hesabın var mı? giriş yap

  • tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
    bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
    popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.

  • ios benzerini arayanlar earthquake network adli uygulamaya bakabilirler. ayrica,

    (bkz: deprem erken uyarı sistemi)

    hadi üşenmeyelim, az buçuk açıklayalım. deprem belli bir merkezden (bkz: epicenter) dalgalar halinde yayılarak hareket eder. merkeze yakın yerlerden sismik veri (sismograf ağları) toplarsan depremi tespit edip dalganın henüz ulaşmadığı yerleri uyarabilirsin. telekomunikasyon deprem dalgasından hızlıdır. uyarı saniyelerle sınırlıdır (merkezden çok uzaksan dakikalarla, ama uzaksan depremin etkisi de azalacaktır zaten).

    ayrıca akıllı telefonlar da sismograf gibi kullanılabilen cihazlardır. dolayısıyla alternatif bir sismik ağ oluştururlar.

    hemen edit: bir de depremin içeriğinde p dalgası, s dalgası farkı vardır. p dalgası önden gider, s dalgası sonradan gelir. esas zararlı etkileri olan s dalgası olunca, p’yi tespit edip s’ye göre vaziyet almak makbuldur. erken uyarı algoritmaları 3-4 saniyelik p dalgasıyla hem merkez konumunu hem de büyüklüğü tahmin eder, çok da güzel eder.

    ek: telefonun içinde ivmeölçer adlı sevimli bir sensör vardır. bu sensörle tahmin edin neyi ölçersiniz? ivmeyi! telefondan gelen verileri ayıklamak önemli tabii. hamdi abi balkonda ip atlarken de hayvan gibi titreşim olur, ivmeölçer yapıştırır eşik değer geçildi diye. ama hamdi abi tekil, filtrele gitsin. bütün mahalle aynı anda ip atlamaya başlarsa o zaman iş değişir, nur topu gibi bir yanlış alarmınız olur.

  • kıza zerre acımadım o erkek arkadaş denilen süprüntüden gelecek her şeye gözünü kapatmış zaten.

    babaya içim yandı, onun kalbi kim bilir nasıl yandı.

  • yarışma:çocuktan al haberi

    sunucu : tosberke'ye büyüyünce ne olmak istediğini sorduk, sizce ne cevap vermiştir?
    anne:doktor.
    baba:polis.
    sunucu :tosberke, büyüyünce ne olmak istiyorsun canım?
    tosberke: vapur.

  • 35 milyon nüfuslu laik ve geneli inançsız olan kanada'nın fakir ülkelere göndermek için sipariş verdiği 400 milyon adet covid-19 aşısı hakkında da dar ve sığ görüşlerini almak isteriz.

    hazır gereksiz fikirlerine başvurmuşken aşırı müslüman ve katı inançlı suudi arabistan'ın yemen'de müslüman çocukların açlıktan ölmesine sebep olması hakkında da bir fikir saçsın. değersiz görüşünü öğrenmiş olalım.

    kendisine hatırlatmak lazım genelleme düşük zeka belirtisidir. sen şarkını söyle fikir belirtme.

  • gözlemleyebildiğim kadarıyla düğünde gelin kadar stresli ve tüm gözlerin üzerinde olduğu 2 numaralı kişi. evet bu kişi damattan daha çok gözleri üzerinde toplayan kişi. geline göz ucuyla bir baktıktan sonra tüm teyzelerin 2 numaralı hedefi. kendilerince oğullarına kız bakan teyzeler arası soğuk savaşın sebebi.

    gelin, üzerindeki sorumluluğu ve kusurlarını örtebileceği bir şeye sahip, gelinlik. ona 2 dakika bakan herkes mest oluyor. peki ya bu kızımız öyle mi? hayır. giyeceği elbise, saçları ve makyajı inanılmaz dozunda olmalı. orada ablasını evlendirirken ışıl ışıl parlamalı ama aynı zamanda o teyzelerin gözünde olumsuz bir etki bırakmadan yapmalı bu işi. tüm misafirleri güler yüzle karşılamalı. ıslak ıslak öpen amca ve teyzelere karşı takatli olmalı. ve en önemlisi; teyzelerden gelen oğlumla dans etsene baskılarını çok seri cümlelerle bertaraf etmeli. annesinin gazıyla kendisini dansa kaldırmak isteyen yağız delikanlıları ise kırmadan - incitmeden yerlerine yollamalı.

    az daha unutuyordum; bir de düğün sonunda en çok ağlayan kişi olmalı.

    gözlemlediğim kadarıyla zor zanaat gelinin kız kardeşi olmak.

    edit: hayır bu bahsedilen kız kardeş ben değilim. ben kız bile değilim lan. bunun yüzünden, daha okuduğunu sindiremeden -ki bu durumda okumuş saymak yanlış- "öyle düğünler kaldı mı ki yeaa?" ve "kezbansın işte eaeheaha" şeklinde mesajlarından dolayı siz sevgili sözlükçülerin gözlerinden öpüyorum.

  • günümüzde mutluluğun sürekli yaşanması isteği üzerine daha da mutsuzluğun içine gömülen bizleri samimi ve dürüst bir yaklaşımla silkeleyen, gülseniz mi ağlasanız mı bilemediğiniz çok iyi seyirlik 1998 yapımı bir todd solondz filmi. filmde philip seymour hoffman ın oyunculuğunu da ihmal etmemek gerek.

  • sokağa indiğinizde sik gibi kalmaktır. lan milletin bir boktan haberi yok amk kemal kılıçdaroğlu gibi elimde belgeler var modunda dolaşıyorum.

    napcaz bee kamil?