hesabın var mı? giriş yap

  • hani hamburger söyleip yarısını yemeyen kızlar vardır ya. geçen bunlardan biri ile gittim nusr-et'e. etin yarısını tabakta bırakmaya kalktı. tabağı ağzına soktum. servet yatıyor lan orda.

  • arinma anlamina gelen,tiyatroda seyircinin kendini sahnedeki bir karakterle ve karakterin yasadiklariyla özdeslestirmesi sonucu kendi üzüntülerini,hüzünlerini veya sevincini yansitip,yasamasi olayi.

  • baş döndüren bir yapit, hem de gercek anlamda. aslinda biyografi tarzi bir sey.beklerken kendimi cilgin ressam klimt'in düsünce ve hayal aleminde buldum, biraz karıstı kafam ama gustav'in guzelim alegorilerini gormek hosuma gitti dogrusu, keske derr kuss isimli tablo da yer almış olsaydı filmde.
    john malkovich usta bayagi gercekci oynamis, ona sakal her zaman yakisiyor nitekim.
    --- spoiler ---

    gustav'in aslinda ne kadar capkin oldugunu ogreniyoruz filmin sonunda. kac cocugun var diye soran annesine bile cevap veremiyor, cunku bilmiyor sayiyi ve dahi cocuklarini.
    --- spoiler ---

  • yalın'ın yeniden şarkısı altına yapılan yorumdur. bilmeyenler için; klipte otobüste göz göze gelip aşık olduğu kızı arayan ve sonunda kızla buluşan bir çocuğun hikayesi anlatılıyor.

    --- spoiler ---

    aynısı banada olmuştu = bir kez dolmuşa binmiştim dolmuştaydık, kız arka koltukta oturuyordu beni eliyle dürttü arkadan bi öğrenci alırmısın dedi , orda bakıştık sonra şöföre verdim sonra kız beni tekrar dürttü paramın artanı nerde dedi ben de şöför e söyledim 25 krş aldım kıza verdim bi daha bakıştık ben etkilendim kızdan sonra kızın kulaklığından gelen sesi dinledim , her günüm isyanla dolu falan diye bir şarkı dinliyordu onu aklımda tuttum googl a yazdım arsız bela nın şarkısıymış face den arsız belanın beğenilerine baktım 2 saat ugraştım kızı buldum adı neriman mış bunun facesini ekledim 3 gün sonra kabul etti sonra bana bende seni çok aramıştım dedi , ben de niye aradın dedim ben dolmuşta sana 2 milyon vermiştim öğrenci 1.5 milyon değilmi. nerede benim 250 binim dedi. ben şaşırdım dedim buluşalım bir yerde 250 binini vereyim dedim. sonra bi okulun bahcesinde buluştuk. kız abileriyle birlikte gelmiş. hani lan bu kızın 250 bini dedi bi tane abisi, hepsi orada beni dövdüler. cebimdeki 3 milyonumun hepsini aldılar eve yürüyerek gittim
    --- spoiler ---

  • "olum t-mac 'in yeni ayakkabısı çıkmış" benzeri üçüncü kişilere bir şey ifade etmeyen cümleleri sıklıkla kurduğu gözlemlenmiştir.

  • toplu taşıma araçlarını kullanan biz faniler için genel toplamda çok yararlıdır.evet, a noktasından b noktasına daha hızlı gidersiniz.üstelik turşu kavanozuna tıkışır gibi binmek zorunda olduğunuz ,şeridinde üç otobüse bedel phileasların ola ki cam kenarına yapışma şansına erişirseniz, yanınızdan geçen süper lüks araçlara çeşitli el hareketleri bile yapabilirsiniz.ve hatta tanesine 1.2 milyon dolar ödeyip 150 tane alarak üreticisine hayal bile edemeyeceği bir parayı kazandırırken 'ulan bunları biz niye üretmiyoruz ki' diye sormayan bir insansanız acayip mutlu olursunuz.

    rakamları okuyunca dudağım uçukladı.
    dönen rant'a bakar mısınız?

    mercedes gibi bir firma bunun muadili denebilecek bir aracı bunun yarısına satıyor.ama sen hayır ben hollandadan alacağım demekte ısrar ediyorsun(yalnızca bir kez açan lale soğanlarının da hollanda dan alındığını hatırlayalım).

    eğer amaç insanları gidecekleri yere otobüs kullandırarak daha hızlı ulaştırmaksa, inanın çok çok daha ucuz yolları bulunur.o yolları da, kendisine metrobüs hakkında sorular soran gazeteciye 'biz senin gibi 150 mühendis çalıştırıyoruz' diyen iett genel müdürü çok iyi bilir.hadi o cahil diyelim, o mühendisler ona öğretirler.

