hesabın var mı? giriş yap

  • 1660 istanbul için felaket yılı, şehrin 3te2’si yangınla yok oldu, 1666 londra için felaket yılı, 80bin nüfusun 70bini evlerini kaybetti.
    1660’lı yıllar dünya tarihine kurak yıllar olarak kaydedildi, o yıllara ait bir kayıtta son 900 yılın en kurak yılları diye yazılmış!
    istanbul bu tarihten sonra sayısız yangınlar gördü, her seferinde ahşaptan yeniden yapıldı, yeniden yandı, ta ki taştan binalara geçinceye kadar
    londra ise 1666 dan sonra ızgara şehir planına ve taş binalara geçti. o tarihten bu yana bilinen devasa londra yangını olmadı...
    1666 yılı diyorum, yani ortaçağın karanlığında, geceleri cadı yakarak sosyalleşen, boğazlarına kadar pislik ve cehalete batmış adamların yaptığına bakın! ızgara şehir planı ve taştan evler...
    demek ki istanbul için o tarihlerde alınacak böylesine basit bir karar ile istanbul’un kaderi nasıl değişirdi acaba?!
    200-300 yıllık mahallerimiz olur muydu? (olsa ne güzel olurdu)

  • başlık: allah yoksa neden kettle su kaynatabiliyor

    1. şüphesiz ki allah vardır.

    2. atatürk olmasa nah kaynatırdın

    3. allahın varlığına kanıtsın lan ap açık

    4. olm bazı kapılar kendiliğinden açılıyor lan

    5. kettle nin ne olduğunu çöziyim sana dönücem

    6. nasıl yani ne alakası var ki allah ile kettleda su kaynatmanın? gerçekten anlayamadım azizim

    7. @6 çünkü kalp gözün açık değil.

    8. @6 gözüne perde inmiş senin.. allah ıslah etsin

    9. @6 şirk koşma lan

    10. @6 harama çok mu baktın lan?

  • yüzüne gülen kendisine yalakalıkta sınır tanımadığını tahmin ettiğim yetki verdiği insanların arkasından neler çevirdiğini bilse sözlükten ve sözlük konseptinden tiksinecek olan vasat yazar. yarattığı kutsal bilgi kaynağı yetkili abiler için kız bulma databaseine dönüştü. kimsenin kaldırdığı kızda gözümüz yok allah daha çok versin gani gani versin ama yetki verdiğin adam karı kız düşürürken sözlük yetkilerinden faydalanıyorsa benim zirvede parayla içtiğim içeceği yazdığı karılara bedavaya getirip ben eşek gibi sıra beklerken onlara sıra bekletmiyorsa orada isyan ederim. hayır bu saydıklarımla kalsa iyi iyice bokunu çıkarttı yetkili abiler sırf yazdığı kızı etkilemek için kızın sinir olduğu adamlar sözlükten uçuyor artık.

    (bkz: #27237782)

    haksızlığa sessiz kalmak ve haksızlıkları görmezden gelmek de bu durumu onaylamaktır suça ortak olmaktır sedat. meşgulüm ayağı yapıyorsun ama yemeyip içmeyip binlerce entry kasmsışşın, in artık o kaf dağından da al şu kendi eserlerinin ifadesini. ya da alma gold üyelik sistemine geç tüm sözlük kızları birer düşünen hayvan, hümanist yamyam haline gelen kadrona mayolu birer boy fotoğrafını yollasın güzel olanlar gold üye olsun. biz de ona göre bilelim kimler sözlüğün hanım ağası, kimler 100 entry girmediği sözlüğün zirvelerine 10.000 entry giren adamdan önce alınacak, kimlerin lafıyla uçma ihtimalimiz var. ya da hiçbirşey yapmamaya devam et ilk zirvede "ferrarim yok :(" diye ajitasyon yapıp 10 ferrari alacak parayı kazandığın detayını gizlediğin sözlükçüler eski zirvelerdeki kadar rahat konuşmana izin verecek mi birlikte görelim.

