hesabın var mı? giriş yap

  • bu yarismadan anladigim su: merve aydin serenay'dan nefret ediyor. turabi kendisini ust akil olarak goruyor. begum basketbol oynamaya diye evden cikip yanlislikla adaya gidiyor. hakan gizem i ve kayinvalidesini gercekten seviyor. nadya gulusuyle dahi sinir bozuyor. bozok yagmurlu havada 1 damla suyu haketmiyor. hilmicem iyi ama cevresi kotu. hakan zeki ama calismiyor. sahra calisiyor ama zeki degil. hasan nezaketin kerizlik olarak algilandigi avam bir ortamda aptal saniliyor.

    debe edit: 1) fenerbahçe-kalamış sahili imar'a açılmasın! ranta kurban gitmesin! bir avuç yeşilimiz bize kalsın.
    2)doğukan için bir şey yazmamışım. barış manço 81300 moda'ya gitmediyseniz gidin, ziyaret edin.
    kış bahçesinde bir şeyler için, adam olacak çocuk yazısı önünde fotoğraf çektirin, bahçedeki eşeği;
    domates-biber-patlıcan'ı görün.
    3)mustafa akıncı, tebrikler, darısı başımıza.

  • sizde sorun yaratıyorsa dingil olduğunuzu gösterir.

    neden?

    diş macununu ortadan sıkma geyiğinin tarihine bakmak gerekir.

    diş macunları ilk çıktığında alüminyum tüplerde satılırdı. dolayısıyla ortadan sıktığında dibindeki macun bir daha dışarı çıkmaz, uğraş sonucu tüpün patlamasına kadar giden sonuçlara neden olur, diş macunu murdar olurdu.

    günümüzde plastik tüpler kullanılıyor. başını da sıksan, dibini de sıksan farkı yok. tüp şeklini koruyabiliyor. tüpün içindeki macunun büyük bir kısmını kullanabiliyorsun.

    80'lerin, 90'ların geyiği ile 2015 yılında olmayan sorun üretmek sizin yaptığınız.

    dingiller...

  • belgesel yapımcıları, vahşi doğa fotoğrafçılarında böyle bir "yanlış tanı" rahatsızlığı var.
    adam, gördüğünü sıfatlandıramıyor lan.

    110 kilo ağırlığındaki sumatra kaplanını fotoğraflamak için iki hafta pusuda bekliyor, hayvan ormanın derinliklerinden gelirken iki saniyeliğine kameraya yakalanıyor.
    "sumatra kaplanları... kedi ailesinin utangaç üyeleri. kameralarla araları pek iyi değildir" diyebiliyor.
    utangaçlığından adam yiyecek hale gelmiş öyleyse. bak bi gözlerine! utangaç bir bakış mı, yoksa "taallukatınızı " bakışı mı bu?
    http://farm4.static.flickr.com/…5469_7968467bb8.jpg

    üç gündür ininden çıkmamış, kış uykusuna hazırlanan aç boz ayıyı, isim takıp sempatikleştiriyorlar:
    "lisa, utangaç bir anne. yavrularına kış bastırmadan yiyecek bulması gerek. lisa bu nedenle son zamanlarda biraz sinirli."

    son günlerde biraz kızgın, utangaç lisa'ya bak:
    https://fitcoupleusaf.files.wordpress.com/…rowl.jpg

    adama dilini yutturuyor mahcup duruşuyla.

  • benim de gözümde sihir dünyasını yönetmede maalesef başarısız karakter.

    bunun en büyük nedeni, harry potter sürecinden yıllar öncesini konu alan fantastik canavarlar film serisi. hem de 3 adet film. olmasın demiyorum olsun ama en büyük hata şu;

    1- filmin ana temasını newt scamander ve fantastik canavarlar etrafında döndürme.
    2- madem böyle bir giriş yaptın, neden filmin akış yönünü grindelwald ve sihir dünyasına yaşattıkları durumuna çeviriyorsun.

    bir kere, fantastik canavarlar kitabı ile tamamen farklı bir dünya, grindelwald - drumstrag ve gellert'ın kuzey avrupa ülkelerindeki vahşeti tamamen ayrı bir konu ve elbette grindelwald-dumbledore düellosu. neden bunlar çorba edildi?

    harry potter gibi bir fenomen yaratmışsın. elbette dünya çapında fanlar bir dolu spinoff seriler istiyor. hem ticari açıdan hem de beklentiler sebebiyle bunu yapmak fazlasıyla mantıklı. peki soruyorum rowling abla, neden fantastik canavarlar? spinoff film serileri yapılacak o kadar çok konu var ki? belki tek film, belki seri. aklıma gelenler;

    1- elbette lord voldemort'un doğumu, hogwarts'a gelişi, öğrenimi, arnavutluk'a gidişi, iyice karanlık sanatlara bulanması, hortkulukları yaratması. harry potter serisinde bile üstü kapalı bir şekilde, gücünün "öncesinde" en yüksek olduğunu dönemde sihir dünyasına neler yaşattıkları, önüne geleni öldürmesi...vs. kitapta bunlar birkaç satırla geçiştiriliyor. son olarak potter ailesini öldürerek seri noktalanabilir. bu kadar can alıcı bir konunun spinoff yapılmaması çok ilginç.

    2- hogwarts'ın kurulması, kurucuların gençlikleri ve hogwarts'ın ilk yılları. godric ile salazar'ın anlaşmazlığı. safkan takıntısının eğitime ilk yansıdığı zamanlar.

