hesabın var mı? giriş yap

  • türkçeye kabaca çevirisi zehir olan ingilizce kelime.

    ancak durun bir dakika zehir poison değil miydi yahu.

    biraz araştırınca şu sonuca ulaştım. poison, zehir kelimesinin genel karşılığı zehirli olan her şey için kullanılabilir.

    ancak venom, ecnebilerin bazı özel zehirler için ürettiği ayrı bir kelime. yani bu da zehir anlamına geliyor ancak öyle her zehir venom olmuyor belli başlı spesifik zehirler venom sınıfına giriyor.

    peki nedir bu spesifik zehirler?söyleniyor ki özellikle bir hayvanın savunma değil de saldırı mekanizması olarak kullandığı ve iğne, diş, diken vb. bir silah ile düşmanın vücuduna yara açıp direk kanına karıştırdığı genellikle protein bazlı (ama öyle olmak zorunda değil) zehirlere venom denir.
    örnek olarak yılan, akrep, arı zehri verebiliriz.

    bunun haricindeki tüm zehirler ise poison oluyor. kimyasal zehirlerin tümü poison mesela. ya da zehirli sarmaşık, at kestanesi, zehirli kurbağa da hep poisonous oluyor, çünkü bu arkadaşlar seni sokup da zehirleme yetisine sahip değil ancak sen mallık yapıp bunlara dokunursan, yersen, içersen zehirleniyorsun.

    ekstra bilgi: bir de venom olarak geçen protein bazlı zehirlerin bazılarının (örnek yılan zehri) kan dolaşımına karışmadığı sürece zehirlemeyeceği teorisi var. misal yılan zehrini içtiniz, ağzınızda midenizde herhangi bir yara bere yok ise bu zehir kana karışamayıp mide asidinde parçalanarak sizi zehirlemeden sindirilebiliyormuş. şu filmlerdeki klişe yılanın soktuğu yeri kesip ağızla zehir emcükleme sahnesi de bu teoriye dayanıyor.

    ancak ilk yardım derslerinde bu hareket kesinlikle yapılmamalı diye anlatılır. çünkü ağızda özellikle dişlerde ne kadar sağlıklı olursanız olun çürük ve mikron düzeyinde kanama olmadığına dair garanti veremezsiniz. verseniz dahi her sakallı dedeniz olmadığı gibi her zehir de protein bazlı değildir, bu nedenle bu sahne aklınızda film klişesi olarak kalsın.

    ekşi gereksiz bilgiler sundu.

  • iğrenç pislikler, saf kötülükler adamlar kalkıp ülkene gelmiş vatandaşını enkazdan çıkartmış yardım etmiş teşekkür edeceğine dediği şeye bak yaratıkların. bunların cenazesine kefen dikeni de su vereni de arkalarından bir gram iyi şey diyeninde , bu tuvalet kağıdıyla kıçını silenin de yüzü gülmesin.

  • oxford tarafından yılın kelimesi adaylarından biri olarak gösterilmiş.

    tam olarak aslında yediğiniz şeylerin çöpünden, bulaşığından rahatsız olmamak, sezon sezon dizi izlemek, koltukta uyuyakalmak, yağlı saçlardan, istenmeyen tüylerden, bir süredir duş almamaktan pişman olmadan, uyumsuz ama rahat giyinmek, diyetten, uyku düzeni ve spordan uzak kalınca vicdan azabı çekmemek ve tam olarak "salmak", "insanlıktan çıkmak" gibi bir anlamı var. "normalde gece vakitlice yatar, sabah yulaf ezmesi yerim ama goblin modundayım o yüzden bu diziyi bitirir öyle yatar, kalkınca da gofret yer, kola içerim..." gibi.

    dünya, sağlıklı ve esen yaşamı bir zorunluluk gibi sundukça özellikle pandemi döneminde bu zorlama pozitifliğe, sağlığa tepkisel böyle kelimeler ve paylaşımlar da patladı. bir ara pandemi diye evinde normalde instagram ve netflix ile on altı saat geçirebilecek tipler "ayh pandemide her yer kendi arşivini internete açtı da bedava her gün müze gezip üniversitelerden eğitimler alıyorum, evde sporumu yapıp podcastler dinleyerek ekmek yapıyorum, her anımı değerlendiriyorum canıms..." diye abarıyordu, hah işte goblin modu, bunun bir zorunluluk olmadığına, insanlığın içinde arada bir insanlıktan çıkmanın da var olduğuna dair bir tepki. çok da yerinde.

    bu arada yılın kelimesi adayının iki kelimeden oluştuğu da gözlerden kaçmadı. diğer adaylardan biri de bir etiket hatta: #istandwith. biri de metaverse. bence goblin mode iyi, güzel bu, bu olsun.

