hesabın var mı? giriş yap

  • son edit: hepinizin tek tek boynuna sarılıp teşekkür edesim var ama yapamıyorum siz yaptım sayın. az önce firmanın operasyon müdürü arayıp bizim kiralamayı pendikte sonlandırdığımızı tespit ettiklerini, bizden sonra aracı alan kişiye dava açacaklarını, ücret iade sürecini de bugün başlatacaklarını söylediler. ekşi sözlük olarak gücümüzü bir kere daha göstermiş olduğumuza sevinirken, bu sürecin bu platform dışında yıllar sürecek bir karmaşa olduğunu düşünmek beni çok üzdü. hepinizin eline emeğine sağlık, destekleriniz için çok çok teşekkür ederim.

    edit9:merhaba öncelikle, hepinize tekrardan destek mesajlarınız için çok teşekkür ediyorum, dönemediklerim varsa affedin yüzlerce mesaj var elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum.
    az önce firmadan arayıp biraz daha zaman istediklerini belirttiler, ilk gün bu da yoktu direk polise gidin diyorlardı. bu da bizim için bir umut, kredi kartının son ödemesine 4 gün var. umarım bu sürede bu sorun çözülür, ben de size buradan haberini veririm.
    edit8: arkadaşlar çok başınızı ağrıttım, destekleriniz yol göstermeleriniz için çok teşekkür ederim. kartı kapattık ama ödeme iptali için şubeye gideceğiz, savcılık için de. öncelikle salı günü test olacağız tekrar sonra hemen bunları halledeceğiz. elimiz kolumuz bağlı şimdilik, firmayı aradığımızda hâlâ sürecin devam ettiğini söylüyorlar onlardan dönüş bekliyoruz.

    tiktak başlığına da yazdım ancak başlık açmanın daha doğru olacağını düşündüm.

    01.04.2021 tarihinde 11.25 tarihinde tiktak uygulaması üzerinden sabiha gökçen havaalanına gitmek için araç kiraladık. sabiha gökçen'e geldiğimizde buranın hizmet bölgesi dışında olduğunu ve aracı bırakmayacağımızı öğrendik. en yakın hizmet bölgesine gidip aracı pendik civarında 11.45-11.50 civarında bırakıp kiralamayı bitirdik 120 lira civarında ödeme de telefonun ekranında gördük, aracı kitlediğimizi kapıları kontrol edip bıraktık. 13.30 da antalya uçağımızı kaçırdık 17.30'da bilet aldık tekrar ve gittik. bunun üzerine tiktak uygulamasını sildik.

    buraya kadar rezalet demiyorum. asıl problem bundan sonra başlıyor. biz bir gün sonra istanbul'a dönüyoruz ertesi gün semptom göstermemiz dolayısıyla test yaptırıyoruz eşim pozitif çıktığı için karantinaya giriyoruz. bugün kredi kartı ekstresi geliyor 7000 tl civarı. öğreniyoruz ki araç 1 nisan gününden itibaren bizim adımıza kullanılıyor ve 1700 km yol gidiliyor. bunu öğrenir öğrenmez tiktak'ı arıyoruz, bu kullanımdan bizim haberimizin olamadığını söylüyoruz. işlem başlatılıyor, kiralamayı bitirmeyi talep ediyoruz bunu da yapmıyorlar işlemlerin devam ettiğini söyleyip, eşime polise başvurmaları gerektiğini söylüyorlar, 155'i arıyoruz ancak karakola ya da savcılığa gelmeden şikayet talebi oluşturamadıklarını söylüyorlar.

    buraya kadar da neyse diyoruz ancak biz az önce tekrar aradığımızda aracı bulduklarını, bulan kişinin bizim ona aracı kiraladığımızı söyleyip işin içinden sıyrılıyor. üstüne üstlük tiktak aracını şu an biz başkasına kiraladığımızı beyan ettiği için bizden habersiz kullanan kişi bize 1800 küsür tl ceza uygulanıyor. kişinin adını talep ediyoruz şikayet etmek için yok, ilk aradığımıxda aracı biz kullanmıyoruz kiralamayı bitirelim diyoruz yok, üstüne kredi kartını kapatmayı söylüyoruz onu da bekletip saha ekiplerinin araca müdahale etmesini beklememizi söyledikleri için biz şu an tiktak uygulaması yüzünden 10 bin tl civarı zarardayız. ve de 1 nisan günü aracı kiralamayı bitirdiğimiz halde. 11 gündür aracı kullanan kişinin ismini talep ediyoruz şikayette bulunmak için onu da vermiyorlar.

