hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaş yanımda babasını arıyor:

    - baba naber?
    - sağol yavrum sen nasılsın?
    - iyiyim de arkadan müzik sesleri falan geliyo, ne o parti falan mı?
    - hehe makamdan da mı çıkaramadın?
    - ne makamı ya?
    - ezan okunuyor evladım...

  • on kere ligin en skorer oyuncusu olmus, bunlarin buyuk kisminda otuz sayi ortalamasini gecmis ve bir seferinde 37.1 gibi bir ortalama tutturmus, kirk yasinda 20 sayi ortalama yapmis kariyerini 30.1 sayi ortalamasiyla bitirmis, ve bunlari prime time'inda babasinin oldurulmesiyle basketboldan iki bucuk yil uzak kalarak basarmis, (bkz: chicago bulls) takimina 6 sampiyonluk kazandirmis, nba tarihinin en iyi skoreri ve tum basketbol tarihinin en buyuk sporcusudur.

  • ben de mesela parasız kaldığım zaman geçici süreliğine sigarayı bırakıyorum. geçen ay çok içtin rita, bu ay sana sigara yok, diyorum. fakat burada sebep de etken de edilgen de benim.

    şu mantıksız olurdu mesela ama değil mi: sigara içiyorum, parasız kalmışım, bu arada bir de çocuğum var. sigarayı bırakmıyorum da çocuğuma "geçen ay çok yedin, bu ay sana yemek yok." diyorum.

    kendine saray yapıp vatandaşının boğazından kısan devlete çok afedersiniz kafam bile girmesin, çıksın gitsin.

    ekleme: başlık başa kalmış.

    açan yanlış hatırlamıyorsam sevojan'dı ve uçuruldu.

    ve yine yanlış hatırlamıyorsam mehmet şimşek maliye bakanı kimliğiyle söylemişti.

  • biz ona halk dilinde haraç kesme diyoruz.

    bir de dostlar alışverişte görsün yapmışlar, bu hareketi görüp de etkilenecek kitle de artık ne bileyim..

    evet en büyük savaş cehalete karşı olanmış. canım atatürk.

  • sırbistan - belgrad - knez mihajlova caddesi

    norveç - oslo - karl johan caddesi

    benziyor evet ama eski istiklal'e. şimdiki bol arap istilalı,bir boka benzemeyen istiklale değil.

    çekya - prag için de belki wencheslas meydanı taksim meydanı'na benziyor denilebilir.

  • yalnizca olimpiyatlar tarihininin degil, belki de spor tarihinin en tartismali, en olayli, en efsanevi maclarindan biridir..

    1972 eylul'unde duzenlenen olimpiyatlar kara eylul orgutunun olimpiyat koyune baskin duzenleyerek israil'li sporculari oldurmesi sonucu sekteye ugramis, ancak komite oyunlarin devami kararini vermistir..

    o ana kadar 8 kez ustuste altin madalya sahibi olan abd basketbol takimi yine kendinden emin bir sekilde efsaneyi surdurmek icin gelmistir olimpiyatlara.. ruslar ise belki de ilk kez bu kadar yuksek bir ozguven ve inancla oradadirlar ve dusundukleri tek sey abd'yi maglup etmektir.. abd zorlanmadan yari final kadar gelir ve yari finalde de italya'yi farkli yenerek finale yukselir.. sscb takimi ise yugoslavya'ya karsi zorlanmis olsa da yari finalde kuba'yi rahat yener ve finale cikar..

    belki de o seneki olimpiyatlarin en cok merak edilen maci amerikalilar da seyredebilsin diye gece yarisina yarim saat kala baslar.. oyunun basinda, ruslar tempoyu istedikleri gibi dusurup ustasi olduklari set oyunu sayesinde ustunluk kurarlar abd'ye karsi.. ozellikle guardlari sergei belov muthis oynamaktadir..

    ikinci yariya sscb onde baslar ve ilk ciddi gerginlik yasanir.. bir ribaund mucadelesi sirasinda kavgaya tutusan bir rus ve amerikan oyuncu oyundan atilirlar.. daha sonra, bir hava atisi sirasinda amerikalilarin planli yapilmis oldugunu iddia ettikleri bir hareket neticesinde abd'nin uzunlarindan birisi (adini hatirlamiyorum) sakatlanir ve oyunu birakmak zorunda kalir..

    oyunun yavas yavas ellerinden kaydigini goren abd'li oyuncular gaza gelir ve var gucleriyle tam saha prese baslarlar.. pres sonuc veriri ve sscb'li oyuncular saskin bir halde surekli top kaybi yapmaya baslar.. abd 10 sayiya kadar cikan farki kapatir ve 7 saniye kala sscb 49-48 ondedir..

    hucum hakki sscb'dedir ancak dip cizgide ikili sikistirmaya ugrayan sscb'li oyuncu, belov bosta olmasina ragmen topu ona dogru iletmek isterken cok kotu bir pas verir ve bugunlerde washington wizards'in kocu olarak tanidigimiz doug collins araya girip bu topu kazanir.. topu surer, sscb potasina dogru yuklenir ve haliyle sert bir faulle durdurulur.. oyunun bitmesine 3 saniye kala, sscb 49-48 ondedir ve doug collins iki serbest atis kullanacaktir.. faulden dolayi hafifi bir sakatlik gecirir ancak kocunun, 'yuruyebilecek kadar iyiysen, bu atisi da kullanirsin' demesi uzerine gaza gelip oyunda kalmaya karar verir.. birinci atis girmistir, 49-49.. collins ikinciyi de sokar ve abd 50-49 one gecer.. 3 saniyesi vardir sscb'nin, hemen oyuna baslarlar, ancak isabetsiz bir pas ve sure sona ermistir.. saha amerikalilar icin bayram yerine doner ama o sirada bir seyler olur, tribundeki fiba yetkilileri sahaya iner.. ortalik karismistir..

