hesabın var mı? giriş yap

  • i-ching öyle bir oluşumdur ki alışılmadık sonuçlara bilgelikle varan bir kehanet sistemidir. eğer kahine soracağınız soruyu bilerek ve kahine güvenerek sorarsanız neler yapılması gerektiğine ulaşabilirsiniz.(hem olumlu hem olumsuz yönlerini tesadüfi olmayacak şekilde gösterir)

  • bill gates ölmüş. tanrı bill gates'e demiş ki:

    - bill senin durumun hakikaten karmaşık. seni cennete mi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum. her eve bilgisayar girmesine yardımcı olarak insanlığa katkıda bulundun ama bir yandan da windows gibi bir rezaleti de yarattın. ben de senin özel durumuna gore bir şey yapacağım. cenneti de cehennemi de ziyaret et, hangisine gideceğine karar ver.

    -'tamam' demiş bill gates, 'önce cehenneme bir bakayım.'

    ve inmiş cehenneme, bir de bakmış berrak sulu bir kumsalda bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor, güneş parlıyor hava süper.

    'allaah' demiş bill gates, 'cehennem böyleyse cenneti hakkaten görmek isterim.' ve cennete çıkmış. bir bakmış, bulutların üzerinde bir yer, etrafta melekler uçuşuyor, insanlar lir çalıyor, güzelce bir yer ama cehennem kadar değil. 'tamam' demiş tanrıya bill gates, 'ben cehenneme gitmeye karar verdim.'

    iki hafta sonra tanrı cehennemi ziyaret edip bill gates'in nasıl olduğuna bakmaya karar vermiş. gitmiş bill'in yanına, bill bir duvara zincirlenmiş, alevler içinde karanlık bir mağarada ve zebaniler işkence ediyor. tanrı;

    - nasılsın bill?

    - korkunç! burası iki hafta önce geldiğim cehennem değil! kızların oynaştığı o güneşli kumsala ne oldu?

    tanrı cevap vermiş:

    - o ekran koruyucuydu.

  • ne summon etmeye çalıştığını anlayamadığım bir wizard.

    otogarlar, ramazanda en rahat sigara içilen yerlerden biriydi. demek ki otogarları da kaybetmişiz artık. paladinler, witch hunterlar, anti-mageler göreve! *

  • evde zor tutulan yüzde 50'ye dahil olduğumuz gündür.
    tanım: bomba korkusundan dışarı burnumuzu çıkaramamaktır.

  • yer : isvicre alpleri

    zermatt yakinlarindaki "monte rosa" dagina yapilan , buzul üzerinde yürümeyi de kapsayan, bir trekking turundayiz. ilk gün yaklasik 8 saat süren yürüyüsün sonlarina dogru gruptan bir arkadas ayagini burkar. biraz toparladiktan sonra, "tamam sorun yok" diyip tura devam eder. ancak aksam 2800 metredeki dag evine vardigimizda, arkadasin ayagi siser ve üzerine basamaz hale gelir. ertesi gün de tirmandigimiz onca yolu geri dönmemiz gerekmektedir ama sakatlanan arkadas icin bu mümkün olmaz. ve geriye tek alternatif kalir : helikopter (helikopter masrafinin sigorta tarafindan karsilanmasi mevzuuna girmiyorum bile)

    ertesi sabah, grubumuzun lideri olan isvicreli arkadas, zermatt air isimli helikopter merkezini arar ve konusur. sonradan bize aralarinda aynen söyle bir diyalog gectigini anlatir:

    - monte rosa hütte'deyiz. bir arkadasimiz ayagini burktu ve asagi yürümesi mümkün degil. yardiminiza ihtiyacimiz var.
    - agrisi cok mu?
    - hayir. hatta hic agrisi yok, ama ayagi sisti ve üzerine basamiyor.o yüzden size ihtiyacimiz var.
    - yalniz biz sadece hayati tehlike olan durumlarda hemen müdahele ediyoruz. sizin durumunuzun aciliyeti yok, o yüzden daha sonra gelebiliriz.
    - peki, ne kadar sonra?
    - yarim saat sonra

    gercekten de helikopter yarim saat sonra gelir.

  • murat yetkin'in, "recep tayyip erdoğan çılgın projeler açıkladığında gazeteciliğimizi unuttuk heralde o zaman kaynak nerede sormadık, şimdi hatırladık emeklilere verilecek paranın kaynağını size soruyoruz" diye meslektaşlarına laf soktuğu yayın.