hesabın var mı? giriş yap

  • --- 8x06 the iron throne spoiler ---

    bu başlığa 100bin kelimenin üzerinde entry girdikten sonra dizinin son bölümünün incelemesi için 20 kelime bile yazasım yok. diziye kızgın olduğum için filan değil aslında, diziye 4 senedir kızgınım ve bu kızgınlık genelde beni motive eden şey oluyordu. bugün hissettiğim kızgınlıktan çok, üçüncü sınıf hollywood senaryosunu ciddi ciddi eleştiriyormuşum gibi hissetmem. bu adamların yazdığı şeyin ne benim yazarken, ne de sizin okurken harcadığınız vakte değecek bir yanı yok. ben seriyi tamamlamak ve bana mesaj atanları kırmamak adına bir şeyler yazayım, siz de son bir kez daha harcayın bir 15 dakikanızı.

    dizi, geçen hafta dany'i adolf hitler olarak işleme kararı alınca, bu karakterin gidebileceği hiç bir açık kapı bırakmadı. yüzbinlerce masum insanı öldüren bir kraliçe yaratırsanız, o karakteri öldürmekten başka bir çareniz kalmaz. dany'nin westeros'u bir korku imparatorluğuna dönüştürdüğü bir son, dizinin yazdığı saçmalıktan çok daha iyi olurdu aslında ama hbo'nun focus grupları için böyle bir senaryo fazla karanlık kaçardı. zaten, george r.r. martin'in dizi yapımcılarına verdiği notlarda dany'nin öleceği büyük ihtimal var. kitapta farklı olacağına inandığım nokta, dany'e bırakılacak açık kapı meselesi.

    dizi farklı işlemiş olsa da, ben hala kitapta dany'nin king's landing'i, wildfire stoklarını havaya uçurarak kazayla yakacağına inanıyorum. dany'nin karakter dönüşümü daha iyi işlenecek olsa da, bu karakterin hiç gözünü kırpmadan sivil halka saldıracak kadar yoldan çıkıp çıkmayacağına emin değilim. dany, king's landing'i kazayla yakacak ve bu işlediği insanlık suçunu daha hafif bir hale getirmeyecek. dizideki, 1 milyon kişi yaktıktan sonra dünyayı ele geçirme planları yapan dany yerine, kitapta işlediği suçtan pişman olan bir dany göreceğiz. olayın kazayla olmuş olması ve dany'nin de bundan pişman olmuş olması, jon'un dany'i öldürme kararını aşırı zorlaştırıp ortaya daha etkili bir son çıkarabilirdi. dizi, jon'un hala bu kararı almakta zorlandığını işledi ancak daha 10 dakika önce wehrmacht'a "dünyayı ele geçireceğiz" konuşması yapan bir diktatörü öldürme kararı almak neden zor oldu bilmiyorum.

    diziyi bu sezon yerden yere vurmuş olsam da, jon, dany'i öldürdüğü anda "the end" yazısı çıksaydı, çok fazla şikayet etmezdim. sonuçta dizi, 3 sezondur bütün yan hikayeleri bir kenara koyup, tamamen dany'e odaklanmıştı ve onun öldüğü noktada da bitseydi, belki daha anlamlı olurdu. ice and fire'ın vücüda burünmüş hali olan jon bile, battle of the bastards'tan beri tamamen figüran olarak dolaşıyordu. eğer dizi, dany'nin öldüğü yerde bitseydi, "jon, targaryen kimliği sayesinde kral oldu ve gondor ondan sonra hep mutlu mesut yaşadı" diye bir son yazardım kafamda ve gerçek son için kitabı beklerdim. ama maalesef dizi, dany'nin öldüğü yerden sonra tam anlamıyla akıl almaz işlere imza atarak, hepimizin ağzında leş gibi bir tad bırakmayı başardı.