  • muğla’da toki yapılan yerde hergün ortak parkı domuzlar basıyordu. hatta bir gün gece büyük bir domuz dokunacak kadar bitişik geçti yanımdan, dondum kaldım.

    neyse dedim ki ben bu olayı çözeyim insanlar zarar görmesin (kahramanım ya...). önce belediyeyi aradım biz bakmıyoruz dediler.
    valilik, emniyet, jandarma, türk silahlı kuvvetleri, mit... biz bakmıyoruz dedi.

    e .mına koduğum yerinde insanları vahşi hayvanlardan koruyan bir devlet biriminin mutlaka olması gerekir diye düşünüyorum sağlıklı bir birey ve vatandaş olarak. en son milli parklar genel müdürlüğünün bu işe baktığını 3 saat arama sonunda öğrendim. telefondaki diyaloğumuz şöyle:

    - iyi günler hergün vahşi domuzlar siteye iniyor. çoluk çocuk zarar görecek.

    - beyefendi eğer şikayetçiyseniz mesai saatleri içinde silahlı ekip gönderiyoruz. denk gelirse öldürüyoruz.

    - ee domuzlar saat 7 gibi geliyor. mesai bitince…

    - o zaman gelemeyiz.

    -ne yapalım? biz öldürebilir miyiz?

    -hayır öldüremezsiniz, meskun mahal... ateş etmek yasak..

    -ee ne yapacağız?

    - tokinin etrafına duvar öreceksiniz?

    -iyi de araba yolundan yine girerler...

    -valla yapacak bir şey yok beyfendi. şikayetçiyseniz gelelim şimdi...

    o zaman şaşırmıştım. demek aslan sürüsü türkiye'de şehre inse, mesai dışı saatte bizi koruyacak bir devlet birimi yok.

    o nedenle bu amerikalıların yaptığı şey doğrudur. kendi önleminizi alın ama unutmayın şehirde vahşi hayvanlara ateş ederseniz tutuklanırsınız. "rambo 1" gibi bubi tuzağı ile yok etmelisiniz.

    edit: şu anda şöyle bir çözüm bulunmuş. bakmışlar domuzlardan kurtuluş yok. yöre halkı domuzları beslemeye başlamış.

    bir nevi evcilleştirmiş mi diyeyim tanrılara kurban mı veriyorlar diyeyim bilemedim. yorum sizin. ayıya göbek attıran milletimiz domuzu da çizgi film karakteri piglet'e dönüştürmeyi bilir zannediyorum.

  • 99 yazindan beri almanya'da yasiyorum. oglum burda dogdu. önümüzdeki ay ilkokula baslayacak. evet, okul agustosta basliyor.
    dün kreste son günüydü. özel falan degil, standart, devlete bagli bir kurum.
    iki koca klasörle eve geldi cocuk. 4 sene boyunca yaptigi bütün resim, karalama, yazi vs ne varsa güzelce dosyalayip vermisler.
    bir de 54 sayfalik rapor. cocugun fiziksel gelisiminden tut, dilbilgisi, kelime hazinesi, diger insanlarla iliskiskisi, matematiksel zekasi, müzige, spora, dansa ilgisi ve yetenegi, rasyonel düsünebilme yetenegi vs vs, daha aklima gelmeyen bir ton sey. bunlari 4 yil boyunca incelemis, raporlamis, yildan yila degisimi gözlemlemis, gereken yönlendirmeleri yapmislar.
    yuh dedim. kres falan yoktu bizim cocuklugumuzda, olsa bile lükstü, evin karsisindaki arsada büyüdük. ama ilkokul ögretmenime sorsalardi, herhalde 54 sayfayi birak, hakkimizda anlatacak 54 kelime bulamazdi.
    nasil bulsun anasini satiyim, 60 kisilik, bir sirada 4 kisinin oturdugu sinifta kadincagiz neyin gözlemini yapacak.
    seviyorum seni iftinur hocam:)

  • 15 temmuz sonrası darbe bahanesiyle ihraç edilen ve cezaevine atılan hatta işkence yapılan askerler yerine ordu bunlarla dolduruldu. çok şaşırmamak lazım. yakında tsk'dan asker yerine menzilci hacı hoca mezun olursa hele hiç şaşırmayın.

  • google 17 yasindaymis..

    turkiye'de olsa kesin tecavuze ugrar sonra da " zaten motordu, araniyordu" denip ustu kapatilirdi.

  • yale universitesi psikoloji profesoru laurie santos'un 2018'de actigi dersin cok ilgi gormesi uzerine, online'a tasinmis; iyi olma, mutlu olma bilimi. 300 kusür yıllık universitenin tarihindeki en popüler ders olmuş bu. ilginenenler için haber ve coursera linki