hesabın var mı? giriş yap

  • "sebep olanlardan hesap sormazsam, şerefsiz olayım" demiş.

    nihat sanırım farkında değilsin ama "öylesin". hatta o kadar "öylesin" ki, ilgi çekmek ve kamuoyundaki duruşunu yumuşatmak, sempati kazanmak için annesini kullanan bir malum sıfatlı kişisin.

    bir de tehdit ediyor utanmadan.

    edit: birçok arkadaş uyardı. kendini bilmez tarafından zarara uğrama diye. o yüzden malum kelimeyi biraz sansürlüyorum.

  • para bizim paramız ama hesap soran yok. canı isteyen istediği kişilere sefa bağışlıyor. vergi ödeyen enayi, borcuna sadık olan aptal. usülünde bina yapan salak. ne de olsa hepsi affedilecek. ülke değil başka bi şey.

  • burhan altıntop'un fight club' a yaptığı göndermelerle yarmış, olayı bitirmiş dizi.

    --- spoiler ---

    burhan altıntop: naber concon? nassın gülüm? nooldu beni bulamadın mı? nhahhah ha! ara tara tırım tırıs yok nhahhhaah...
    karşı balkondaki komşu: nerde oturuyosun lan sen? ismin ne senin?
    ba: beni bulamazsın gulüm, ben aslında yoğum.
    kbk: ne diyosun sen ya?
    ba: ben aslında yaşamıyorum, ben senin süper egonum. anladın mı? egoist.
    kbk: hasta mısın sen ya?
    ba: ben aslında yoğum. bence sen ruh hastasısın, şizofrensin. kendi hayalindeki yarattığın bir kahramanla kavga ediyosun. bimediğin tanımadığın bir adamla, hayalindeki adamla muabbet ediyosun. ben aslında yooğğum. yooğğuum.

    --- spoiler ---

    yıllar sonra gelen edit: izlemek için

  • evle iş yerim arasında 35 km'lik bir mesafe vardı,

    ben bu yolu kendi arabamla gitmeye kalksam; 100 km'de fabrika değeri 7-8 litre olan ancak gerçek hayatta 8-9 litre aralığında seyreden aracımın yakıt masrafını, otopark ücreti ve köprü geçiş bedelini her gün ödeyecektim.

    toplu taşıma kullanmam halinde en az 3 vesayit değiştirmek zorunda kalıyorum ve bunlardan biri metrobüs, dönüş için de keza aynı şekilde; toplam 6 vesayit olacaktı.

    kısacası ben günde en az 15-20 lira gibi bir tutarı yalnızca toplu taşımaya işe gidip gelmek için harcayacaktım. kendi aracım daha da masraflı olacaktı.

    oturmuş olduğum semtte spor salonlarının aylık ücretleri 150-200 lira bandında seyrediyor. bunu da yazalım bir kenara.

    hafta sonları da şöyle bir çıkıp dolaşalım desek, onuda toplu taşıma sıkıntılı olacağı için mecbur arabayla yapsak farkettirmeden bir 10 litre benzin eksiliyor depodan. ayda 40 litre de oraya yazsak.

    arabanın rutin kilometre bakımı, parça değişimleri, değer kayıpları falan hariç benim aylık minimum ulaşım maliyetim üç aşağı beş yukarı 700 lira civarında tutuyor. 150-200 de spor salonu demiştik. 850-900 lira gibi bir giderden söz ediyoruz aylık. biz bunu düz 1000 liraya yuvarlasak 12 ayda 12.000 lira gibi bir tutarla karşı karşıya kalıyoruz. 3 yılda 36 bin lira eder.

    işte ben üç yıldır işe bisikletle gidip geliyorum. çalıştığım kurumda duş alma ve üzerimi değiştirme kıyafetlerimi muhafaza edebileceğim dolap imkanım olduğu için çok ama çok ciddi ölçüde tasarruf etmemi sağlıyor bu durum. çünkü yılın dört ayı hariç neredeyse her gün bisikletle gidiyorum işe, hafta sonları ulaşımı bisikletle sağlıyorum.

    baştan alırken verdiğiniz para çok gibi gelebilir gözünüze ama iyi bir bisiklet üçüncü ayını doldurmadan hem maddi açıdan kendisini amorti ediyor hem de ciddi biçimde zaman kazandırıyor.

    edit: arkadaşlar şöyle bir durum var; evimle işyerim arasında ki mesafe 35 km ancak bu entry'i yazdığım saatlerde evden işyerine kadar olan mesafeyi hesaplaması amacıyla açtığım yandex navi'nin belirttiği değer olan 46'yı sizlerle paylaşmışım. bu hatamızı bir düzeltelim evvela.

    edit 2: bisikletle kat ettiğim mesafeye gelince; evimden sirkeci vapur iskelesi sahil yolu hattından 22 kilometre, e5 aksaray beyazıt güzergahından da 15 kilometre. buradan vapurla kadıköy'e geçip oradan da göztepe'ye 4 km kadar bisiklet sürüyorum. mesafe daha kısa oluyor ve maksimum 90 dakika sürüyor.

  • babamın "okul nasıl gidiyor" sorusuna cevap vermeye çalışıyordum oysaki, gözüm dönmüş.

    + baba okula gidemiyorum. servis yok, ring yok, otobüsler ağzına kadar dolu. ben milletle sarmaş dolaş olmak zorunda mıyım? binip arabama mis gibi okula gitmek varken şu çektiğim pisliğe bak ya. senin bunlardan haberin yok tabii, benim bütün arkadaşlarımın arabası var.
    - arabası olmayan insanlarla arkadaş ol.

    babam olmuş sami abi. realistliğine kurban olduğum.

  • toplum adeta nefret toplumu oldu. sebebi ise ülkedeki kutuplaştırıcı, nefret söylemi ile toplumu ayrıştıran çakma muhafazar, siyasal islamcı, paratapar siyasilerdir.

  • ya konuya tam hakim olamadım ama sanırım entry girmek yoluyla reklam yaptığına dair söylentiler var, hatta salçalı falan bir tanesini gördüm, okudum.

    bak sevgili ssg buradan sana sesleniyorum; sözlükten reklam yoluyla dünyanın parasını kazanıyorsun, başka yan gelirler de vardır tam olarak bilemiyorum. hayatın güzel, hayatın şekerli, hakkındır lafım yok kazan, ye, iç.

    ama arkadaşım bir şeyi de bize bırak, zaten şurada sıfır kazanç ile yazıp çiziyoruz bari bunlardan para kazanma imkanı varsa onu da bize bırak, bize pasla. teklif sana gelmiş olabilir, "hacım bir iki entry'de adımızı geçir, parası neyse verelim" denmiş olabilir ama güzel arkadaşım "ben yapmıyorum ama şu şu arkadaşlara ileteyim parayı da onlara verin siz" deme büyüklüğünü göster. 10 bin lira kazanırken bırak 500 lira da biz ekmek yiyelim, her şeye sen yetişme. senden çok rica ediyorum. hadi bize para falan verdiğin yok onu geçiyorum da bari böyle ufak reklam işlerini bize pasla hacım valla ayıp ediyorsun.

    sözlerimi nat nat nat çokonat diyerek bitiriyorum. selamlar, sevgiler.