hesabın var mı? giriş yap

  • ben hayatımda bir siyasinin bu kadar aleni bir şekilde hakaret ettiğini görmedim. fena tazminat öder. altılı masanın tepkisini merak ediyorum. çünkü üslup inanılmaz kötü.

  • bir efsanenin bitişine eş zamanlı şahit olmak da ayrı bir zevk imiş.

    aşağısı 6x3 bölüme kadar izlememiş olanlara spoiler'dır.

    lütfen bölümü izleyin ve öyle gelin. sonra bütün tadı kaçar. yazık olur.

    --- spoiler ---

    nacho'nun sonuyla ilgili bazı kafalar karışmış.

    benim anladığım şu şekilde ama farklı fikri olanlar yeşillendirsin.

    gus kendisi üzerindeki şüpheleri yok etmek için nacho'nun ölmesiyle olayın kapanmasını planlamıştı. önce nacho'yu o motele yerleştirdi. sonra motelin yerine dair ipucunu salamanca ikizlerinin bulması için nacho'nun evindeki kasaya yerleştirdi. (ayrıca alvarez'den nacho'nun hesabına gönderilen paralara dair banka hesap dökümünü yerleştirdi)
    daha sonra salamanca ikizlerinin yanına koyduğu adam ve moteli izleyen adamıyla doğru zamanda nacho'nun ölmesini sağlamak istedi. böylece nacho konuşamadan ölecek, salamancalar da alvarezi sorumlu tutacak, gus üzerindeki şüpheler ortadan kalkacaktı. mike reis bunu içine sindiremese de bir şey yapamadı (bu konuda emin değilim, mike başta nasıl kabul etti diye. sonradan bu konudaki tepkisini gösterdi gerçi).

    nacho reis ise oyunu gördü ve bozdu. kaçmayı başardı. gus'a dedi ki ya beni canlı yakalarlar öterim ve yanarsın. ya da babamın güvenliğini garanti et ve geleyim, istediğini söyleyip öleyim. babasının güvenliğinin garantisi ise mike'ın tek bir cümlesi oldu. "babana zarar verecek olanın önce beni çiğnemesi gerekir."

    şimdi burada bir duralım. bu sanat eseri artık nasıl harika karakterler yaratıp o karakterleri ince ince işliyorsa artık, hiçbirimize bu garip gelmedi. yani her birimiz mike reis birisini koruyacağına söz verdiyse o kişiyi azrailin bile öldüremeyeceğine nacho kadar inanıyoruzdur herhalde. nitekim nachoya da bu söz yetti.

    gel gelelim veda anına. mike zaten sniper ile garantörlüğü üstlenmişti. planlandığı gibi koşarak kaçsaydı, victor vurur ve öldürürdü bence. gus'ın aksi bir planı yoktu. çünkü nacho'nun salamancalara canlı verilmesi halinde nacho tavuk adamın suçlu olduğunu kolayca ötebilirdi. burada mike reisin eline verdiği cam parçası ile kendi kafasına sıkması onurlu bir ölüme kavuşmasını sağladı sadece. yoksa koşarak kaçsa da victor ya da mike öldürecekti. nacho lalo'nun ölmesini sağladığına inandığı için bir nebze rahat öldü belki. ancak maalesef koca komando birliğini tek başına dağıtan lalo (ki bu diziye hala yakıştıramadığım fazla gerçek dışı ve saçma tek sahne olabilir) hayatta olduğu için nacho'nun ölümü bir işe de yaramamıştır.

    sonuç olarak nacho varga - michael mando kardeşimiz bu serideki harika oyunculuğu ve iyi yazılmış karakteriyle hepimizi mest etti. her izlediğimizde nefesimizi tuttuk. nacho'nun ölümü kaçınılmazdı. belki de onu izlediğimiz her sahnede istisnasız en makul, en mantıklı ve en doğru adımı attı. ancak yine de kartel pisliğine bulaştığı için bu bataklıktan sağ kurtulamadı. allah rahmet eylesin. sevenlerine sabır versin. hepimizin başı sağolsun.
    --- spoiler ---

  • otelde müsterim var, onu alacagim diyor. bunu söylemek yirmi saniye elleri titredikten sonra aklina geliyor. polis arabasini baglarken calistigi taksi duragini arayip "beni polis durdurdu. falanca otele yeni taksi gönderin" demek aklina gelmiyor. nereden baksan saygisizlik, nereden baksan düsük zeka.

    taksiyi yol kenarindan durdurmaya calisan müsteriyi cani istemedigi icin almadi. adamlar taksicilik degil rakipsiz tekel olarak "vip tasimaciligi" yapmak istiyorlar. aracin her tarafina "lüks taksi" yazmis olmalari bile "normal müsteri almayiz" sinyali veriyor. bir insanin "ben polisleri kandiririm" demeden önce kendi zekasini tartmasi sart.*

  • -beşiktaşta, kimsenin tencere tava çalmadığı bir sokakta tek başına bir çocuğun pencereye tüneyip bir elinde cezve bir elinde kaşık "sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım" ritmini tutması.

    -çarşı'nın açıklamasını dinlerken parkın karşısındaki bir evin balkonundaki tencere çalan yaşlı teyzeyi fark etmem, herkese gösterip teyzeye "beyaz" çektirmemiz.

    -binlerce kişi yürürken, balkondan tencere tava çalan bir dedenin gaza gelip tencereyi kafasına koyup öyle çalması.

    -aynı yolda kafamızın üstünden peçete koleksiyonunu döken küçük kız. maske, gözlük, limon, karbonatlı su atan amca.

    -arkadaşımın gaza gelip "tayyip yeter titriyorum bana biber gazı yolla müptezel oldum" diye çığlık atması. aynı arkadaşımın biber gazı kokuları gelince "komşular uyumayın maske atacağınıza parfüm sıkın şu sokağa" diye bağırması.

    -yolun sonunda çevik ve tomalarla karşılaştığımızda "çevik kuvvet beyaz desene" sloganları atmamız, "kırmızı" diye bağırdığımızda, "beyaaz" cevabını alamamızın üstüne "amirim izin ver beyaz desinler" diye bağırmak değil höykürmemiz.

    gülümseten, gurura gark eden, unutulmaması gereken detaylardır.

  • ilaçlı böbrek filmi çekilmeden önce ilaç alerjisine karşı asistan, hastaya soruyor:
    - daha önce bu film çekildi mi amca?
    * hee çekildi...
    - böyle ilaç verildi kolundan değil mi?
    * verildi...
    asistan daha ilacı kolundan verir vermez amca şoka girip mosmor kesilmiş.
    koşuşturma, müdahale, boğazına hortum sokmanın ardından hasta yoğun bakıma alınmış.
    asistan tonla fırça yemiş. hastaya sordum dese de kimseyi inandıramamış.
    amca yoğun bakımda kendine gelir gelmez asistan damlamış yanına...
    - hani bu ilaç daha önce sana verilmişti?
    * hee verildi. gene böyle olmuştum...

    edit: debe için teşekkürler...

  • asıl dikkat çekmesi gereken yanı yüz estetiği değil, bu yaşta onca süre sahnede gülerek dans edip şarkı söyleyebilmesi olan kişinin imrendiren halidir.

    estetiklerine laf söyleyen gençlerin birçoğu iki saat bile ayakta duramaz.