığı hesaplama işlemlerini yapması için “mentat” denen mutant zihinli insanlar yetiştiriliyor, bir nevi yapay seleksiyon ile bu tarz insanlar evriliyor. gözü arkaya kayıp akını çıkaran vezir kılıklı adamlar bu mentatlar.
- gezegenden gezegene atlamak için o dev boru tünelini kullanıyorlar. ama uzay zamanı büküp oraya portalı açmak için gereken hesabı yapan bilgisayar yine yok. bu yokluğu gideren ise filmde “uzay loncası” diye geçen organizasyonun elindeki “navigator/seyrüsefer” denen, evrilip insanlığından çıkmış mutant yaratıklar. bu psişik garabetler (filmde görmüyoruz) yolu açmak için “baharat” ile kafayı bulmak zorundalar. kendileri kafa çekip alemlere giderken insanları da alemden aleme taşıyorlar.
- hal böyle olunca tüm evren tek bir kaynağa bağımlı kalıyor. kaynak tekliği siyasette çoğulculuğu bitirip mevcut bir kaynağı elde tutanın muktedir olduğu emperyal ve feodal düzene geri dönüyor. serbest ticaretle burjuvazi getiremezsin ticaret baharata bağlı. yeni teknoloji icat etme motivasyonu yok çünkü yassak. merhaba galaktik ortaçağ.
- vaktinde kalkan teknolojisi icat edilmiş. bu kalkanlar hızlı cisimleri durduruyor ama yavaş cisimler içeri girebiliyor. bu nedenle ateşli silahlar artık savaşlarda kullanılmaz hale geliyor ve kılıç hançer yeniden cephanelere geri dönüyor, yakın dövüş teknikleri savaşları domine ediyor.
- lazer silahları kalkanlarla temas edince nükleer patlama gerçekleştiği için lazer silahları da rafa kalkıyor.
işbu sebeplerden ötürü uzayda game of thrones izliyoruz.
--- spoiler ---
9 temmuz 2022 istanbul yağmuru
-
chp bereketi ile geldi maşallah, eskiden baraj kururdu şimdi temmuz'da yağmur yağıyor, aynı bereket ülkenin başına gelsin.
çok iyi oluyormuş böyle yazmak ya :d
edvard munch
-
hayatı boyunca aklının bir köşesinde ölüm düşüncesiyle yaşamış ressam. tabloları insanın hayat karşısındaki o büyük çaresizliğini anlatır hep. hasta çocuk tablosunda kayıp giden bir hayat için yas tutturur insana. ölü ya da en azından vazgeçmiş insanlardır resimlerinin konusu, hayattan çok ölüme yakın insanlar. hep erken söylenmekten korkulup, asla söylenemeyen sözler gibi. alain de botton kitabında bundan mı bahsetmişti bilmiyorum ama edvard munch'ün anımsattığı şeyler çok gerçek.
hayat ve varolmak karşısındaki çaresizlik, insanın bütün bu gerçekliğe karşın elinden hiçbir şey gelmemesi, çıldırmak, kendini yok etmek. karanlık, bir kez girildi mi bir daha geri dönülemeyecek o devasa yapının kapısında bekler edvard munch. ne de olsa orada herkese yer vardır.
''when you out of the blue
and into the black.''
http://www.germanexpressionist.com/…nch_madonna.jpg
http://www.hdwallpapersdesktop.com/…h wallpaper.jpg
http://www.wholesalechinaoilpainting.com/…69587.jpg (hasta çocuk)
http://www.paintingmania.com/…bed-fever-16_4107.jpg
ve tabii;
http://upload.wikimedia.org/…9082327!the_scream.jpg
emrullah gülüşken için isveç'e uçak gönderilmesi
-
iyileştikten sonra da isveç devletinden uçak istesinler, "türkiye'de mahsur kaldık" diye. bakalım gönderecekler mi.
hüseyin üzmez'in ölümü
-
kız çocukları için hayırlı olmuştur.
adettendir, allah rahmet eylemesin amk.
15 nisan 2019 notre dame katedrali yangını
-
bir tarih yanıyor. yapacağınız esprileri silkeyim.
yaran baba oğul diyalogları
-
baba bir tamirat işi ile uğraşmaktadır.
- baba ya o öyle olur mu. alttan ittireceksin.
- hsss
- ya baba bırak allahaşkına, o tornavidayla olmaz o, şununla yapsana.
- (dayanamaz işi bırakır) bak oğlum bigün dedenin dükkandayım. saat tamir ediyor rahmetli. ben de omuzundan bakıyorum. dedim ki "baba şunu şöyle yap, bunu böyle yap", deden elindeki işi bıraktı, bana döndü, anlatmaya başladı:
birgün devenin biri coşkun akan bir ırmağın kenarına gelmiş, maksadı karşıya geçmek. suya girmiş, yürümeye başlamış. biraz açılınca akıntıdan ayakları yerden kesilir gibi olmuş. o esnada korkudan biraz kaçırmış.
deve bakmış ki boku suda batıp çıkıyor, girdaplara gire çıka, döne döne uzaklaşıyor, içinden geçirmiş.
"işe bak yahu, sıçtığım bok bana yüzme öğretiyor."
-tısss
sinüsün kosinüse göre daha çekici gelmesi
-
sebebi sinüsün daha bizden olması değildir. bilakis sinüs karşı mahallenin güzel kızıdır. daha uzaktır, ulaşılmazdır. kosinüs işe komşu kızıdır. yakındır, tanıdıktır. sen küçükken kosinüs büyük görünür, dünyada ondan güzeli yoktur. ama sen büyüdükçe kosinüs gözden düşer, sinüs de gözünde büyümeye başlar. ama hiçbir zaman sinüs seninle bir olamaz çünkü bu aşk üçgeninin kurallarını ihlal eder.
(bkz: iç açının günlüğü)