  • karar verirken uygulanacak en doğru yaklaşım, iyi bilgilendirilmiş olmak ve insan rasyonalitesini çarpıttığı bilinen düşünce ve duygu önyargılarının üstesinden gelecek teknikleri uygulamaktır. bu nedenle de işe çeşitli ve saygın kaynaklardan yararlanarak, vereceğimiz karar ile ilgili arka plan bilgilerini toplayarak başlamak gereklidir.

    yanlış karar vermenize neden olacak önyargılardan ilki "affective forecasting"dir. bu, gelecekteki olaylara yonelik kendi duygusal tepkilerimize ilişkin tahminlerimizdir. sıklıkla "impact bias" adi verilen bir bilişsel hatayı barındırırlar.*

    impact bias ise gelecekte olacak/olma ihtimali yüksek olaylar üzerine yaptığımız duygusal atıfların genellikle rasyonel değerde olmamasına sebep olan etkidir.*

    gelecekte yaşayacağımız durumlarda nasıl hissedeceğimizi tahmin etmekte çoğu zaman yetersiz kalırız ve bu, yanlış kararlar vermemize neden olabilir. bunu aşmak için, benzer bir seçim yaptıktan sonra başka insanların nasıl hissettiklerini öğrenmek faydalı olacaktır.

    (esasen ekşi sözlük'ü kıymetli kılan da budur. binlerce yazar, binlerce durumda yaşadıklarını ve hissettiklerini paylaşarak bu konuda sağlam bir veritabanı yaratmaktadır. faydalanmayı bilin.)

    kararlarımızı etkileyen bir diğer önyargı ise "temporal (time) discounting" (geçici indirgeme) ile ilgilidir. insanlar kısa vadeli kazançlara öncelik verme eğilimindedir. örneğin, gelecekteki bir proje ya da tatil planını alelacele kabul edebiliriz çünkü bu popülerlik ya da övgü açısından ani elde edebileceğimiz faydalar sağlayabilir. kimse arkadaş ortamında tatil planını bozan kişi olmak istemez. bu kararı alırken günü geldiğinde harcanacak zaman ya da emek yatırımını hafife alır ya da görmezden geliriz.

    bu tür senaryolarda karar vermeniz gerektiğinde uzun vadede kararını vereceğiniz işi/tatili uzun vadede değil de yakın zamanda yapacak olsaydınız ne hissedeceğinizi düşünmeye çalışmak gereklidir.

    örneğin, projeye 1 yıl sonra değil de önümüzdeki ay başlamanız gerekse, tatil için 6 ay sonra değil de hemen bu hafta sonu hazırlanmanız gerekseydi ne hissederdiniz bunu düşünmek karar verirken daha rasyonel olmanıza yardımcı olacaktır.

    yukarıdaki adımlar tamamlandıktan sonra vereceğiniz kararın seçeneklerinin artı ve eksilerini içeren bir liste oluşturmak ve kararınızı temellendirmek için bir puan sistemi oluşturmak iyi bir seçenek olacaktır.

    kaynak: 1, 2, 3

  • yıllaar önce antalyada motorlu bir turist yaklaşır, "how can i go to kortuleli" diye sorar.. dümdüz git demek isteyen ben adamın gözlerini içine bakarım ve şöyle derim: "go away!"

  • ford otosan'ın sahibinin, ford otosan üretimi arabaya binmesi.
    babası da ford arabadan başkasına binmezdi.
    milyarder adamın kendi ürettiği arabaya binmesi değil, kamuda mevki makam sahiplerinin audi a8, bmw 7, mercedes s serisine binmesi sorgulanmalı.

    edit: otosan yerine otokoç yazmıştım değiştirild.

  • her gün 100 kişi evinde ölü bulunsa dahi hiçbir şeyin değişeceğini düşünmüyorum.

    çünkü olayı görmüyoruz. buradan konuşuyoruz ediyoruz ama, medyanın %90'ı ya görmezden geliyor ya da çarpıtarak aktarıyor. fatih'te ölenlerin ateist propaganda yapan kitap nedeniyle öldüğünü iddia etmek gibi.