    dany ölür ölmez yaşanan ilk saçmalık, drogon'un ortama gelmesiyle yaşandı. bu noktada, dizinin tamamen unuttuğu, jon'un bir targaryen olduğu gerçeğinin devreye gireceğini ve jon'un bir şekilde drogon'un kontrolünü alacağını filan düşündüm ama tabi ki senaristler tamamen anlamsız bir sahne yazmayı tercih etmişler. drogon, ya inanılmaz felsefik bir mesaj vererek, "jon, dany'i sen değil bu çürük sistem öldürdü. sistem eleştirimi de bu tahtı yakarak yapacağım" dedi ya da "dany'i öldüren kılıç, bu tahtta da bir sürü kılıç var, o zaman dany'i de bu taht öldürmüş olmalı" diyerek mükemmel bir dedektiflik başarısına imza attı. hangisinin gerçekleştiğini sizin yorumunuza bırakıyorum.

    bu sahneden sonra senaryo iyice yokuş aşağı gitmeye başladı ve tyrion'un yargıç grey worm tarafından yargılandığı sahneye geldik. westeros'un 7 krallığının lordları ortama gelmiş ama yargıçlık yapma yetkisi hale grey worm denilen ne idüğü belirsiz adamda öyle mi? 2 sezondur girdiği 15 tane savaşta bir türlü azalmayan ordusuyla mı elinde tutuyor bu yetkiyi grey worm? öyleyse bile 7 krallığın birleşen orduları geri alamıyor mu king's landing'i bu elemanlardan? grey worm, neden teslim olan askerleri kasap gibi öldürürken, kraliçesini öldüren kişiyi ve onun azmettiricisini yargı önüne çıkarmayı tercih ediyor? eğer, tyrion, grey worm'ün tutsağıysa, nasıl oluyor da kral seçmesine izin veriliyor? grey worm, binlerce kişinin ölümünden sorumlu olmasına rağmen, gemilerini de alıp tatile gidebiliyor öyle mi? "grey worm, kraliçen öldü ve teslim olan askerleri öldürme suçundan yargılanacaksın" diyen bir tane bile lord yok mu?

    edmure tully'i bilmem kaç bölüm unuttuktan sonra rezil etmek için neden geri getirdiniz? dany ile birlikte 1 milyon kişinin de öldüğü, westeros'un başkentinin dümdüz olduğu bir olaydan sonra nasıl oluyor da komiklik yapma derdinde olabiliyorsunuz? son 3 bölümde çok üzüldük e biraz da gülelim diye mi yazdınız bu comic relief sahneleri? dizinin "bittersweet" olması gereken tonunun anasını bellediğinizin farkında mısınız?

    sam, herkesin oy kullanarak kral seçmesini teklif ettiğinde, yara greyjoy neden gülüyor? yara, ironborn'un kingsmoot geleneğini unuttu mu?

    tyrion, "en iyi hikayesi olanı kral yapalım!!" diye saçmaladığında, neden en iyi hikaye bran'a ait oluyor? bran'ın hikayesinin anlamı ne? bran neden kuzeye gidip three eyed raven oldu? bu değişim ona hangi gücü kazandırdı? neleri görüp neleri göremiyordu? eğer bran geleceği görebiliyorsa, kral olmak için dany'nin 1 milyon kişiyi yakmasına göz mü yumdu? eğer göremiyorsa onu özel yapan ne? daha 3 bölüm önce "ben winterfell lordu olamam, artık başka bir şeyim" dediğinde kendini demir taht için mi saklamıştı? "buraya neden geldim sanıyorsun?" diyerek, herşeyi bilerek yaptığını itiraf mı etti? böyle bir planı bilerek uyguladıysa kendisini idam etmemiz gerekmez mi? bran ölüp geriye bir varis bırakmadığında, bütün lordlar gelip paşa paşa yeni bir kral mı seçecek sanıyorsunuz? herkesin kendi istediği adayı direttiği bir iç savaş daha olası gözükmüyor mu size?

