hesabın var mı? giriş yap

  • kariyeri oldukça dolu olan ve balyoz soruşturmaları döneminden beri türkiye hakkında bir şeyler söyleyen, yazıp çizen bu batılı uzmanı ve tespitlerini bir kalemde karalayanları anlamakta zorluk çekiyorum.

    ekonomik olarak gelişen ama demokrasi olarak yerlerde sürünen ülkeler yok mu dünyada. var işte, malezya. adam doğru benzetme yapıyor ama ekliyor. türkiye'nin özel durumu sebebiyle ekonomi de bu kadar iyi gitmeyebilir. o zaman tüneln çıkışı afganistan'a diyor.

    söylediklerinin en acı yanı, 1923 yılından sonra kurucu kadroların hedefe koyduğu batılılaşma, batı camiasında kalma, avrupa değerlerine sahip çıkma idealleri; cumhuriyet tarihinde ilk kez bu derece güçlü bir şekilde terk ediliyor.

    gerçekten hala bu adamın tespitlerinin bugün yaşadıklarımızın doğru karşılığı "olabileceğini" gören yok mu? ben mi paranoyak oldum?

    debe editi : (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)

  • murat yetkin'in, "recep tayyip erdoğan çılgın projeler açıkladığında gazeteciliğimizi unuttuk heralde o zaman kaynak nerede sormadık, şimdi hatırladık emeklilere verilecek paranın kaynağını size soruyoruz" diye meslektaşlarına laf soktuğu yayın.

  • halam dan geliyor
    ‘yanlış insana değer vermek gömleğin düğmelerini iliklemek gibidir yanlış yaptığını sona gelince anlarsın’

    altına enişteden yorum : evde ne yemek var ?

  • adamlar barcelona'daki euroleague merkezinde bulunan toplantı salonlarından birisine zeljko obradovic adını vermişler ama gel gör ki; oturduğu evin kapı zilinde hala babasının adı yazan gençler bu insana loser demekteler.
    keşke bu adam gibi kaybetsem hep.

  • masaldır, kardır, kızarmış sobadır, kestanedir, kuzinede közlenen patatestir, evden aşırdığın havuç ve zeytin tanelerini cebine koyup, eline geçirdiğin çoraplarla kardan adam yapmaktır.
    annenin demlediği sıcacık çaya eti bisküvi batırıp yemektir. çok kar yağınca okula gitmeyip arkadaşlarınla, kardeşlerinle karda kaymaktır. leğene kar doldurup gizlice eve sokarak soğuk bir odada anneme yakalanıncaya kadar oynamaktır...
    yetmez mi?

  • bilinç; bilinçlilik hâli (system conscious/sys cs) bir kimsenin çevresinde olup bitenleri zihnen yorumlaması ve her şeyin gerçekçi düzeyde farkında olmasıdır.

    ingilizce'de consciousness; (bilinç) kelimesinin; 'kendinin varlığına duyarlı veya farkında olmak' şeklinde tanımı ilk kez 1620 yılında, 'being conscious = bilinçli olma(k)' tanımı ise ilk defa 1678 yılında verilmiştir. kelime kökenini latince'de 'bilmek ve bilgileri diğerleriyle birleştirmek' anlamına gelen conscius ((con-scio) sözcüğünden almaktadır.

    almanya'da da bilinç ve bilinçli olmak fiili anlamına gelen bewust –'bewusststein sözcükleriyle yaklaşık aynı dönemde dolaşıma girmiştir.

    bilinç, pozitif bilim perspektifinden fiziksel ve kimyasal süreçlerin yan ürünüdür. ancak birkaç bin yıldır bilincin yapısını inceleyen filozofların ve bilim insanlarının araştırmalarına rağmen mahiyeti tam olarak çözülemeyen bilinç kavramı gizemini korumaktadır. bu nedenle çok tartışmalı bir mesele olan bilinç kavramına ilişkin detaylı bir tanım vermek pek kolay değildir, bilinci tüm bileşenleriyle çözmek, iç yüzünü tam olarak anlamak ve anlaşılır kılabilecek şekilde açıklamak da zordur. bilimsel zeminde yapılan yüzeysel bir değerlendirme bilinci genel hatlarıyla kavramak için faydalı olabilir:

