ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
online ingilizce eğitimi
-
üç ay kadar önce online ingilizce öğrenme serüvenime başladım. bu serüvende neler denedim ve nelerin faydasını gördüm sizlerle paylaşacağım.
1- online bire - bir eğitim platformları
bu siteleri verimliliklerine göre sıralayacağım.
- preply: her sertifikalı eğitmenin kendi ücretini belirleyip 30 - 45 - 60 dakikalık dersler alabileceğiniz, ucuz (40 - 100 tl/saat) ve aşırı kullanışlı bir platform. ilk eğitime özel %70 indirim kullanabilirsiniz. ben ingilizcemi bir üst noktaya buradaki eğitimlerim sayesinde taşıdım. konu hakkında uzunca yazdığım yazımı okuyabilirsiniz. (bkz: #138464521)
- englishcentral : eğitim içerikleri kusursuz bir site ve öğretmenler kaliteli. iyi öğretmen bulmak için bir kaç sefer denemeniz gerekebilir ama bulunca da iyi ve faydalı vakit geçirirsiniz. rakibi cambly'e göre çok daha ucuz bir alternatiftir.
- cambly : ben nedense hiç bir zaman sevemedim. her zaman çok pahalı ve verimsiz gelmişti. çevremde de çok severek kullanan da görmedim. heralde çevrem de benim gibi fakir.
2- discord kanalları
faydaları: büyük discord kanalları mevcut ve bu kanallarda çeşitli seviyelere göre speaking yapabiliyorsunuz. yanı sıra sırayla okuma yapan kitap okuma kanalları da mevut.
zararları: özgüven zedeleyici durumlarda kalabiliyorsunuz. yeni başlayanlar için cehenneme dönüşebiliyor.
örnek discord kanalları : https://disboard.org/…/servers/tag/english-learning
bu board'dan istediğiniz kanalın linkini alıp katılabilirsiniz.
3- udemy eğitimleri
faydaları : konuyu çok iyi bilişsel öğrenme metodlarını kullanarak anlatan hocalar mevcut. kurallara uyarsanız ilerleme kaydedebilirsiniz.
zararları: süreklilik zor. motivasyon kaybolduğunda uzun aralar verilebiliyor.
örnek udemy kursları;
serdar hoca : anlatımı iyidir. türkçe takip edebilmesi kolaydır. bilişsel metod uygular.
ersak önler : bu işin piri diyebilirim. cümleler konusunda herşeyi 15 saatlik bir eğitim ile size sunmaktadır.
luke pridy : ingilzice olarak eğitim almak isteyenler için kesinlikle tavsiye ederim.
4- video platformları
youtube bunun için cennettir. takip ettiğim kanalları aşağıda paylaştım
https://www.youtube.com/c/fklanguage
https://www.youtube.com/c/speakenglishwithtiffani
https://www.youtube.com/c/teachervanessa
https://www.youtube.com/c/learnenglishwithjessica/
podcast tavsiyeleri
- rock n' roll english
- luke's english podcast
- conan o'brien needs a friend
- ted talks daily
- the joe rogan experience
diğer kaynaklar
- sözlük : https://dictionary.cambridge.org/tr/(https://dictionary.cambridge.org/tr/)
- her konu hakkında sorular : http://iteslj.org/questions/ (a1-b1)
- genel karışık sorular : https://conversationstartersworld.com/…o-ask(a2-b2)
- ielts speaking için genel başlıklar ve sorular : https://engoo.com/…eparation/p6-s6hpmeemrul__rarmkw (a2-c1)
- konuşmak için konu başlıkları : https://ieltsliz.com/…-free-lessons-essential-tips/](https://ieltsliz.com/…-free-lessons-essential-tips/
- konuşmak için konu başlıkları : http://iteslj.org/questions/
edit: çok soru dm geldiği için bire bir dersler üst bölüme alındı.
öğrenci evine giren hırsız
-
- abi eve hırsız girmiş.
+ laptoplar yanımızda mı?
- evet.
+ o zaman değerli bir şeyimiz kalmadı içerde. kapıyı üstüne kilitleyin, açlıktan ölsün şerefsiz.
