hesabın var mı? giriş yap

  • lise son sınıfta, din dersi sınavı. kimse çalışmamış ve en ufak bir fikir sahibi değildir.

    "ebu suud, yazdığı bütün eserleri ................ adlı kitabında toplamıştır."

    cevap: the best of ebu suud.
    alınan not: 90.

  • hidayet karşısında oturuyorken doping yapmış bir oyuncunun milli takıma çağrılmasının etikliğini federasyon başkanına basın toplantısında sormuştur.

    helal olsun.

    ayrıca soru sorarak adam yaralamak suçundan polise ihbar edilebilir. karşısındakilerin cibiliyeti o kadar çünkü. adamlar ibo'dan özür istedi resmen.

  • https://scholar.google.com/…btng=&hl=en&as_sdt=1,31

    google scholar'a gore bir cogu ciddi derecede atif almis 286 yayina sahip. kimi turkce kimi ingilizce. bunlarin ne kadari hakemli dergilerde bilmiyorum (ayrica sosyal bilimlerde basilan makalelerin nasil hakem kontrolunden gectigini de bilmiyorum). her seye ragmen saglam miktarda atif aldiklarini da goz onunde bulundurursak ortayli oldukca iyi bir yayin gecmisine sahip.

    bunu bir kenera birakirsak su makalesinin ismi cok ilgimi cekti:

    [pdf] devenin taşıma maliyeti eğrisi üzerine bir deneme
    i ortaylı - ankara üniversitesi sbf dergisi, 1973 - dergipark.ulakbim.gov.tr

    insanlar sag sol diye tepinirken ortayli'nin bunlara kafa yormasi ve 40 yil bu cizgiyi surdurmesi etkileyici.

    edite edit: sosyal bilimlere akademik anlamda hakim degilim ama "yazdigin kitabi tanimam" demek cok da anlamli gelmedi. bu yaklasimla edward said'e de senin yazdigin kitap (oryantalizm) d&r'da satiliyor, bilimsel degil diyebilirsiniz ama cok ciddiye alan cikmaz. onemli olan atif almak ve zamanin testinden gecmek. bu butun disiplinler icin gecerli.

  • (bkz: yandaş olacağım derken manyak olmak)

    bunlar bizim nesli mahvedip yaşama sevincini çaldıkları gibi, eğitim sistemine sırf yandaş olduğu için sapık ve manyakları yerleştirerek, gelecek nesillerin de mahvolmasına sebep oluyorlar. illa idam istiyorsan şovu kendin yap, niye minicik sabileri karıştırıyorsun.

    yatacak yeriniz yok lan, toprak bile sizi kabul etmeyecek.

  • insanın huzur dolduğu bir andır.
    çekoslavakyada iş aramaktan, otostopla kübaya gitmekten, evde taze fasulye yerine çin yemeği yapmaya çalışmaktan, beslemek için satılık iguana aramaktan, uzakdoğulu ya da zenci sevgili arayışından, senden başkasının okumadığı dergilere abonelik ücreti ödemekten vazgeçildiği andır.
    evet, hayat kısa ama beyhude yere yormamak lazım bünyeyi; farklılık uğruna kafayı bite sokmamak lazım.
    belki de naif değişikliklerle arada sıradanlığı kırmak daha caziptir.
    ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.
    fiziksel olarak ne çok güzel ne çok çirkin olmak, benzer 30 insanla aynı servise binerek aynı fabrikaya çalışmaya gitmek, gümüşlüğe bardak dizmek sıradanlık gibi gözükebilir ama alınan keyif tüm geyikliğini nötrler.
    vazgeçilebilir bir insan olduğunu fark etmek de iyi gelir bünyeye, -ben böyleyim o' lum- kaprisleri yerini belki de -özür dilerim yaaa- lara bırakır.
    sıradanlık rutine binmediyse güzeldir. kirlenmek kadar olmasa da.
    anti narsist bir eylemdir; sıradanlığın farkında olmak.

  • -abi konser var herhalde, alçalsana biraz
    ...
    +hani lan ne konseri, bizim barack ulusa sesleniyo
    -abi cnn var kökle
    +ulan...
    -abi uzaktan konser gibi görünüyod...
    +sıs tipini zktiğimin alieni, sayende yakalandık yine kameralara

  • yaşım 16, o 15. hayatımı feda edebilecek kadar aşığım. tam anlamıyla. 1.5 yıl, usanmadan beklemişim, her güne aynı umutla, aynı acıyla, aynı sevinçle uyanmışım.
    bir nisan akşamı... moda'da bir apartmanın kuytusuna gündüzden geldik, aldığımız köpeköldüreni içtik ve saatlerce konuştuk. akşam oldu, soğuktan titriyoruz. çok öncesinde, bana karşı bir şey hissetmediğini söylediğinden o anki bakışlarını fark edemiyorum. çünkü ulaşılmaz bir yerde o gözümde. bana karşı bir şeyler hissetmesi mümkün değil, bir masal güzelliğinde.
    "ya beni öp, ya da ben gidiyorum," dediğinde afallıyorum, anlıyorum. bir süre gülümseyerek bakıyorum, sonra yaklaşıyorum. o anı anlatamam, mümkün değil. ancak ilk aşkıyla öpüşen biri anlayabilir.
    sonrası fiks; masal olmadığını anlıyorum, bitiyor. yıllar geçiyor, giderek hissizleştiğim korkusuyla büyüyorum. fakat o 17 nisan akşamını unutamıyorum, unutmak da istemiyorum. hayatımda belki de en masum olduğum o anı, gözlerindeki o pırıltıyı hatırladıkça ister istemez gülümsüyorum.

  • şarkıyı " recep tayyip erdoğan hepsi boş hepsi yalan bir gün hayat bitecek dersin görmüşüm rüya” şeklinde yorumlamış, el işareti yapmış... 10 ay hapis..

    r.t.erdoğan’ın bir grup akademisyen için söylediği “alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı, ruhu kirlenmiş” sözlerine açılan hakaret davasına , mahkeme “ifade ve düşünce özgürlüğü” kapsamında olduğuna hükmetti.

    davalı erdoğan olunca ifade özgürlüğü