    demir tahtın varisi olarak doğtuktan sonra bütün hayatını bir piç olduğunu zannederek yaşayan, westeros tarihinin en onurlu insanlarından birisi tarafından yetiştirilmiş, diyara lord commander olarak hizmet etmiş, wildlinglere yardım etmek uğruna hayatını vermiş, ölümden geri gelip önce kuzeyi boltonların elinden alıp sonra da night king tehlikesine karşı savaşmış, targaryen ve stark gibi diyarın en köklü ailelerinin çocuğu olan jon snow'un hikayesi "beyin özürlü ergen" bran'dan daha iyi değil mi sizce? bu kitabın en kritik gizemlerinden birisi olan jon'un targaryen olmasının hikayeye nasıl bir etkisi oldu?

    jon'un kral olmasını engelleyen ne? grey worm mu? jon'un night's watcha yollanması kararını grey worm hangi yetkiyle diretebiliyor? grey worm gittikten sonra seçimi tekrar yapıp tahtı jon'a versek? bu arda night's watch diyarı kimden koruyor? tormund'tan mı?

    sansa, tahta bir stark çıkmışken neden kuzeyi bağımsız yapmak istesin? eğer sansa bunu yapabiliyorsa, yüzyıllardır bağımsızlık peşinde koşan iron islands ve dorne lordlarının eli armut mu topluyor? dorne lordu, hiç tanımadığı özürlü bir gencin kral olmasını nasıl hiç bir soru sormadan kabul ediyor? sam, davos ve brieene hangi yetkiyle bu seçimde oy kullanıyorlar?

    süper-akıllı-kral bran, para için yedi sülalesini satacak bir adam olan bronn'a önce westeros'un en verimli topraklarını verip sonra da kraliyet hazinesini emanet etmenin bir hata olabileceğini düşünüyor mu? teknik olarak hala night's watch'a yeminli olan sam'in king's landing'te ne işi var?

    inceleme diye başlayıp çok saçma sapan sorular bütünü olarak bitirdiğim için kusura bakmayın ama tüm bu soruları alt alta yazmak beni çok mutlu ediyor. çünkü dizi o kadar saçma sapan bitti ki, kitabın sonu hakkında spoiler yemiş olma olasılığımız yok. dany'nin öldüğü, jon'un kuzeye gidip bran'ın tahta çıktığı bir son pek tabi ki mümkün ancak dizi o kadar baştan savma yazıldı ki, son 2 kitabın diziyle hiç bir alakası olmayacak.

    bu saçmalık üzerine ciddi ciddi binlerce satır yazı yazmanın bir anlamı olmaması nedeniyle, dizi incelemesini burada keserek artık bu diziyi de hayatımdan çıkarmak istiyorum. dizi bombok bir yere çıkmış olsa da, son 4-5 senede yazdıklarımı okuyup benimle got geyiği yapan herkese teşekkür ediyorum. ilerleyen günler, aylar ve yıllarda kitaptaki karakterler ve olaylar üzerine bir şeyler yazmaya devam edebilirim. asoiaf muhabbetine devam etmek isteyen herkese inbox'ım da açık. bu cumartesi, 16:00'da tancanla dizinin finalinin geyiğini yapıp biraz da karakterlerin kitapta nereye gideceği üzerine tahmin yürüteceğiz.

    now my watch has ended.

  • jandarma tarafından gerçekleştirilmiştir ve jandarma %100 haklıdır. jandarma kontrol yapıyor, bu araç geliyor ve bir anda kaçmaya başlıyor. jandarma da haliyle terörist vs. sanacak ve aracı durdurmak adına ateş açacak. yapılacak en doğal şeyi yapmış. keşke kimse ölmese, hele ki çocuklar hiç ölmese ama burada da maalesef bu istenmeyen olay yaşanmış. mermi sekmiş.
    edit: jandarma lastiklere ateş etmiş. eğer aracı tarasaydı şoför ve yanındaki insan kaçakçısı da ölürdü. hatta 16-17 kişiden sadece bir kişi ölmezdi. çocuğun ölmesine çok üzüldüm. jandarmanın kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. başka bir ülkeye kaçak yollardan giren insanların da birçok riski göze almış olması gerekir zira işlenen çok büyük bir suç.