    “kişi(ler), gerek zihinsel süreçlerinin anımsanabilir, gerçeklik sınamasına (reality testing) uyumlu, anlamlı ve bulunduğu koşullara uyum sağlayabilecek kelimelerden oluşan cümleleri, gerek düşünsel süreçlerini ve gerekse ifadelerinin iletişimsel açıdan yönlendirebilirliği kriterlerine bakılarak, bilinçli sayılırlar."

    freud'a göre, insanın bilinçliliği, bilinçötesi yaşantılara kıyasla çok daha dar ve yüzeysel bir fonksiyondur. bilinçlilik için çok miktarda psişik enerji gerekir ve bu enerji ruhsal süreçlerden sağlanır. herhangi bir anda, zihin genelde tek bir şeyle meşguldür, fakat zihin sürekli sabit değildir; bir fikirden diğer bir fikre veya bir anıya geçişler de yapılır (mobility).

    bilinçli algı sisteminin işleyişi bir radar gibidir dolayısıyla dış dünyadan alınan uyarı akışı nedeniyle zihin, önemli bir olay ya da tehlike içeren bir sinyal algıladığında, 'bilinçötesi'nden fikir ve anı şeklinde destek alabilir. bilinçötesi deneyimlere dair gereksinim bittiğinde, zihin tekrar normal fonksiyonlarına devam eder.

    freud, prensip olarak, bilinç kavramını, motor etkinliği kontrol eden, iç ve dış dünyalardan gelen uyaran ve dürtüleri kaydedip depolayan; buna paralel psişik enerjinin dağılımında çok önemli bir göreve sahip 'dikkat duyu aygıtı' şeklinde değerlendirmiştir.

    bilinç, üstte ele alınan veriler ışığında bilinçötesi ya da yaygın tabirle bilinçaltı veya bilinçdışından bağımsız değildir. öyle ki alman yazar goethe de spinoza'dan referansla bilinç ve bilinçötesini; "yaratıcı düşüncenin oluşumu için gerekli ve insan zihninin ayrılamaz iki bileşeni" diye tanımlar.

    bu yüzden bilinçötesinde de biraz bahsetmek gerekli diye düşünüyorum.

    bilinçdışı = bilinçaltı= bilinçötesi ingilizce 'unconscious'un türkçe karşılığıdır. 'bilinçdışı' sözcüğü daha popüler olsa da freudyen ilkelere bağlı psikanalistler, 'bilinçötesi' terimini kullanmayı tercih ederler. bu iki kalıp arasında kavramsal açıdan pek bir fark yoktur. bilinçötesi fazında işlevsellik, bireyin bilincinin kontrolü dışında otomatik seyreder.

    bilinçötesi'nin varlığının somut delillerle ortaya koyulması ve ispatlanması mümkün değildir. daha çok sezgisel bir alandır. ama sembolik rüyalar, nevrotik semptomlar, hipnotizma, post hipnotik telkin (post-hypnotic suggestion), çoğul kişilikler (multiple personalities), günlük yaşantılar sırasında oluşan ve genel anlamda freud sürçmesi diye de bilinen dil sürçmeleri (fehlleistung) -unutkanlıklar; otomatik yazma fenomeni (automatic writing) ve bunlara benzer durumlar bilinçötesinin varoluşuna kanıt olarak gösterilir. bu tipte istem dışı refleksler sırasında bilinçsel kontrol devreden çıkmıştır. psikotik akıl hastalıkları bilinçötesi fenomenlere dair deneyimlerin yaşantılandığı klinik tablo şeklinde tanımlanır.