hesabın var mı? giriş yap

  • birkaç çalışma egzersizin salgılanan tükürükteki protein miktarını, özellikle de muc5b adı verilen bir tür mukus miktarını artırdığını göstermiştir. bu mukus tükürüğü kalınlaştırır ve yutmayı zorlaştırır. egzersiz yaparken neden daha fazla muc5b ürettiğimiz bilinmemektedir ancak bunun nedeninin egzersiz sırasında ağzımızdan daha fazla nefes almamız olduğu düşünülür. bu sayede ağzımızın kuruması önlenir.

    basketbol ve tenis gibi bazı sporlarlarda oyuncular tükürdükleri için cezalandırır ancak futbol ve ragbide tükürmeye ceza verilmez. bu nedenle de oyuncular doya doya balgam çıkarırlar...

    bbc science focus

  • 2011-2016 yılları arasında sağlık bakanlığı için yapılan kapsamlı
    (bkz: ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması) raporunu halka açıkladığı için "infial yaratma amacı" taşımakla suçlanan bizzat raporun hazırlayıcılarından bilim insanı bülent şık için istenen (5-12 yıl) cezadır.

    http://m.t24.com.tr/…aya-12-yil-hapis-istemi,788055

    edit: merak eden arkadaşlar için araştırma projesinin kapsamı ve bülent hoca'nın o zaman yazdığı açıklayıcı yazı bi seneye yakın zaman önce yazdığım (üstte bkz.verdiğim) "ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması başlığında var.

    edit 2: bazı arkadaşlar araştırmanın sadece bülent şık'a ait olduğu yanılgısına düşmüş. bu bi "bakın ben ne buldum" değil. bizzat sağlık bakanlığı’na bağlı türkiye halk sağlığı kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüş ve derinlemesine araştırması yıllar almış bi proje. bülent şık, bu derece emek verilmiş, halk sağlığını yakından ilgilendiren ve üstelik sonuçlanmış bi araştırma raporunun sümen altı edilişine isyan ederek açık edicisi.

  • -verin uçağın parasını
    +lan baarma kaç lira bu uçak
    -65 milyon dolar
    +oha. olm sıfır mı amk bu uçak. kaç km'de idi
    -ne?
    +400 bin tl verelim bu iş huzur içinde çözülsün

  • mümkündür.

    türkiye'de olmaz denen neler oldu. algı pezevenkliğini bırakın da gideceklerine ikna olun. ılıklar bunu inkar eder ama gönderilecekler.

    tek gereken yetkidir. esad'la yapılacak görüşmeler ardından dostluk anlaşmasıyla gerçekleşecektir. akp istediğini yapmakta serbest ama gelecek hükümet yapamaz. yok öyle yağma. halk zaten millet ittifakına bunun için oy verecek.

    make türkiye great again.

  • 2005 yilinda okumak icin almanya'ya geldigimde ilk 12 ay icinde yaklasik 15 kilo almistim. türkiye'ye döndügümde 1 hafta bu konusulmustu. ondan sonraki yillar hep o ayarda seyretti. artik sisman bir insandim. bu gercegi kabullenmis ve pek de takmaz hale gelmistim. gerci ara ara "la azcik zayiflasam ne güzel olur" filan diyip bi iki günlük diyetlere tabii ki ben de basvurdum.

    en fazla 106 kilo oldugumu hatirliyorum. o dönem yaptigim ve yedigim seylere bakiyorum da sanki kendime kilo alma programi yapmisim ve onu itinayla uyguluyorum.

    aslinda kilo vermek istiyordum ama bir neden bulamiyordum. beni gören herkesin "olm biraz dikkat et, damarlarin yagla dolmustur senin simdi, allah muhafaza" nevinden ikazlarina alismistim.

    artik cevremde, kilolu, sevimli, tombul ismilo olarak kabul görmüstüm. cogu arkadasimin kilo verirsem bu sevimliligin gidecegini iddia ederek motivasyonumu kirdiklari da vakidir.

    neyse efendim, günlerden bir gün, bir bayanla tanistim. konustuk, anlastik. sevgili olduk yani. aradan aylar gecti kilolarimla ilgili tek bir sey söylemedi. acayip uyuz oldum. kendisi zayif bir insan. hatta anneme göre acilen biraz kilo almasi lazim gelen bir kisiydi. buna ragmen bana bir kere bile "biraz kilo versen iyi olur" cinsinden tek bir kelam etmedi.

