hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu)

    kaderin cilvesi olsa gerek, profesyonel kariyerindeki son golünü, ankaragücü formasıyla inönü'ye çıktığı ilk maç olan 30 ekim 2005 beşiktaş ankaragücü maçı'nda beşiktaş'a atmıştır. golü atınca boynu bükük, başı düşük şekilde santraya yürüyen bu tatar oğlanı bütün stadyum ayakta alkışlamıştır (kadir gecesine gelen o maç koy ateiste koy sataniste koy putpereste tezahüratının ilk kez yapıldığı maçtı ayrıca. hemen ardından o dönem gündemin en önemli konusu olan islami terör örgütü el kaide'ye gönderme yapılarak "ateizm onuru kaideyi yenecek" diye bağırmıştı bütün taraftarlar).

    attığı golleri, gollerden sonra gidip korner direğini tekmelemesi, dövmesi, sempatik ama çekingen duruşu... ne güzel adamdın sen be ilhan. adın her geçtiğinde yalçın çetin'in sevinç nidalarını duyuyorum ben hala, kep atma törenine gitmeyip evde seyrettiğim o maçı ve bize yaşattığın o sevinci ve sesleri unutmuyorum:

    "ilhan… ilhan… ve goool… yarı finaldeyiz! dünya’nın 4 büyük takımının arasındayız…"

  • futbol oynadığı yıllarda beşiktaş'ın ceza sahası civarında serbest vuruş kazanmasıyla, hınca hınç dolu semt meyhanelerini sessizliğe boğan adamdı.

    topun başına geçtiği zaman, kafa kıyaklığından sandalyelerinde yamuk oturanlar kendilerine çeki düzen verirdi. herkes yerlerinde şöyle bir doğrulurdu. garsonlar servise ara verir, ocakçılar televizyona doğru döner, gözlük kullananlar gözlüklerinin camlarını silerdi. meyhaneye bir sessizlik çökerdi. saygı duruşu bir nevi. öyle nadide bir yetenekti sergen.

  • şimdilerde aklım hep uzun uzun yürümekte. istifa etsem ve yürümeye başlasam. bacaklarım daha fazla gidemeyecek hale geldiğinde dursam, çadırımı kurup uyusam. sabah yeniden yürüsem. çok uzaklara. yollarda yeni insanlarla tanışsam, yeni evler, ağaçlar görsem. yeni böcekler, çiçekler, meyveler, taşlar, çitler, bahçeler, çocuklar. çalıştığım kadar çok yürüsem. iki katını yürüsem. bilgisayara kaç saat baktıysam onun 5 katı kadar çok gökyüzüne baksam. ne kadar çok rapor hazırladıysam o kadar çok ayakkabı eskitsem, parçalansa hepsi ayaklarımda. parçaları yollara düşse. şirkette kaç bardak çay-kahve içtiysem 10 katı kadar su içsem, tatlı su, serin su. hep kurtulsam o kahvelerden. yıkansam. nefes alsam sonra. şehirden ve pencereleri bile açılmayan ofisten kurtulduktan sonra karnım davul gibi şişene kadar büyük nefesler alsam. ciğerlerime gökyüzü dolsa. mavi olsa hep. hava ısınsa, hava soğusa. çok rüzgar çıksa, uçarak yürüsem bazen, tutunamasam yere bir türlü. güneş yaksa, gözlerimi açamasam. günlerce yağmur yağsa, kıyafetlerim kurumaya fırsat bulamasa. ben yürüsem yine. üşüsem, hızlı yürüsem. daha da hızlı yürüyünce geçse üşümem. dayanamayınca çadırımı kursam. küçük zaten çadırım, orada kendi nefesimle ısınsam, uyusam. düşünsem, düşünmesem. toprağa yatsam, avuç içlerimi yere bastırsam, bıraksam kendimi öylece saatlerce. sonra tekrar yürüsem. hiç gitmediğim ülkelere. hiç görmediğim insanlara. burada böyle duruyor olmanın acısını çıkarsam. belki o zaman pişmanlığım azalır. ömrümü böyle saçma bir şekilde harcıyor olduğuma daha az üzülürüm. belki iyi ki doğmuşum derim. iyi ki yaşamışım, ne de güzeldi derim.

