ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
herkese yazan kız
-
bir an evvel herkese yazmayı öğrenmesi gerekir.
edit: başlık "herkeze yazan kız" iken girilen entry.*
çalışılan sektörün bir sırrını bırakmak
-
%90 kopyala yapıştır yapıyoruz.
ama nerden kopyalayıp nereye yapıştıracağımızı bildiğimiz için bize para veriyorlar.
bütün sırrı bozdum ya.
2 mayıs 2021 antalya'daki otel partisi
-
manavgat'ta yaşıyorum, sadece ama sadece açık havada o otelin önüde dahil olmak üzere hiçbir şekilde koşamıyorum, spor yapamıyorum neden mi? kimliğimde uyruğum türkiye cumhuriyeti yazıyorda ondan.
ama onlar herşeyi yapabiliyorlar.
alayınızın amk.
los angeles
-
ben küçükbakkalköy'den ev alabilme hayalleri kurarken, insanların hakkında sokak sokak yaşanabilite raporları sunduğu şehir. adaletini öpim dünya.
sürrealizm
-
aklın hicbir denetlemesi olmadan, hiçbir töre, ahlâk ve estetik baskısı altında kalmadan hatta bazı bazı sanatçının yaratıcı gücüne bile meydan vermeksizin, insandaki ic benin, kendi varlıgının yorumu olan ve şahsi fikrime gore en oz manasında sanat eserlerinin cıkmasına meydan veren sanat anlayışı, akım.
ctrl tuşunu ceterele şeklinde telaffuz eden cahil
-
ceterele tuşunu ceterele şeklinde telaffuz eden cahil diye okudum.
cahilmişim. vay benim ağzıma sıçsınlar.
ama insan içinde olunca kontrol tuşu diyorum o daha kolay ve türkçe.
buz mavisi loft pantolon giymiş efsanevi nesil
-
tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.
hiç kimsenin işini düzgün yapmaması
-
2 yıl sonra edit: hiç bir şey bahane sayılmıyor evet. son 1 aydır ben de bu grup içerisindeyim. evet kötü hissediyorum. hayata pause tuşu istiyorum. kişisel meselelerini hallettikten sonra işe devam etmek istiyorum. neyse.
düzeldim editi: 1 ayın farkını günde 15 saate yakın çıkararak telafı etmeye çalışıyorum. vicdanım rahat aslında, yaptığım işi kötü yapmadım, kişisel ciddi bi kaç problemden dolayı erteledim diyebilirim. memnuniyetsizlikleri de bi kaç güzellik yaparak telafı ettim. iyi bir çalışan oldum sözlük, mutluyum.
son 6 - 7 aydır istisnasız her gün şu cümleyi kuruyorum. kodugumun memleketinde bir tane mı işini düzgün yapan adam olmaz?
her gün bir şeylerle karşılaşmak zorundasın. otobüs şoförü mal taşır gibi otobüs kullanır, garson seni sikine takmadan siparişini alır eksik getirir, paketçi evdeki kızlara sulanır taciz eder, klimacı her defasında bir şeyleri yanlış yapmıştır.
bu böyle uzar gider ve bu memlekette her şey bir yerden boka sarmaya devam eder.
edit: işini düzgün yapmayan sadece yukarıdaki meslek grupları değil. yanlış anlamak istemiş yine işini iyi yapan çok şeker insanlar. yukarıda yazdıklarım 18 saat içinde yaşanan ufak şeyler. buraya her gün yazacak olsam geçen haftadan itibaren babamı öldürmeye çalışan bir doktor, bir yazilimciya verilen 3 aylık işin 10 günde tamamlanmasını bekleyen iş sahibi ( o da yazılımcı- en iyisi olduğunu iddia edenlerden-), her gün işyerine gelen ve kovulunca çıkarmakla tehdit eden gerizekalı bir mülk sahibi, dönerden kıl çıkınca sizin saçınız yok mu diyip para isteyen bir dönerci, imzasını satmak isteyen bir mühendis eklenebilir. ki bunlar hatırladıklarım.
ned kelly
-
110 dakikalık, 2003 yapımı film.
6 / 10.
robert drewe romanı uyarlaması yapım pazar günü için ayırdığım "western" kontenjanında kendine yer buldu. yönetmen gregor jordan yer yer pastorel tadlar yakalamış olsa da, film genelinde avustralya atmosferi yerine (doğal olarak) irlanda atmosferini hissettiğimizi söylemek mümkün.
oyunculuklar ise genel olarak iyi, heath ledger karakterine yeterince emek vermiş görünürken naomi watts'ı ise son derece doğal ve şirine halde karşımızda buluyoruz. orlando bloom, joel edgerton kimyaları da güzel.
uyarlama bir biyografi olarak, değişik bir western tadında da denenebilir.
her eve imdb
muslera'yı sevmeyen galatasaraylı
-
muslerayi sevmeyen galatasaray'lı zapata'ya vurduruyordur.
dağ evi + hatun + internet + 1000 kitap + ps4
-
hatun mutsuz olur, hayati size cehenneme cevirir.
19 nisan 2022 zaytung'un sözlük tweet'i
-
"son dakika - ekşi sözlük yönetimi, aynı anda hekimlere küfretmekten ve ümit özdağ fanatiği taklidi yapmaktan yorgun düşen kadrolu ak troller için bayramda 9 günlük tatil teklifini gündeme aldı..." şeklinde olan tweet'tir.
yazarların bu tweet hakkındaki görüşlerini merak ediyorum doğrusu.