hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • başlık altında şaka kasan herkesi istinasız eksiliyorum.
    ben bu başlığa sektör ortalamalarını görebilmek için bakıyorum, bir sürü yrrk kürek başlık var git s2k esprilerini orda yap.
    sabah sabah agzımı bozdurdunuz nalet gitsin.

  • çok dikkatle benimsenmesi gereken hususlardır.

    öncelikle istanbul'a gelecekseniz iki hatta üç kere düşünün. bulunduğunuz şehirde asla ve asla en basit bir iş bile bulamayacak ve açlıktan ölecek durumdaysanız istanbul'a gelin iş arayın. eğer durumunuz ortalama ise, sadece farklı bir hayat ve biraz daha yüksek hayat standardı arıyorsanız onu istanbul'da bulamayacaksınız. bok gibi param var, en kral yerde yaşarım, işim de hazır diyorsanız gelin tabi ki.

    geldiniz ev arıyorsunuz.

    * ilk önce eğer ağır muhafazakar değilseniz, biraz modern kafaysanız, muhafazakar semtlerden veba varmış gibi uzak durun. buradaki neredeyse her ev sahibi hayatı size zindan edebilir, üstüne para vermiş olursunuz bir de. ev sahibi hacı amcaymış, dindarmış diye dürüst olacak sanmayın, en dolandırıcılar, en sahtekarlar bunlardan çıkıyor. kısacası ev kiralamayın semt kiralayın, ev sahibi kiralayın. ideal semtler moda, kalamış, kızıltoprak, bakırköy, ataköy, ataşehir, kartal, maltepe, göztepe, erenköy, kozyatağı, istinye. geri kalanında leş olmayan bina ve daire bulmanız gerçekten çok zor.

    * beşiktaş'ı unutun. sözlükte de bolca tartışması döndüğünü göreceksiniz. kümeslere binlerce lira isteyen süpersonik utanmazlar var burada. merkezi semtlere takılmayın. avrupa yakasındaki merkezi semtler himalayalar kadar engebeli zaten, yürüyüş işkence bu yokuşlu semtlerde. daha uzak ama düz semtler seçin.

    * internetteki ilanlara inanmayın. istisnasız hepsi abartılıdır. metrekareler hayal ürünü seviyelere şişirilmiştir. 3+1 dairelerde 3'ün sadece 1'i adam gibi odadır. diğer ikisi hücredir. salonlar ise tasarım faciasıdır. 2+1'leri sevin. onlarda 2 oda alanı en azından daha bir rahattır. 3+1 için ideal fiyat performans metrekaresi 120'dir. 2+1 için 90'dır. hesabınızı buna göre yapın.

    * çevredeki evlerin kiralarını mutlaka öğrenin. gerekirse komşuların kapısını çalıp sorun. komşulardan 1 lira fazla ödememeye özen gösterin.

    * beşiktaş'ı unutun demiş miydim?

    * toplu taşımaya illa ki sıfır noktasında olmak zorunda değilsiniz. bulduğunuz bir semtte çok marjinal bir minibüs/dolmuş hattıyla işten eve, evden işe süper ulaşım imkanına sahip olup şaşırabilirsiniz.

    * kaliteyi talep edin. bok gibi evlere tek kuruş ödememeyi hayat felsefesi yapın. para kolay kazanılmıyor, hele istanbul'da kıçından soluyorsun o parayı kazanmak için. sokağa atmayın yani.

  • malzemeleri:
    3-4 tane haşlanmış ve soyulup ezilmiş pattis (püre yani)
    2 fincan un
    1 büyük yımırta, küçükse iki tane
    bir çimdik tuz
    yarım fincan sıvı yağ ya da bir kaşık tereyağı
    sos:
    2-3 kabuğu soyulmuş domtis
    birkaç diş sarımsak
    kekik, nane, tuz
    yarım bardak su

    yapılışı:
    tüm malzemeler karıştırılıp kurabiye hamuru katılığı elde edilir. hamur ceviz büyüklüğünde parçalara ayrılıp hafif silindir şekle getirilir. parçalar unda bir kez yuvarlanır ve tavada az yağda kızartılır ya da fokur fokur kaynar suda haşlanır.

    sosu için de kabuğunu soyduğumuz domatesleri küp küp doğradıktan sonra tavada az yağda bir iki çevirip içine sarımsak, tuz ve baharatları + yarım bardak suyu da ekleyip bekliyoruz bi beş dk. ve sonra altını kapatıyoruz.

    gnocchileri servis şekli olarak ben, roka ve benzeri yeşillik üzerine dizmenizi öneririm. gnocchi üstüne de sos ve yanına da eski keşar tabi ki.
    afiyet olsun. *

  • roma'da yemek yediğimiz minik bir restaurantta arkadaşıma "burda herkes türke benziyor. şu arkandaki adama bak, bildiğin allaaan konyalısı" dememle birlikte adamın masaya gelip "aaa siz de mi konyalısınız yoksa?" demesi. kibarlığıyla ezmesi, kemkümlerime ve bize her yer konya gibi salak bir espiriyle sıvamama bile gülmesi.

    italya denince aklıma yerin dibine girdiğim bu sahnenin gelmesi çok acı.