    ezcümle bizim karantinamızın bitmesine daha üç gün var, ve bu üç gün sonunda tekrar test olacağız pozitif çıkarsa bir on gün daha şikayette bile bulunamayacağız. bulunsak dahi yargı süreci yılları bulacak, on bin tl az bir para değil. niye yazdım çünkü bu platformda ses çıkarınca duyuyorlar, belki bir ihtimal bir çözüm bulunulur iş araştırılır.

    edit: yazar arkadaşlar olayın inandırıcı olmadığını, görsel eklemem gerektiğini söylemişler. bu ilk olay yaşandığı zaman aldığım ekran görüntüsü

    görsel

    bu da kredi kartından çekilen paralar

    görsel

    görsel

    görsel

    bu olaylardan sonra uygulamaya tekrar giriş yapmak istediğimizde hesabın kapatıldığını farkettik

    görsel

    edit2: arkadaşlar bu arada ben firmayı bu olayı bilerek yaptı firma da bu dolandırıcılığın içinde diye bir iddiada bulunmadım, bir şekilde birisi aracı kullandı ve firmanın bu konuda ihmali var

    edit3: arkadaşlar kiralamayı sonlandırmayı unutmuş olmamız mümkün değil, sonlandırma prosedürü aracın anahtarını torpidoya koyup aracın fotoğraflarını dört taraftan çekip sisteme yükleyip bitirmeniz gerekir. bu adımların hepsini yaptık, 120 tl civarı da ücret ekranda gözüktü.

    edit4: ben size bir kötülük mü yaptım arkadaşım? neden entrydeki şeyleri değiştirip değiştirip yorum yapıp beni karalıyorsunuz. her yoruma cevap vermeye çalışıyorum ama artık iyice kötü niyetli olmaya başladınız yetişemiyorum. lütfen yapmayın ya.

    edit5: şimdi de covidli covidli nasıl uçağa bindiniz deniliyor, arkadaşım biz döndükten sonra test olduk karantinaya girdik. firmanın elemanı mısınız yoksa hobi olsun diye mi böyle yapıyorsunuz bilmiyorum ama lütfen yapmayın.

    edit6: antalya'ya gittiğiniz ne malum diyenler için biletlerin görselini de ekleyeyim. bakın sadece bir mağduriyet var ve onun çözülmesini istiyoruz, biraz vicdanınızı kullanın lütfen çok rica ediyorum.
    görsel

    bu arada bankayı arayıp itiraz ettik ancak kartı kullanıma kapattılar, ödeme iptali için şubeye gitmemiz gerekiyormuş, karantinada olduğumuzu belirtmiştim. bu da eşimin test sonucu .

    görsel

  • önemli edit: bazı yazarlar başlıktaki dolandırıcı nitelemesinden ötürü dava edilmem gerektiğini söylemiş. kolaya su katmak, kimyasallarla et tadı bile olmayan içerikler üretmek, 30-40 dakikada kuryeyle teslimat vaat edip 2 saatte getirmek, eksik ürün gönderip bu konuda vatandaşlara yardımcı olmamak, gramajı değiştirip gerekli bilgilendirmeyi yapmamak, yanıltıcı görsellerle alakasız ürünler satmak dolandırıcılıktır. dava korkusuyla insanları susturmaya çalıştığınız yetti, artık canımıza tak etti! susmayacağız, en önemli konu da olsa en saçma konu da olsa eleştirmekten çekinmeyeceğiz. avukat ordusuna güvenen şirketlerin insanlara zulmüne ses çıkartamazsak her hukuksuzluğu kabullenen bir sürüye dönüşürüz.

    kalitesiz ve küçük ürünler:
    yurtdışında fast food tüketen her insanın da belirttiği üzere ülkemizdeki fast food ürünleri tatsız, kalitesiz, kuru ve daha küçük porsiyona sahip. sağlık sorunu ve yeme bozukluğu olmayan vatandaşlarımızın dahi dert yakındığı konu satın aldıkları tek menü ile doymuyorlar.

