hesabın var mı? giriş yap

  • mutlu olmaya odaklanmamak,
    kendini başkalarını mutlu etmeye adamamak,
    hayır demeyi öğrenmek,
    beklentilerini minimuma indirmek...

  • hz. ekrem eleştriye kapali lütfen!

    adam orman yangınlarında demediğini bırakmadi hükümete o zaman şak şak şak şak çekenler

    ekrem imamoğluna laf edince aktroll ilan ediliyor.

    siz takım tutar gibi parti tutmuyorsunuz yeni gelin s*k tutar gibi parti tutuyorsunuz.

    bu ülkede hukumetinde muhalefetinde fanatikleri beyinsiz.

  • şah rıza'nın ilk karısı fevziye'yi, ki kendisi aynı zamanda mısır kralı faruk'un kız kardeşi oluyor, 1949 yılında boşadıktan sonra evlendiğ kadıni doğuştan prenses.

    söylenenlere göre şah bir erkek evlat istiyor ve bu sebeple bu işe girişiyor çünkü fevizye'den olan çocuğu kız. süreyya şah ile evlendiğinde 18 yaşında, şah ise 32 yaşında. nişanları 1950 yılında yapılıyor 1 yıl sonra da düğün yapılıyor.

    aslında o dönem pek çok olay var ama süreyya'nın bu kadar olay olmasının birçok sebebi var. iran şahı'nın ikinci eşi olması, isviçre ve ingiltere'de yatıllı okullarda okuyarak büyümesi, babasının iran'nın tanınmış kişilerinden isfendiyar bahtiyari annesinin ise ilginç bir şekilde bir alman olması, süreyya'nın avrupa'da iyi bir eğitim alması 3 dil (almanca, fransızca, ingilizce) bilmesi sanıyorum bunlardan. siyasi olarak zaten iran çok popüler durumda o dönem çünkü çok ciddi bir petrol geliri var. bunun kontrolü ingilizlerin elinde ama şah kontrolü ele almak niyetinde.

    bu atmosferde tabii ki süreyya'nın ünü ve onunla ilgili haberler dünya gündemini oldukça meşgul ediyor. gelinliği, takıları ile ilgili sürekli dedikodular yapılıyor.

    ciddi anlamda bir prenses düğünü oluyor, şah'ın sarayında 11 şubatta. süreyya düğünde göz kamaştırıyor. zaten güzelliği malum. bir de gelinliği yok mu ah o gelinlik. sanıyorum benim bile ilgimi çekti. gelinlik paris'te dior'a diktiriliyor. söylenenlere göre 3 haftalık bir yapım sürecinde pek çok terzi çalışıyor. kumaşı lame, 900 bin altın pul, 6 bin elmas ile döşeli bu gelinliğin sadece kuyruğu bile 10, toplam ağırlığı ise 25 kg. tabii bu kadar ağır gelinliği o nazenin süreyya taşımakta oldukça zorlanıyor ama hakkını da veriyor.

    süreyya tam bir prenses gibi masalsı bir gelinlikle evlenmiş oluyor böylece.

  • bakın bunlar kendilerini "modern" gören ve çalışmak için dışarı çıkmak zorunda olan tayfaya çomar diyen kesim. en az yüzde 99'u. hep derim bu ülkenin muhalifi de çomar, çomarı da çomar. bir insanın siyasi görüşü evet size fikir verir fakat aptal aptaldır.

  • aaa manyak lan bu insanlar,
    kurban, mavi sakal, pilli bebek, dr. skull filan yazmışlar. lan bu adamları türk rock tarihinde ilk 10'a yazarsın, kimse de laf etmez. herkes bu adamların kıymetini çok iyi biliyor merak etmeyin.

    yok metallica!!!

    edit: aaaa bulutsuzluk özlemi yazmışlar.

    bakın arkadaşlar siz anketi bile yanlış anlamışsınız. saydığınız grupların %80'i zaten kendilerini konumlandırmak istedikleri durumdalar. popülerlik ile kıymet bilmek arasında çok kalın bir çizgi var ve siz o kalın çizgide futbol maçı bile yapabilirsiniz, öyle kalı bir çizgi.

  • bazen gerçekten taşı gediğine koyar.
    olay tekirdağ'da geçmektedir.
    3 aylık ilayda gecenin bir yarısı etinden et koparılmış gibi bağırmaya başlayınca acile gidilir. nöbetçi doktor muayene eder ve farklı bir şey yedirip yedirmediğimizi sorar. azıcık -ama gerçekten azıcık- kavun emdirildiği söylenir. doktorun cevabı:
    - yanında beyaz peynir ve rakı vermezseniz bağırır tabi.
    mekan tekirdağ olunca bir şey diyemedik. adam haklı.

  • versiyonları yarmaya devam ediyor.

    nou campta bir gün geziyordum
    guardiola çağırdı messi gel buraya
    buyur guardiola
    dedi çıkar kalem
    bacağımda ki platini çıkardım
    dedi çıkar defter
    imzalı resmimi çıkardım
    dedi çıkar harita
    işte güzelim orda pepenin vucudumda bıraktığı üç beş krampon yarası varya
    işte onları çıkardım
    guardiola dedi bunlar ney
    guardi dedim üç beş krampon yarası
    sanki sanırsınız futbolcunun allahı
    ama bilmezsiniz ki o üç beş krampon yarası
    el classico hatırası
    çal pique çal

  • her hıdrellez'de bir gülün altına dileğimi ya kağıda çiziyorum ya da çakıl taşlarıyla resmediyorum, ayrıca gülün dalına aynı dileği tutarak bir de kurdele bağlıyorum, ertesi sabah kağıdı, taşları ve kurdeleyi alıyorum ve denize ya da bir akarsuya atıyorum.
    bunca sene her ne dilediysem oldu. mesela geçen sene ev diledim, gül ağacı bulamadığım için dut ağacının altına mavi mozaik taşlardan bir ev yaptım ve bu sene kendi evimde oturuyorum :)

    sadece çocuk dileğim olmadı, ya tıbbi olaylara karışmıyorlar ya da çizdiğim bebeği kedi olarak algıladılar ve zaten bir kedim varken bir kedi daha geldi eve. adını maşuk koydum.

    bir de bugün benim doğum günüm, annem "seni bana hızır ve ilyas getirdi" derdi ve ben kendimi çok özel hissederdim...

  • tam yatağa yatıp yorganı üstüme çekmiştim ki sallamaya başladı, tek düşündüğüm şey babamı nasıl taşırız.. allah kimseyi elden ayağa düşürmesin , hiç kimseye acı vermesin inşallah