    2011 yilinin eylül ayinda nisanlanmaya karar verdik. 2011'in nisan ayinda istanbul'da arkadaslarla otururken "olm nisan da var, artik ben kilo vereyim" dedigimde atilan kahkahayi su anda bile duyabiliyorum. "görürsünüz olm, türkiye'ye döndügümde dal gibi olucam" diyerek iclerinden bir tanesiyle takim elbisesine iddia'ya girdik. eylül'e kadar 80'e inmeliydim.

    ben nisan ayinda almanya'ya döndüm. o ay hic bir sey yapmadim ancak mayis ayindan itibaren yedigime, ictigime dikkat etmeye basladim. asitli icecekler, sekerli meyve sulari, cikolatalar, sekerlemeler, pizzalar, dönerler...

    bunlari neredeyse sifira indirmistim.

    ilk iki ay varsa yoksa salata, corba, tavuk.. bol bol su, bitki caylari..

    veee tabii ki hareket. isemeye gitmeye bile üsenen ben artik her gün 50 ila 80 dakika arasinda yürüyüs yapiyordum. yürüdükce aciliyor, acildikca kendimi cok daha iyi hissediyordum.

    zayiflamanin ilk emarelerini kilik kiyafetimde gördüm. pantolonlarim artik emanet gibi duruyordu üzerimde. t-shirtler, atletler vs..

    artik cok daha rahat hareket ediyordum. özellikle namaz kilarken rükularda, secdelerde hic zorlanmiyordum.

    suratim kücülmüstü. bileklerim, baldirlarim incelmis, göbegimin büyük kismi yok olup gitmisti.

    ramazan boyunca neredeyse her gün corba, salata, az miktar tatli ve bol bol su bu hale gelmemde kilit rolü oynamisti. pek tabii ki yürüyüslerim.

    hafif tempolu, 1 saati askin yürüyüsler..mümkün mertebe yokuslara vuruyordum kendimi. eve geldigimde kan ter icindeyim. harika bir duygu.

    29 agustos'ta istanbul'a indigimde beni gören herkes resmen soka girdi. 4 ayda 99 kilodan 77 kiloya inmistim. tam 22 kilo.

    annem haric herkes sevindi.. sismanken basimin etini yiyen, her telefon görüsmesinde nasilsin demeden kac kilosun diye soran annem resmen üzüldü ya.. derhal 85 kiloya cikmam gerektigini söyledi. babam da hemfikirdi ama umrumda degildi acikcasi. zira bu keyfi tatmistim artik. hafif olmak! ne müthis bir seymis. kalbim o gün bugündür bir kere bile hizli hizli atmadi (kiloluyken ara ara bir ritim bozuklugu oluyordu)

    beni gören herkes bu "mucize"yi konusuyordu. mahalle'de olay olmustu nerdeyse. esnaf'tan, akraba'ya herkesin diyecek bir seyi vardi. cok mutluydum. arkadaslarimdan bazilari önceleri biraz garipsedilerse de zamanla alistilar.

    iddia'ya girdigim arkadasim takim elbiseyi aldi. 1 ay bunun geyigini yaptik. o da hostu.

    eylül'ün 3'ünde nisanim oldu. pek tabii ki kiz tarafi da epeyce sasirmisti.

    nisan'dan sonra mersin'e gittim, kerebic, tantuni, künefe derken 81-82 kilo oldum. o kadar kiloyla tekrar almanya'ya döndüm su anda hala öyleyim.

    önümüzdeki eylül'de ise dügünüm var; bu kez hedef 73 kilo.. ama kimse iddia'ya girmeye cesaret edemedi.

  • 4. sınıf ingilizce dersinde, nedense ingiliz dili tarihi üzerine atıp tutarken, nasıl coşmuşsam artık.

    - yani çocuklar düşünün 3000 yıl önceki türkçe ile şu anki türkçe aynı mıdır?
    + hocam daha 3000 yıl olmadı ki ama.
    - nasıl yani?
    + 2012'deyiz daha.

    sfdhlşkldnjfhdf hala gülüyorum lan, keşke herkes 4. sınıf olsa, böyle şirin, eğlenceli olsak.