    popeyes pop burgere ait bir görsel görsel
    burger king whoppera ait bir görsel görsel

    fiyat:
    karşılaştırma yapmak adına büyük şirketlerin en bilinen ve tercih edilen menülerini tercih edersek;
    -bigmac türkiyede 160tl (5.24$)
    -amerikada eyaletler arasında farklar mevcut 4.50$ - 7$

    -whopper türkiyede 175tl (5.72$)
    -amerikada 4.20$ - 6.50$

    -kfc tavuk burger türkiyede 120tl (3.93$)
    -amerikada 1.75$

    görüldüğü gibi fiyatlar dolar bazında bile türkiye ile aynı ya da daha pahalı. ama ekonomi kötü, ama kur yüksek gibi söylemler boşa çıkıyor.

    maaliyet farkı:
    karşılaştırma yapılabilecek sektörün önde gelen şirketlerinde giriş seviyesinde çalışan ücretleri amerikada eyaletler arasında farklar olsa da 2000$ ile 2500$ arasında değişiyor.

    türkiyede ise asgari ücretin biraz üstünde maaş ödendiği tahmin edilirse çalışan maliyeti vergi ve sigorta ile beraber 25.000 türk lirası civarında. bu da yaklaşık 820$ ediyor. arada neredeyse 3 kat fark mevcut.

    et fiyatları ülkemizde daha pahalı olsa da diğer içeriklerin hepsi karşılaştırma yapılan bölgelerden daha ucuz.

    kira fiyatları karşılaştırması yapmak pek mümkün değil çünkü bölgeye ve şube büyüklüğüne göre çok değişken. öte yandan kur farkından ötürü burada büyük bir farklılık olduğunu sanmıyorum.

    hizmet:
    herhangi bir yemek satış sitesine girip yorumlara baktığımızda insanların sadece şikayet ettiğini görüyoruz. eksik ürünler, soğuk ve kötü hazırlanmış yiyecekler. kimi yanık kimi pişmemiş etler. 3 saati bulan teslimat süreleri... liste uzar gider. peki şirketler çözüm sağlama konusunda ne yapıyor? hiçbir şey yapmıyorlar. tüketim yapanlar mağdur olduklarıyla kalıyorlar. şubelerde yaşanan olaylar hakkında da pek çok şikayet mevcut. eksiksiz bütün şirketlerin şikayetvar üzerinde yüzlerce çözülmemiş şikayeti bulunuyor. oldukça kötü bir hizmet anlayışı mevcut ve bu artık şirketler adına normal, göz ardı edilebilir duruma gelmiş.

    mcdonaldsdan yapılan bir siparişin teslim edildiği durum görsel

    sonuç: tüm giderleri tl olan, kur avantajına sahip olmasına rağmen fiyatları amerikadaki eşdeğerlerinden daha yüksek olan bu şirketler daha kalitesiz, daha küçük içerikleri daha kötü bir hizmet ile müşterilerine sunuyor. bunları yaparken de çalışanlarını yoğun iş koşulları sebebiyle mağdur ediyor. müşterilerin geri dönüşlerine asla cevap verilmiyor ve hatalı eylemleri sonucu herhangi bir yaptırıma uğramıyor.

    dipnot: fast food ürünleri sağlığa zararlıdır ve az tüketilmesi gerekir. başlığın amacı kötü ve fahiş fiyatlı hizmet veren ünlü fast food şirketlerini eleştirmektir.

    kullanılan kaynaklar:
    amerikadaki menü fiyatları
    fikir oluşturması adına malzeme fiyatları
    tahmini çalışan ücretleri

    edit: amerikada ikamet eden bazı yazarların uyarısı üzerine kaynakta menü fiyatları yerine tekli burger fiyatları yazıldığı bilgisi geldi. bu bilgi üzerine gerekli düzenlemeler yapıldı.

  • az sonra ceyda adlı yarışmacının ahmet kaya'dan "i will always love you"yu söyleyeceği yarışma.