  • bir şeylerin düzeltebilmesi için önce farkındalık gerekir. izdihamın içinde olanların “ben ne yapıyorum? neden bunu yapmak zorunda kaldım?” demesi gerekir. ama şu an olan; “oh ucuza aldım kar ettim.”
    sorunu kabullenmezsek daha çok izdihamlar görürüz.

  • susamlı ekmek arasına kavurma, kaşar ve salam ile yapıldıktan sonra ekmeği hafif aralayarak arasına zeytin ezmesi sürülmüş tostun iddialı olabileceği kategoridir.

    hatta keyfi daha da perçinlemek için yanına zeytinyağı, kekik, kırmızı biber ile terbiye edilmiş söğüş domates, taze sıkılmış portakal suyu eklenebilir.

    yetmedi mi? bunu bir de manzaralı bir terasta, hafif esintinin eşlik ettiği bir yaz sabahı yaparsanız ve günlerden de pazar ise, o zaman keyif maksimize edilmiş olunur.

  • duruş. vizyon. ufuk. hayat görüşü. (gerektiğinde) sakinlik. (gerektiğinde) neşe, şebeklik. oturmayı kalkmayı bilme. (kimi başka zamanlarda) oturmayı kalkmayı bilmeme. yumuşak huyluluk. merhamet. zeka. sosyal zeka. entelektüelite. sosyal zeka (tekrar).

    merhamet (tekrar)
    merhamet (3. kere)

    içten gelen daimi gülümse hali. kendine. çevresindekilere. karşısındakine. gülümsemesi.

  • milliyet gazetesinden ayşegül kahvecioğlu'nun haberinde ayrıntılarını verdiği yasal düzenlemedir. milliyet

    özetle
    1- günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağlar türkiyede bir temsilci bulundurmak zorundalar.
    2- temsilci belirlemeyen sosyal ağların bant genişliği yüzde 95 oranında daraltılacak.
    3- bakın bu çok önemli: sosyal ağlar, türkiye'deki kullanıcıların verilerini türkiye'de barındırmakla yükümlü olacak.

    tahminimce bu maddeler şu anlama geliyor: "biz site kapatamayız, 'diktatör' derler; bir şartları zorlaştıralım, siz çekilin ülkemizden." zaten bu kafayla gidersek herhangi bir yabancı menşeli dizi, oyun veya film platformunun ülkemizin pazarına girmek isteyeceğini düşünmüyorum. hello orta doğu

    edit: sherosky nickli yazarın mesajını iletiyorum. aynı haber benzer başlıkla 8 nisan 2020'de de yayımlanmış. yani son zamanlarda kişilere edilen hakaretlerle ilgisi yok. önceden planlanmış her şey.
    edit2: 'ayaaan' nickli yazarın mesajı olaya farklı bir ışık tutuyor: "3 numaralı madde ile ilgili bir bilgilendirme yapayım; 1 hafta önce varlık fonu(berat albayrak) turkcell'i satın aldı. türkiye'de en büyük veri merkezi turkcell'in ve daha büyüğünün inşaatı tekirdağ'da devam etmekte. bu platformların veri merkezine gelmesi demek devasa veriyi burada barındırması, devasa paralar ödemesi demek." (bkz: #109665004)

  • sözlük cidden kafayı yedi.

    elbette ki hukuksuz bir yasaktır. o ürünler ülkenin hastanelerinin kantinlerinde bile satılan ürünler. üzerinde kocaman yazılarla sağlığa zararlıdır da yazmıyor.

    bu mantıkla bir şey sağlıksız diye yasaklanırsa, yarın senin okuduğun bir dergi de, izlediğin bir kanal da sağlıksız yayın yapıyor diye sağlıksızlık kıstasları genişletilerek kapatılır.

    eğer o ürün genel geçer sağlık kurallarının dışında değilse, üzerine devlet tarafından sağlıksızdır yazılmamışsa, onu yediğinizde araba kullanmanız yasaklanmamışsa, 18 yaşından küçüklere yasal çerçevede satılıyorsa senin buna diyeceğin bir şey olamaz. önce onun sağlık kurallarını kamuoyuna yansıt sonra görüşelim reklam meselesini. bu haliyle sadece hukuksuz bir karar.