hesabın var mı? giriş yap

  • doğa koruma ve milli parklar 6. bölge müdürlüğü tarafından yaban hayatının takip edilmesi ve popülasyonları hakkında bilgi ve farkındalık için yerleştirilmiş olan, fotokapanlarla tabiatta bulunan canlıların 1 yıl boyunca sabit bir noktadan kaydedilmiş hayatıdır.

    kurt, yaban domuzu, çakal, vaşak, tavşan vb. canlıların doğal davranışlarını yakından görebilirsiniz. gözlerim bozayı ve ceylan aradı ama görüntülerde maalesef yok. tavşanlar süper bir de. kısacası hepsi güzel.

    görüntüler milli parkta çekilmiş ama insanoğlunun bilinçsizce hareketleri yine rahatsızlık veriyor. milli parkta bulunan çam ağaçlarının yapraklarını keçilere yediren mi dersin, sırtında tüfek avlanmak için dolaşan mı dersin. neyse daha fazla uzatmayayım, işte o görüntüler

    edit: vaşakların net görüntüsünü şuradan izleyebilirsiniz.

    bu güzel görüntülerin bizlere ulaşmasını sağlayan ve emeği geçen herkese teşekkür ederim.

    çocuklarınıza doğayı sevdirin.

  • kısa kesilen, anlatılmak isteneni sadece birkaç kelime ile anlatan mesajlardır.

    babadan gelen mesaj:
    "paran yattı."
    cevap:
    "polis yok demiştim."
    baba:
    "ne polisi?"
    cevap:
    "espri yaptım baba yok bişey:)"

  • batlamyus bir diğer adı ptolemaios'tur. buna özel bir kuram vardır. kuram şöyledir:

    dışardan içeriye doğru dokuz tane gök vardır ve bu göklerin hepsi birbiri ile iç içedir, bağlantılıdır. en dıştaki göğün adı atlas göğü'dür. en içteki gök de dünyamızdır. dünya'nın üstündeki ay'dan atlas göğüne kadar ay da dahil toplam dokuz gök vardır; atlas göğü, sabit yıldızlar göğü, zuhal, müşteri,merih, güneş, zühre, utarit ve ay. bu birbiri ile sarmaş dolaş olan dokuz göğün ortak merkez noktası dünyamızdır.

  • benim iki tane kedim var, birisi golge birisi lucy.
    golge tekir, neredeyse onu askin yildir beraber yasiyoruz, tek gozu yok oglumun, biraz haseredir mahallenin korsani.
    bu bayram gununde evden herkes akraba ziyaretine gitti, ben hasta oldugum icin evdeydim, tam uyurken golgenin cigligiyla yankilandi apartman.
    biz golge disari kolay cikip gelsin diye dis sokak kapisinin altindan kucuk bi karecik actirtmistik, kosarak asagi indim, golge o acikligin onunde, bi serefsiz oradan boru sokmus hala vurmaya calisiyor. actim kapiyi kucuk bi kiz cocugu, bagirdim cagirdim, golge arkama gecti hemen.
    sakinlesince kizi kucagima oturtup sordum, ablacim bu boruyla seni dovseler ne hissedersin? diye.
    beni bununla dovuyorlar abla, ama bi daha ben kedileri bununla dovmem soz dedi, gitti.

    ne bileyim be, ben hasta halimle yataktan kedimin miyavlamasina kosarken nasil insanlar ana baba oluyor. allah belalarini versin.

    hayatımda hiç daha çok ağladığımı anımsamıyorum..
    gölge
    2006 - 2015
    (bkz: #49968495)

  • insanı kısa sürede şekle sokan diyet. ara öğünleri atlamıyoruz ki vücut dürümsüz kalmasın.

    sabah: bir kibrit kutusu dürüm, çay, lifli dürüm.

    ara öğün: bir kase dürüm, soda.

    öğle yemeği: bir tabak dürüm, yanına bir kase dürüm.

    ara öğün: bir avuç dürüm.

    akşam: dürüm+ayran.

    ekleme: bu entry kanzuk'un kilosu üzerine espri yapmak amaçlı yazılmamıştır. olayın çıkış noktası tamamen her gördüğümde güldüğüm şu görseldir. bu entry'i de kendisinin hoşgörülü bir insan olduğunu düşündüğüm için yazdım. olmasaydı çoktan uçmuştum zaten.

