hesabın var mı? giriş yap

  • gençlik ve spor bakanlığı cümlesi. feyk hesaptan vatandaş taklidi yaparak kendi kendilerini aklamaya çalışırken tiviti yanlışlıkla resmi hesaptan atıp yine rezil rüsva olmuşlar. koskoca ülkenin bakanlıklarının uğraştığı şu işlere, düştüğü şu kepaze duruma bakın. neyse en azından yeni bir bkz. doğmuş oldu.

    bari bu vesileyle 19 mayıs'ı da doğru düzgün kutlamış olalım. pek kıymetsiz ve saygıya değmeyen devlet yetkilileri: atatürk'ü anmak için profilinizi "epey atatürk"le donatıp sahte rollere girmeniz değil, onun ilkeleri ve vizyonunu yaşatmanız gerekliydi ama yapmadınız. zaten bu yüzden bugün bu kadar acınacak haldesiniz ve gömülmeniz çok yakın. arkanızdan coşkuyla kutlayacağımız nice 19 mayıs'lara...

  • bilim öncesi insanlar, deprem gibi doğal felaketleri tanrının gazabı, cezalandırması, uyarısı olarak görürlerdi. şimdi bilim ilerledi, depremin nasıl ve niçin olduğunu biliyoruz: fay hattına ev kurarsan, evini sağlam yapmazsan önünde sonunda yıkılacağından haberdarız. artık birkaç cahil dışında kimse depremi tanrının kullarını cezalandırması olarak değerlendirmiyor.

    ancak, onca bilimsel ilerlememize karşın, depremin yerini ve zamanını tahmin edemiyoruz. bilemediğimiz için korkuyoruz, depremin tedirginliği ile yaşıyoruz.

    ve bilemediğimiz, bizi korkutan, çaresiz kaldığımız tüm doğal afetlerin izahını, binlerce yıldır yaptığımız gibi "bilinmeyen bir güç"te arıyoruz. ilkel insanın; "açıklayamadığı" depremi "tanrıların kızgınlığı"na bağladığı gibi, modern insan da açıklayamadığı depremi "abd'nin kızgınlığı"na bağlıyor.

    bir bilinmezi, yine başka bir bilinmezle, haarp ile, illuminati ile, gizli servisler ile, ufo'lar ile açıklamaya çalışıyoruz. cahil aklımız, gücümüzün yetmediği yerde, başımıza gelenleri "bizden çok daha güçlü" başka bir şeye bağlamaya o kadar bayılıyor ki...

    ne zaman nerede olacağını bilemediğimiz depremin artık tanrı tarafından gönderilen ceza olmadığına eminiz ama, depremin "görünmeyen güçlerin" verdiği bir ceza olduğu o kadar işlemiş ki genlerimize; "tanrı yapmadıysa, abd yapmıştır, illuminati yapmıştır" diyor ve buna inanıyoruz...

  • klasik mantığın doğru-yanlış {1,0} ikili savlarına karşılık bulanık mantığın önermeleri toplumsal hayatta, fizik dünyasında ve zihin (düşünce) dünyasında büyük yankı uyandırmıştır. doğru-yanlış, ak-kara, sıcak-soğuk vb. ikili önermeler yerine çoklu değerler önerilmektedir. “herkesin bir gerçeği vardır.” özdeyişi bulanık mantıkta yerini bulmaktadır.

    bulanık mantık, bir-boyutlu uzayda, iki boyutlu uzayda ve üç-boyutlu uzay- da değerlendirildiğinde düşünce dünyamızı zenginleştirmekte, hayata bakış açımızı olumlu yönde değiştirmekte, dönüştürmekte ve en önemlisi toplumsal gerginlikleri asgari düzeye indirgemektedir.

    bunu bir örnekle açıklayalım:

    bir xy-düzleminde (bkz: orijin) noktada kulplu bir bardağı kulpundan tutarak havaya kaldırdığımı varsayalım. bu durumda bardağın kulpu bana göre bardağın sağında, karşımdaki kişiye göre solunda, sağımdaki kişiye göre bardağın önünde, solumdaki kişiye göre bardağın arkasında bulunmaktadır. orijin noktasında sonsuz tane y=ax ve y=-ax doğrusal fonksiyonu çizilebilir. bu doğrusal fonksiyonların herhangi bir noktasında bulunan bir kişi bardağın kulpunun farklı pozisyonlarda olduğunu söyler. aynı zamanda yukarıda bulunan bir kişi bardağı gözlemlediğinde, bardağın bardak olmadığını ancak bir çember olduğunu, aşağıdan bakan bir kişi ise daire olduğunu söyleyecektir. dolayısıyla herkes bulunduğu yerden olaya bakınca her birinin değerlendirmesi bize yanlış gelse bile kendisine göre doğrudur. o halde herkesin bir gerçeği vardır. bu temel paradigmayla olaylar ve olgular değerlendirildiğinde, toplumsal gerginliklerde önemli ölçüde azalmalar olacağı açıktır.

    sonuç olarak,
    bir olayın ya da olgunun klasik mantık bakımından olma olasılığı; bir-boyutlu uzayda 21=2
    iki-boyutlu uzayda 22=4
    üç-boyutlu uzayda 23=8 olurken,
    üç uzayda da bulanık mantık sonsuz değere sahiptir. dolayısıyla üç durumda da bulanık mantık, klasik mantığı içermektedir.

    japonya'daki " sendai subway ", bulanık mantıkla oluşturulmuş bir tren teknolojisidir.

    (bkz: sendai subway fuzzy logic)

  • ya sen osmanlı ocakları başkanısın. osmanlı imparatorluğu bütün sistemini devşirme sistemi üzerine kurarak yükselmedi mi ? hangi padişah tam türk oğlu türk'te bu adama ermeni deyip hakaret etmeye çalışıyorsun.