hesabın var mı? giriş yap

  • bugün öğle saatlerinde taksim istavrit cafede arka masamda oturan ve konuşmalarından suser olduklarını anladığım iki kız arkadaş arasında geçen konuşma;

    +msn de engellemiştim ama bu sefer sözlükten msj attı görüşelim diye tutturdu.
    -ee görüştünüz mü?
    +cumartesi günü görüştük,sonra ertesi gün msj attı canım görüşmek istemediği için bahane buldum çıkamıyorum dedim.
    -bir elektirik olmamamış anlaşılan.
    +ya o benden etkilendi ama benden etkilenince ben etkilenmedim bu sefer.
    .....

    tabi sözlük lafı geçtiği için arka masada pür dikkat dinlemeye çalışan ben belli zaman sonra yanımdaki arkadaşlar tarafından uyarılınca devamını öğrenemedim.
    ama burdan seslenmek istiyorum;
    cumartesi günü sözlükten tanışıp buluşan arkadaş,kız üstüne düşülmesinden hoşlanmıyor anladığım kadarıyla.ayrıca msnden engellemiş.ben yinede üstüme düşenip yapıp söylemek istedim.

    krizkris
    eksisözlük istihbarat servisi

  • uykumun kaçtığı bir gece elime alıp, sabaha kadar bırakamadığım doruk ateş romanı. kitap o kadar güzel işlenmiş ki, olay örgüsü bunun yarısı derinlikte olsa yine de güzel bir kitap olurdu. (acaba anlatabildim mi demek istediğimi *)

    gerçekten bir solukta okunuyor, arkeoloji ve polisiye iki tutkum olduğu için ekstra beğendim. bu ikisini çok güzel harmanlamış. gobekli reyiz'in ülkenin en iyi polisiye yazarı olacağına dair inancım da tam.

    bir de henüz yazılmakta olan bir romanı var ki gümbür gümbür gelmekte.

    eline sağlık gobekli reyiz!

  • bu adamı eleştiren ağır ilgi budalasıdır. bunu yapan adam da kalitelidir. ne yapsın adam ya? diğer hayvan oğlu hayvanlar gibi başınıza bela mı olsun? oradan-buradan karşınıza mı çıksın? ya benimsin ya toprağın diyen öküz oğlu öküz kırolar gibi sizi rahatsız mı etsin? sizi cadde-cadde, sokak-sokak takip mi etsin? sürekli sizi arayıp, aptal aptal mesajlar yazıp, huzurunuzu mu kaçırsın? birisini reddediyorsanız; ondan hoşlanmıyorsunuz demektir. hoşlanmadığınız bir kişinin sizin etrafınızda olmasını, sizinle konuşmasını istemezsiniz. ciddi söylüyorum sizler ne istediğini bilmeyen, karakteri oturmamış bir yığın aptalsınız. istiyorsunuz ki peşinizden koşsun, yalvarsın yakarsın.

    var ama bunun gibiler. ben ilişki istemem der, arkanıza dahi bakmadan çekip gidersiniz, aradan birkaç gün geçer "hayırsız, hiç aramıyorsun, sormuyorsun :)","biraz daha uğraşsaydın olurdu :)" gibi mesaj atarlar. yüzsüzler.

    bakın bir erkek olarak diyorum; siz "hayır" dedikten sonra; karşınıza çıkmayan, sizi rahatsız etmeyen adam, iyi adamdır.

    edit: sayın arkadaşlarım; bu tür eleştirileri cinsiyetçilik olarak ele alıyorsunuz ve cinsiyetçilik gibi bir durumun ciddiyetini mahvediyorsunuz. burada aptal dediklerim; bu adamı eleştirenlerdir. erkek ya da kadın fark etmez. ayrıca toplumdan izole olarak yaşayanlar; lütfen bunu eleştirmeye kalkmasın. yukarıda yazdığım davranışları sergileyen, laftan, sözden anlamayan adamlar var bu ülkede. sizin başınıza böyle saplantılı aşık, kırolar denk gelmediyse ne mutlu size. daha bugün sevgililik teklifini reddeden kadını öldüren adam haberini okudum. tanışma teklifini reddeden kadını bıçaklayan, darp eden adamların haberlerini hatırlıyorum. yaşadığınız topluma bu kadar yabancılaşmayın.

    edit 2: bak özel mesaja bak ya. benim entryimden "bizim, bunları size yapmadığımıza şükredin" mesajını çıkaran, benim bu davranışları sergileyecek potansiyel taşıdığımı söyleyen kişi en hafif tabiriyle şeref yoksunudur. o bağnaz zihniyetiniz ve taktığınız at gözlükleri yüzünden konuyu başka yerlere çekiyorsunuz, çekmeyin. ne demek istediğimi anlayan anladı.

  • muş'ta mecburi hizmet yaptığımız yıllar. muş'un yerli halkı, hakikaten değişik geliyordu, özellikle başlarda..şehrin zaten bir tane büyük caddesi var, o yolun ortasında(tam ortası), çalışır halde araba bırakıp, kaldırımda bir tabureye oturup çay içen insanı sadece orada gördüm mesela..

    neyse efendim, muş nasıl bir yer sorusuna da cevap olacak yaran olayımız şöyle..
    bir arkadaş bu meşhur caddede araçla seyrederken yolun ortasında bir yaşlı amcanın durduğunu görüp, amcanın geçmesini beklemeye başlar. amca elindeki bir şeyi yolun tam ortasında inceler..bir dakika geçer, yok..iki dakika, yok.. korna çalar, yok..

    sonunda arkadaş sinirlenir, çıkıp 'dayı ne yapıyorsun yolun ortasında, çekilsene!' diye bağırır.

    amca bütün sükunetiyle döner ve şöyle der: farzet ki odunum, etrafımdan dolaş!

  • bu mecra neden aptal dolu amk? başlık en iyi yoğurt markası, girdilerin yarısı ev yapımı. olum siz salak mısınız, geri zekalı mısınız? ev yapımı diye bir marka mı var?

    markete gidip "bana bir adet ev yapımı marka yoğurt verin" mi diyelim salak oropsı dvşsdıaşrı kafayı yddirdiyibz yine