  • tarihin başından beri varolan bir kavram olmasına rağmen somut ve metodik bir şekilde ortaya koyulması napoleon bonaparteın meşhur code de napoleon'a (code civil des français eğer çok lösvijömapel hissediyorsanız kendinizi) nasip olmuştur.

    fransız devrimine değin sadece aristokrasinin keyfini sürdüğü hakların halka da açılmasını öngören bu kanunlar bütünü "işi bilene verecen ağa, öyle topun tüfeğin başına sadece yukarı ildöfranz kontu onsekizinci janpol geçerse halimiz harap, arada orleyanlısı (delikanlının harman olduğu yer) ne bileyim kaley'lisi falan da geçsin" şeklindeki yaklaşımını getirmiştir.

    elbette eksiksiz değildir ama ana fikri güzel oturtmuştur. sonuçta aynı napolyön bonapart der ki "fırsat olmadan yetenek hiçbir şeydir" (impossible is nothing değil olm cahil gibi konuşmayın). işte bu gerçeğin ışığında, ülkenizin (ya da kurumunuzun, işletmenizin vs.) çıkarını düşünüyorsanız işin başına geçecek ehil insanlara bu fırsatıı sunmanız gerektiği savunulur.

    tek başına "ben bu işin ustasıyım hemen müdür yapın beni fikrini" savunmaz meritokrasi. hatta ehil (merit) sahibi kişilerden çok imkan sağlayıcıların yani yöneticilerin içselleştirmesi gereken bir düşünce tarzıdır bu yüzden biraz elitist olduğunu düşünürüm hep. yine de torpil (friends in high places, wasda vs.) sistemine (!) karşı en ideal seçimdir.

  • -hocam maçı ve alınan 3 puanı nasıl değerlendiriyorsunuz?
    +evet çocuklar güzel mücadele etti. hak ettiğimiz bir galibiyetti. bu 3 puan ile düşme potasından çıkıp tekrar şampiyonluğa ortak olduk.

    %??!'+?

  • bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.

    kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.

    şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.

    ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*

  • dün akşam kızımı okulundan alınca her zamanki gibi gün içinde yaşadıklarını konuştuk, kreşte erkek çocuklardan biri çantasını kız çocuklarından birinin suratına atmış.

    kızın gözünün altı kızarmış ve muhtemelen bugün morarmıştır, kızım çantayı atan çocuğun çok şımarık olduğunu ve hep böyle şeyler yaptığını anlattı.

    sabah okula gidip öğretmeniyle konuyu konuşmak istedik, sonuçta sınıfta şiddete meyilli bir çocuk varsa ailesini uyarsinlar ve gerekli tedbirleri alsınlar diye.

    öğretmen erkek çocuğunun aşırı derecede şiddete düşkün olduğunu kendisine dahi abuk subuk kelimeler kullandığını anlattı, laf bir an gözü moraran çocuğa geldi. ailesi ne tepki verdi diye sorduk ve öğretmen kız çocuğunun annesinin ve babasının olmadığını sosyal esirgemeden geldiğini anlattı, hani hayatımda hiç böylesine şiddetli şekilde boğazımın düğümlendiğini hatırlamam.

    bu yaşta bile canım yandığı zaman ah anam derim düşünün ki bir çocuğun canı yandığı zaman hayatında sığınacağı bir ailesi yok...

    neyse uzun süredir eşimle kızıma bir kardeş yapıp yapmamayı düşünüyorduk ama sanırım artık kızımın bir kardeşi oldu bile.

    bugünden sonra hayatımızda yeni şeyler öğreneceğiz, sırasıyla çocuk esirgeme ile görüşüp koruyucu aile konusunda bilgi alacağız.

    henüz kızlarımızın bundan haberi yok, sanırım ailemiz çok güzel şekilde büyüyecek.

    sabah içimiz buruktu ama şimdi eşimle beraber karnimizda kelebekler uçuyor.

    debe edit; öncelikle güzel duygularını paylaşıp mesaj atan herkese teşekkürler.

    koruyucu aile olma konusunda herhangi bir bilgimiz veya tecrübemiz yok ama insan yaşamı boyunca öğrencidir ve her yeni gün bir derstir, dün akşam ilk adımı biyolojik kızımızı bu duruma hazırlamak için attık, oyun oynadığımız sırada ufak ufak ona yeni kardeşiyle ilgili sorular sorup sınıfta aralarının nasıl olduğunu anlamaya çalıştık. konusunda uzman ve kızımızla ilgili konularda sürekli görüştüğümüz pedagog doktorumuzla önümüzdeki günlerde görüşmemiz var, bu görüşmede her iki kızımıza nasıl yaklaşmamiz konusunda bilgi alacağız.

    önümüzdeki hafta sosyal esirgeme ile ön görüşme yapıp kızımızın durumu hakkında bilgi edinmeye çalışacağız, yani sonuç ne olursa olsun bu yola baş koyduk ve çok heyecanlıyız.