hesabın var mı? giriş yap

  • hahahahaha muhteşem tespit.

    askerden geldikten 1 hafta sonra instagram'da konuşmaları yakaladım. daha fenası o gecenin akşamı süpriz evlilik teklifi edecektim. her neyse, açıklamamı yaptım, evden çıktım. komşuyduk zaten, 2 dakika sonra kendi evime geldim.

    3 gün sonra, bak abartmıyorum 3 gün sonra evin ordaki şok'da bambaşka bir adama bana sırtı dönükken "hayatım tatlı alalım" dedi. 72 saatte 2.5 senelik ilişkiyi bitirip başka bir adama hayatım dedi.

    sonra da twitter'da orda burda "erkeklerin kalbi yoğğkk, erkolar ölsünnnn" diye ağlıyorlar. ha bu arada ben her gün ağlaya ağlaya işe gidiyorum. çoluğun çocuğun karşısında ağlamamak için tırnaklarımı avucuma bastırıyorum.

    tinder, ot bok derken işin cılkı çıktı. ben artık herhangi bir kadının tek eşli olabileceğini sanmıyorum. güzelinden, çirkinine, akıllsından, aptalına hepsinin yüzbinlerce talibi var. hem de tek tık ötede. senin bakışını mı beğenmedi, istediğin bir şeyi mi yapmadın, paran bi şeye mi yetmedi, akşam eve geç mi geldin, hoooop tek tıkla aradığı yeni adam karşısında....

    sevgilerle.

  • öğretmen, öğrencisine;

    -fatih senin yaşındayken istanbul'u fethetti. peki sen ne yapıyorsun ? hala çocuk gibi şımarıp, oyun oynuyorsun.
    öğrenci: ama hocam, onun da hocası akşemseddin'di, der.

    bu kısa ve özlü hikayeden bihaber olan insan beyanatıdır.

  • (bkz: ben)
    sürekli kendini izleniyormuş gibi hissediyor insan.
    çok uluslu kurumsal şirketler gibi amk, giriş çıkışlarda kart basıyor gibiyiz, bu ne lan!

    gizlenmeye çalışan değil, mahremiyet hakkını kullanan insandır.
    hatta "çevrimiçi" belirtecinin de kaldırılması yanlısıyım.

    en iyisi sms aga.
    bildirimi yok, okundusu yok, çift tıkı yok, tık rengi yok, çevrimiçi misin bakan stalklayan yok.
    attığın mesaj allaha emanet, gitti mi gitmedi mi bilmiyorsun.
    mis.

  • her yeni yıla girişte, nedense aklıma hep faruk nafiz çamlıbelin

    "içlenme,tabiattaki yekpare kederden
    yas tutma,dağılmış diye kuşlarla çiçekler;
    onlar dönecektir yine gittikleri yerden,
    onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler..."

    mısraları gelir.

  • daha önce yazılmış ama ben de şunu şuraya koymak istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=up0tis6jvse

    "aganigi naganigi" ikilemesini dilimize (dilimize derken günlük konuşma dilimize arkadaşlar, güzel türkçemize değil) sokmuştu bu reklam ilk çıktığında. ilginç şekilde; etrafımda kimsenin duymadığı, kullanmadığı, sözlükte de yazmayan ama kimsenin de ne anlama geldiğini anlamakta da hiçbir zorluk çekmediği bir ikilemeydi. o zamana kadar duyan bilen yoktu ama bu reklamda duyduktan sonra herkes neyi ifade ettiğini bir çırpıda anlamıştı. ve reklamdan sonra da bir süre de ağzımıza takılmıştı. muhtemelen kuru yemişin direkt mala gittiği(bkz: direk mala gider) bilgisini halk arasında yaygınlaştıran reklam budur. hatta daha da abartıyorum, bu reklamdan sonra artık bir daha fındığın reklamının yapılmasına ihtiyaç kalmamıştır çünkü fındık kolektif hafızanın derinliklerine direkt mala giden gıda olarak kazınmıştır. reklam sektörünün kendi çapında en büyük başarılarındandır.

  • an itibari ile şu şekilde beklemektedir.

    şimdi aradım genel merkezi, dedim ki; kapınızın önünde haber var beyler, bu sefer kaçırmayın.

  • siz, sendrom diye diye pazartesiyi nam nam nam yiyip bitirmeden (tamam illa yiyecekseniz, bana da bir lokma ayırın) önce, bir şey anlatayım.

    bu sabah, mal varlığımın en kıymetli parçalarından biri olan "ac/dc" tshirtümü giydim. tamam, biraz eskimiş olabilir ama hâlâ çok güzel. ben gözlerim yerde, kulağımda müzik, metroya yürüyordum. kafamı bir ara kaldırdım, karşımdan 45- 50 yaşlarında bir kadın geliyordu. üzerinde de "ac/dc" yazılı bir tshirt. tshirtler farklı, ama ac/dc aynı ac/dc. birbirimize iyice yaklaşana kadar, ayırmadık bakışlarımızı. ben ne yapsam diye düşünürken, kadın benden önce davrandı ve yan yana geldiğimizde şu hareketi yaptı; devil horns
    ben de karşılık verdim, ac/dc kardeşliğimizi kutsadık ve yollarımıza devam ettik. saatler geçti; rüya mıydı, değil miydi... emin olamıyorum.

  • http://inci.sozlukspot.com/e/22128258/

    --- spoiler ---

    cumhurbaşkanını bu başlığa bekliyorum

    evet beyler şu 20 yıllık yaşantımda en sonunda kafamı kemirip yiyen o harikulade düşünceyi netleştirdim. uykumdan uyandığı gibi geldim ve inci sözlük ten dünyaya duyuracağım bunu.

    ---
    türkiyenin dünyanın en güçlü ülkesi olma projesi
    ---

    türkiyede 75 milyonun üzerinde vatandaş var. 75 milyon alıyoruz düz hesap. şimdi trt 1 den her gün 1 kişinin hesap numarası gün boyu duyrulcak ve herkes gidip o hesaba 1 tl yatırcak. nedir lan 1 tl 2 çay parası. her gün 1 insanımız trilyoner olacak beyler. ayda 30 kişiyi dünyanın en zengin insanları arasına sokcaz. yeni fabrikalar açılcak süper güç olcaz yani. savaşcaz filan ama hep biz kazancaz çünkü o insanlar gidip silah uçak fabrikası filan yapcak. düşünün 365 fabrika açılsa yılda. her birinden 2 uçak 730 uçaktan bahsediyorum. hepsini aynı anda kaldırsak kim karşı gelebilir dünyada bize. sadece 1 senede en güçlü ülke olabiliriz. lütfen bu sese kulak verin.

    özet: ccc okuyun ccc

    --- spoiler ---