  • zihniyetini gondiklediğim mekan sahibi kodamanları ve/veya çakal esnafları kudurtan on numara şeydir kamp sandalyesi.

    kendi halinde, arkadaşları ile ya da tek başına sandalyesini atıp oturan insanlar nerenizi rahatsız ettiyse o sandalye de oranıza girsin.

    terörmüş, hadi lan bakın işinize.

  • acil personelini eve kahve içmeye çağırmadıysanız eğer normal görülecek durum. saniyelerle hayatta kalma şansı olan hastalar var

  • kimisine huzur verirken kiminin sinirlerini bozan sestir.
    peki eklemlerimizi belirli bir şekilde bükünce neden böyle bir ses çıkar?
    bilim insanları bunu farklı biçimde açıklasalar da en yaygın olanı kemiklerin birbirine sürtmesidir. bir başka açıklama ise, eklemlerimizin arasında baloncuk patlaması gibi ses gelmesinin nedeni gerçekten de baloncuk olmasıdır.
    çıtlatılanlar arasında en yaygın olanı parmak eklemleridir. bütün bu ses çıkaran eklemler snovial eklemdir.bunlar vücudumuzdaki en esnek eklemlerdir. iki kemiğin arasındaki eklem sıvısı yani snovial sıvı denilen yoğun bir sıvı bulunur. bu sıvıda hiyalüronikasit ve lübrisin gibi uzun nemlendirici moleküller bulunur. temel görevi eklemlerin birbirlerinin üzerinden kaymalarını sağlamaktır. bu sıvı eklemlerden ses gelmesi açısından önemlidir. sıvıda çözünmüş gaz molekülleri bulunur. parmak çıtlatırken eklemler arası iyice gerilir ve boşluk artar fakat sıvı miktarı sabit kalır. bu da alçak basınç oluşturur. böylelikle baloncuğun etrafını saran sıvı bir basınç oluşturup, baloncuğun patlamasına neden olur. gaz sıvı içine dağılır ve yaklaşık 20 dakika sonra tekrar sıvı içinde çözünür.

    parmak çıtlatma sesine sinir olan bazı arkadaşlar ve endişeli anneler ise bunun eklemde kireçlenmeye yol açacağını düşünür. zamanında bunu çok işiten dr. donald unger 50 yıl boyunca sadece sol elinin parmaklarını çıtlatarak bir deneye imza attı. sonuç olarak hiç çıtlatılmamış sağ el ile 50 yıl çıtlatılan sol el arasında hiç bir fark yoktu. kendini bilime adamasından mütevellit ig nobel ödülüaldı.

    ilerleyen zamanlarda yapılan çalışmalar gösterdi ki parmak çıtlatmak; ellerin şişmesine ve kavrama gücünün azalmasına neden olabilir. ama kanıtlanan en büyük tehlikeli insanların sinir olmasıdır.*

  • lotr kitabını okuduğumussstan beri hayatımıssda bir takım değişiklikler bas gössterdiğini pek tabii kabul ediyoruss. mağara ve kovuklarda saklanıyoruss çiğ balık yiyip güneş görmeden yaşıyoruss. en büyük korkumuss günün birinde çok kıymetli kitabımıssın ve dvdlerimissin çalınması. bisi kimse sevmiyor. kimse bissimle arkadaş olmuyor. arkadaş çevremiss çok dar. hep tek başımıza kıymetlimiss ile birlik...... gollum! gollum! ay pardon gıcık tuttu bisssi gıcık olduk birden.

  • belediye otobüsünde bir amca ile aramda geçen diyalogda, yanıma doğru geldiğini görmem ile ayaklanıp;

    ben: gel amca otur ben zaten inicem şimdi.

    amca: burası mı rezerve edildi, ben daha önlerden bir yer ayırtmıştım ama heralde kapıldı... :)

    ben:hönk

    tabi çoğu kişi bu diyalogu duydu ama birkaç saniye tepki veremedi, meğersem amca patlatmış espiriyi. sonrasında otobüste gülüşmeler... tabi kimse 70'li yaşlarda amcadan böylesi zeka ürünü bir cevap ve sempatiklik beklemiyordu. o kadar alışmışız ki sen kalk ben oturucam tarzında olaya bakan yaşlı sinirli teyzelere...