    istanbul büyükşehir belediyesinin mevcut yönetiminin acilen cevap vermesi gereken ama asla cevap vermeyeceğini bildiğimiz etik sorular var.

    ben metrobüs tartışması çerçevesinde herkese birşey sormak isterim.ibb son 2 yılda aralarında metrobüs araçlarının da olduğu çok ciddi bir alım yaptı.kendi tanıtım duyurularında bu rakamı 700 küsür olarak açıkladılar, ki bu rakama phileaslar dahil değil bildiğim kadarıyla.şimdi soru şu,siz paris ya da londra belediye başkanı olsanız, ve şehirinize bu çapta bir araç alımı yapmak durumunda olsanız, yüz milyonlarca dolar/euro ödeyeceğiniz firmaya şunu demez misiniz; 'bak arkadaş ben senden şu miktarda alım yapacağım ve bu araçların benim memlektimde yetişmiş, şehirin gereksinimlerini ve kimyasını çok iyi bilen mimarları, mühendisleri, tasarımcıları tarafından şehirimize uygun olarak tasarlanmış, bu şehirin sembolü olacak şu tasarımlardan olmasını istiyorum'.hadi diyelim ki tasarlayamadın, 'şehirime uygun bir tasarım yapmanızı istiyorum'.

    rantı falan bir kenara bırakalım şimdilik.hoş, bırakmasak ne olacak?ben bunun cevabını merak ediyorum arkadaş.ve bunun cevabını da, insanlara ıslak mendil dağıtmayı ciddi bir hizmet olarak duyuran iett genel müdürlüğünün ya da çalışmalarını övmek için tasarruf rakamları yerine, harcama rakamları açıklayan belediye başkanlığının değil, bizzat başbakanın vermesi gerekir ki, kendisinin, mitinglerini, toplantılarını gece gündüz demeden, olumsuz koşullarda takip eden gazetecileri aşağılamak, aynı görüşte olmadığı vatandaşları alenen tefe koymak, yalan yanlış isnadlarla muhalefete giydirmek gibi çok önemli işleri var.

    son sözüm sana istanbullu arkadaş,eğer sen sana söylendiği gibi, istanbulun iki yakasını birbirine bağlayan ve yarı fiyatına yapılabilecek bu işi asrın projesi diye duyuran bu zihniyete eyvallah diyorsan, daha dur arkadaşım!sana daha neler müstehak, o belaların muhteviyatını, onları başına saracak yöneticiler bile bilmiyor henüz.yakında hep beraber öğreneceğiz!

    edit:bu entry yi zamanın ötesine savuran gençler,sizleri pistlerde de görmek isteriz.sana paranı çalıyorlar diyorum, sen 'olsun, onlar bizim partili' diyorsun.o zaman oo yeah

    edit2:imlâ

  • bir kiz arkada$ oldugunu oğrenmi$, ya da zaten bilen ama sonucta kizi veya zaten kulliyen bir kizla ili$kiyi tasvip etmeyen annedir. bu anne bir zamandan sonra artik her firsatta sevgiliye veya ili$kinize laf sokar.
    [televizyon seyrederken] - aynen ya$anmi$tir-
    - ne zaman cikacaksin?
    - cikmayacam. evdeyim.
    - cikarsin cikarsin sen. $imdi bir telefon gelir cikarsin.

    stop.
    burada lafi dikkatli inceleyin "- telefon gelir cikarsin!" yani kiz seni donunda salliyor demeye getiriyor.

    - yok. cikmayacam.
    - sen gene de cikarsan gec gelme. azittiniz iyice. o'nun da anasi babasi var, merak ederler kizi.

    stop.
    "- gec saatlerde kizi opup yaladigini biliyorum." diyor burada acik acik. ana babasi sallamiyor bu kizi, o kizdan hayir gelmeze getiriyor.

    - cok gec birakmiyorum ki anne eve, 11'de en gec ak$am cikarsak.
    - biliyorum ben sizin 11'inizi.
    - neyse sen takma bu i$leri annecim. filmi seyrediyoz bak.
    - yok canim sen istersen git gene o kiza.

    stop.
    "- beni satip satip elin kizinin pe$inden gidiyosun, bunlari yaziyorum bir kiyiya..." diyor burada da.

    - anne cikmayacam yahu.
    - zrrrrrrr.
    .
    .
    .
    .
    - anne cikiyom ben.

    (bkz: anneler bilirler)

  • çok antipatik bir tweet.

    yıldız haklı, hayko haksız. oturmuşsun tatil beldesindeki villanda; şehrin göbeğinde bile otursa sabahın 7'sinde o karanlıkta işe/okula giderken ''ulan inş köpek çetesi çıkmaz karşıma'' diyen insanlara twitter'da felsefe yapıyorsun.