    3- benim şahsen çok merak ettiğim, diğer büyücülük okullarının kurulması ve tarihleri. pottermore sitesinde bununla alakalı birçok içerik mevcut lakin bunların spinoff yapılması en büyük isteğim.

    4- grindelwald - dumbledore gençlik dönemleri, ilişkileri, öncesi ve sonrası, mugglelara hükmetme düşünceleri, dumbledore'un daha sonra gellert'ın gerçek yüzünü görmesi ve efsanevi düellollarına kadar geçen süre.

    5- daha çok hogwarts temelli büyücü alemi değil de, büyücülerin ev ve sosyal yaşamlarına dair bir spinoff serisi de hoş olabilirdi. bunun için en büyük şans ise lord voldemort alt edildikten sonra büyücülük dünyasının tekrar kötülüklerden arınması ve kendisini toplaması dönemini anlatabilirdi. harry -hermione-ron üçlüsünün hayatlarından kısa geçişler, iş hayatları, sosyal hayatları...vs.

    6- ve elbette ölümcül kutsallar ve peverell ailesinin (yani kutsallara sahip 3 erkek kardeş) onlara sahip olma hikayesi ve özellikle yenilmez asanın kanlı el değiştirme tarihinden birkaç kesit.

    bunlar aklıma gelen, fanlar tarafından hemen benimsenecek ve merak düzeyi daha yüksek spinoff fikirleri... neden fantastik canavarlar, neden?

  • doğruysa skandaldır. 30 cmlik rambo bıçağıyla silahsız bir adamı kalbinden bıçaklamanın cezası dünyanın her yerinde en az 20 yıldır.

  • - konor evladım ekmek al da kahvaltı yapalım...
    - tamam bi saniye... yeni sezona başladım. şu hazırlık maçını yapayım alırım...
    ***
    - yavrum hadi gitmiyo musun ekmek almaya...
    - alıcam dedim ya... charity shield maçı var onu oynayım gidicem...
    ***
    - nooldu çeriti şit maçı? ekmeği kardeşin aldı, hadi yumurtalar soğumasın..
    - bi dakka, şampiyonlar ligi ön elemesi oynuyorum...sen çayı koy...
    ***
    - oğlum hadi, çayın buz gibi oldu, gelsene...
    - soğuk içerim ben onu... avrupa kadrosunu seçip kaydedeyim, ordayım...
    ***
    - kahvaltı sofrasını kaldırdık. kalk şunun başından da pazara gidelim
    vakitlice...
    - lig kupasında arsenal deplasmanına gidiyorum, şu maçı oynayım bi dakka..
    ***
    - eee seni bekleyemem... ben pazara gidiyorum. sen de babana uğra, su faturası yatırılıcakmış..
    - oki doki... grup maçlarından sonra giderim...
    ***
    - hala onun başında mısın sen. nooldu yatırdın mı faturayı?
    - ha yaa, fatura vardı di mi... 31 aralıkta davids'le henry'nin kontratları bitiyo... bosman'la onları alayım, fırlarım...
    ***
    - baban aradı, yarım saat sonra banka kapanıcakmış. kaçmıyo ya o oyun... gidiver...
    - bi dur anne ya. zaten federasyon kupasında da arsenal deplasmanı çıktı. kasten mi yapıyo ne? her sezon aynı kura...
    ***
    - oğlum niye gelmedin faturayı yatırmaya... cezaya kaldı bak senin yüzünden...
    - pardon baba ya, dalmışım. şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktım da...
    ***
    - yemek hazır...
    - şimdi gelemem. şampiyonluk maçına çıkıyorum. sezon bitiyo zaten, az kaldı...
    ***
    - hadi iyi geceler... sen yatmıyo musun?
    - biraz daha oturucam. şampiyonlar ligi finaliyle, federasyon kupası finali kaldı geriye...
    ***
    - lan camış, sen yatmadın mı hala? saat üç... bitti mi sezon?
    -bitti de, bosman'la aldığım adamlar katılıcak takıma. davids'le henry'i bekliyorum... onlar gelsin yatıcam...
    ***
    - hadi ben işe gidiyorum. bugün yatıralım o faturayı...
    - tamam. dünya kupası başladı, kesin birileri kovulur şimdi. bi mili takım alıp biraz uyurum sonra da gelirim...
    ***
    - baban aradı, "sıçtırtmasın bacağına, bıraksın o oyunu gelsin su faturasını yatırsın" dedi...
    - öff ya, nasılsa cezaya girmedi mi fatura? ne var yarın yatırsak. bak altyapıdan bir sürü genç verdi, onları incelemem lazım...
    ***
    - yavrum?
    - sezon sonunda yılın futbolcuları açıklanacak. onu bekliyorum...
    ***
    - konor evladım, kardeşin askere gitti, ablanı evlendirdik. evi sattık izmir'e taşınıyoruz. ha bu arada baban da seni evlatlıktan reddetti. ne halin varsa gör artık...
    - lan iki dakka oynatmadınız be şu oyunu... neydi, ekmek mi alıcaktık?

  • reklamın çapsızlığı ya da yorumları yazanın mizah anlayışındaki bayatlık bi yana...

    --- spoiler ---

    müşteri yorumu: hadi fuse tea kalmadı dediniz eyvallah başka bi içecek niye koymuyorsunuz. pipet koyup dalga geçer gibi içecek koymamışsınız.
    salağın cevabı: o değil de bir ilhan irem vardı, noldu ona ya?

    --- spoiler ---

    ben bu yorumu okuyan müşterinin yerinde olsam o restorana gider ve ilhan irem'le yedi ceddinin soy kütüğünü tersten okuturum o dallamaya.