    mesel sudur ki, o gunku kurallar dahilinde bir takim yalnizca mac saati islemiyorken mola alabilir ve molayi isaret etme yetkisi olan tek kisi de takimin kocudur.. elindeki elektronik bir zimbirtiya basarak hakemi uyarmak suretiyle mola istenmektedir.. collins'in birinci serbest atisi sonrasi mola talep eder sscb kocu.. onlara cok yakin oturan fiba yetkilileri de mola talebini fark etmistir.. ancak, nedendir bilinmez, hakemler tepki vermezler bu istege ve collins ikinci atisini kullanir.. kurallara gore, collins ikinci atisi kullanmak icin eline topu aldigi andan itibaren hic kimsenin mola alma hakki yoktur ve son 3 saniye hemen oynanacaktir.. yine garip bir sekilde, tam collins ikinci atisi yaparken molayi duyuran su meshur 'voorrrkk' sesi gelir ama kimse umursamaz, zira is isten gecmistir..

    iste butun bunlara tanik olan fiba yetkilileri sscb'ni hakkinin yendigini dusunduklerinden hakemlerle konusurlar.. ama asil meseleyi cozen edward robinson adli fiba genel sekreteridir.. o kesmekes esnasinda masa hakemlerine eliyle 3 isareti yaptigini yakalamistir kameralar ve bunun anlami 'mac saatini 3 saniyeye ayarlayip oyunu yeniden baslatin'dir.. abd'liler anlam veremez olan bitene, isyan halindedirler.. ancak, fiba'nin dedigi olur ve ruslar'a son bir sans verilir..

    ivan edeshko, kendi potasi altinda topu eline alir ve uzun bir pas icin hazirlanir.. duduk calinir, topu elinden cikartir edeshko ve top daha yari sahaya ulasmadan mac biter.. abd'li oyuncular bir kez daha kudurmus durumdadir sevincten.. onlar ziplayadursun orta yerde, ortalik bir kez daha karisir.. rus teknik heyeti itiraz etmektedir ve itirazin sebebi de skorboard'un yanlis calistigi iddiasidir.. ve itiraz sonuc verir.. zira, 3 saniye oynanmasi gerekirken birinci saniyede macin bitisini bildiren duduk otmustur..

    sevincten deliye donen abd'lilerin bir kez daha kafasi karisir.. once, devam etmeyip soyunma odasina gitmeyi dusunurlerse de, fiba sekreterinin 'altin madalyayi istiyorsaniz sahada kalin' uyarisi uzerine vazgecerler ve dunyanin en uzun 3 saniyesini bir kez daha oynamak icin sahada yerlerini alirlar..

    ivan edeshko yerini alir pota altinda.. takimin en uzunu aleksandr belov rakip pota altinda iki abd'li oyuncunun arasinda gelecek uzun pasi bekliyordur.. edeschko'yu bloke eden abd'li oyuncunun kollarinin cizgiyi gecmesi uzerine macin macar hakemi kendisini uyarir ancak bu uyariyi yanlis anlayan oyuncu iki metre geri cekilip edeshko'ya rahat bir gorus alani birakir.. (sonradan abd'li oyuncu hakemin kendisinden geri cekilmesini istedigini iddia edecek, hakem ise 'ben ingilizce bilmiyorum ki nasil boyle bir sey soyleyebilirim' diyecektir)

    duduk oter, edeshko uzun bir pas icin hazirlanip var gucuyle gonderir topu salonun obur ucundaki belov'a.. belov, iki amerikali arasinda cok iyi yukselir, topu alir ve bana kalirsa dunyanin gelmis gemis en muhim, en kiritik, en anlam yuklu basketlerinden birini sokar.. rus spiker, 'zafer bizim' diye bagrimaktadir.. belov'un basketinin hemen sonrasi maci bitiren duduk duyulur ve macin sonucu:
    sscb:51 abd:50

    mac bu kez gercekten bitmistir ve efsane sona ermistir.. sscb dunya sampiyonu olur..

  • muhtar köye gelen milletvekiline “iki büyük problemimiz var.” der.
    milletvekili: “lafı mı olur muhtar, söyle halledelim.”

    “birinci sorun” der muhtar “köyde sağlık ocağı var ama doktor yok.”
    “hemen sağlık bakanını arayıp hallediyorum.” der milletvekili. cep telefonuna çıkarıp birisiyle konuşur.

    “tamam, doktor yarın sabah burada olacak. ikinci sorun neydi?”
    muhtar: “köyümüzde hiçbir cep telefonu çekmiyor.”

    debe editi: du bist eine komplette enttäuschung.

  • bu semt bizim diye gezen, türkiye'nin her yerinde bulunan, it kadar değeri olmayan insan müsveddelerinin hak ettikleri değeri bulmaları hali.