  • hatırlayanlar iyi bilir. bu dönem okuyanların bu sömestr tatilini asla unutmadıklarına eminim. o sene sömestr tatiline giren okullar 2 haftalık tatilin sonunda yoğun kar yağışı nedeniyle yanlış hatırlamıyorsam 1 hafta veya 2 hafta daha uzatılmıştı.

    bu o dönem okuyanların altın çağı gibi bir şeydi. bu kadar keyif veren ve o yoğun karın keyfini çıkarıp sömestr tatilinin kar tatiliyle birleşmesi muhteşemdi.

    zaten o günden sonra burnumuz boktan çıkmadı arkadaşlar. ne bir daha öyle kar yağdı ne de o hissi bir daha alabildim. bilseydim son olduğunu dönüp bir kez daha sarılırdım.

  • "60 değil 70 değil 80 değil oh 90 değil

    100 yıl oldu daha yürek atmaz değil

    bu kalpte 100 yıl daha bitmez sevgin

    gözü olanın gözü çıksın bebeğim

    *

    her taraf metrobüs vefasız olma kalbi kapalı

    sevmiyorsan da atma taş, yürek hep coşkuyla atalı

    bak 100 yıl oldu hemen kıskanma şaşkın yunan

    yıllar oldu sırtakini unutalı sen derdine yan

    *

    cumhuriyetim benim canım bebeğim

    tüm rejimler arasında seni tek geçer deli yüreğim

    oh diyorsam şimdi 100. yaşına

    vefasız padişahlar giremesin kanına

    *

    ne monarşi ne oligarşi belki aristokrasi

    ama en güzeli halkın yönetimi

    benim cumhuriyetim kızıl ötesi, aşıklar müzesi

    100 yıl daha coşar, sanma tekler bu yüreğin füzesi"

    *

    söz-müzik-düzenleme: serdar ortaç

  • hangi temiz alın?
    ben sizde temiz alın göremiyorum.
    sizin günahlarınızın yanında şampanya abı hayat kalır. söyletme şimdi günahlarınızı, hapse atıyorsunuz sonra.

  • cnn international'da bir çok kez uzay görevlerinde bulunmuş bir astronotla (bir nevi filmde clooney'in oynadığı karakter gibi biri) yapılan bir bağlantıda, sunucunun ısrarla buradaki süserler gibi "ama şurası burası gerçekçi değildi diyolaa" şeklindeki sorularına şöyle yanıt vermiştir:

    "filmde gerçekçi olmayan bir yer arıyorsanız, o da uzayda iki nokta arasında mesafe katetmek o kadar kolay değil, bunu da senaryonu akışı açısından olduğunu sanıyorum, onun dışında yaşanılmayacak, gerçekçi olmayan pek bir şey göremedim..."

    uzaya henüz çıkamamış ama tüm olaylara ve fiziğini hatim etmiş arkadaşlara duyurulur.

  • özet: yazar gidiş-dönüş olarak aldığı biletin dönüş yolculuğuna 9000 tl ekstra para ödeyerek iade edilebilir opsiyonu ekletmiş.

    iade etmek istediğinde de gidiş-donüş biletlerin gidiş kısmı iade edilebilir olmadığı gerekçesiyle yazarın 40 bin lirasına bildiğin çökmüş.

    hatta üstüne, bilet alınırken dönüşe iade edilebilir opsiyonu ekletirken "gidişe ekletmediginiz için olmaz" diye hiçbir ibare çıkmamış ve 9000 tl bildiğin cukkalanmış.

    bu rezalet değil. bu bambaşka bir seviye.

  • öğrenciliği özletendir. ne güzel günlerdi o günler. uyanırdım hava biraz griye çalıyorsa gidesim gelmezdi gömülür uyurdum öğlene kadar. sonra uzunca bir kahvaltı. derken finaller gelir 3 hafta uyumaz geçerdik dersleri.
    ya şimdi? her gün final sabahı mübarek. deadline diye diye ömrümüzü tüketiyorlar.
    çok özlüyorum çok... her sabah uyanınca aklıma geliyor. mazide kaldı her şey...
    öğrenciliğim benim!