3 nisan 2020 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı
-
şu an ülke ütopyama çok yakın. 65+ ve 20-'leri görmeyeceğiz.
yaran behzat ç. diyalogları
-
8. bölüm. hayalet ve akbaba ana okulunun bahçesinde bir öğretmeni sorgulamaktadırlar. olaylar gelişir;
çocuk : senin adın ne ?
hayalet : benim adım? benim adım sabri.
çocuk : senin adın ne ?
akbaba : ismet. senin adın ne ?
çocuk : benim adım alaaddin.
akabinde;
akbaba : senin adın sami değil miydi lan ?
hayalet : sen yine iyi hatırlıyon ha. ben hiç hatırlamıyorum. ismet ne lan ?
akbaba : yürü lan yürü...
5 ekim 2020 alexandra arzat açıklaması
-
"saatler önce evlilik teklifi aldığım mutlu günümü mahveden onca yazar" diyerek gerekli yerlere göz dağı vermeyi ihmal etmemiştir.
sevgili alexandra,
sen sözlüğü şu anki haliyle gördüğün için belki de anlam veremiyorsun olup bitene. “nedir bu tantata bu gereksiz, çocuksu ve %90’ı cahil barındıran site için” diyorsun belki kendi kendine. hep böyle değildi buralar alexandra. kimisi kişiliğini inşa etti burada. filmler izledi, şarkılar dinledi. tartıştı, öğrendi, tanıştı, dertleşti. tabii bunlar yaşanırken sen henüz çocuktun. o güzel şeylerin hepsi vaktiyle yaşandı burada. sonra kanzuk ticari hırsları uğruna hepsini tek tek mahvetti, ama o başka bir günün konusu.
burası her geçen gün ne kadar yozlaşmaya, kokuşmaya, iğrençleşmeye devam etse de, sırf geçmişin hatrına bile olsa bazı korumacı reflekslerimiz var. gördüğün yazarların yazar olmak için ne kadar beklemesi gerektiğini biliyor musun alexandra? çok. 10 entry girip senelerce bekledi insanlar. sen ise kuyruğun en önüne kaynak yapan kişi oldun. sence bu hareket, tüm o insanlara saygısızlık değil mi alexandra?
londonphile meselesi gelelim. bu yazar seninle tartıştıktan sonra sebepsiz yere uçuruldu. bu kişi sana hakaret etmedi. senin yazdığın yazıyla ilgili bir yorum yaptı ve sözlük doğasınca bu onun en doğal hakkıydı. “benim haberim yok, ben yapmadım” demenin hakkın olduğunu düşünmüyorum. sence burada ufak da olsa bir sorumluluk kabul edip bunun neden olmuş olabileceğiyle ilgilenmen gerekmiyor mu alexandra? gazeteci ruhun da mu merak etmiyor bu esrarengiz olayı? bu kişi uçuruldu ve tüm entryleri çöpe gitti. belki de senelerce yazdığı yazılar, notlar hepsi gitti. sence bu hareket insanların emeğine saygısızlık değil mi alexandra?
biz türkiye’nin yorgun insanları, ekonomik olarak batık, psikolojik olarak çökük insanlarıyız. biz neden bu hale geldik biliyor musun alexandra? çünkü bizi bu hale getirenler torpille, adam kayırmayla, elindeki gücü kullanarak başkasını haksız yere ezerek bizi bu hale getirdi. ve siz dün gece bizi bu hale getiren olayların mikro bir örneğini bize sundunuz. bizi 2 ekmeğe muhtaç eden adamlarla aynı karaktere sahip olduğunuzu gösterdiniz.
edit: sözlük cevap vermiş:
---- “yazar kendi tercihiyle hesabındaki entry’leri silip tek entry’sini bırakarak hesabını "yetersiz entry profili" haline getirmiştir. bu doğrultuda, hesabı iddia edildiği üzere kişisel sebeplerle değil yetersiz entry profili ve tarihçe sebebiyle kapatılmıştır. torpille yazar alımı olarak ifade edilen konu ise ekşi sözlük'e emek vermiş kişilerce referans verilen, bilinen ve tanınan kişilerin yazarlığa kabulü 2004 yılından bu yana var olan bir durumdan ibaret.” ----
siz de ne tesadüf ki “yetersiz entry profili” sebebiyle londonphile’ın hesabını tam o tartışmadan sonra kapattınız. insanlarla dalga geçer gibi cevap veriyorsunuz. yetersiz entry profili olduğunu gece 5’te mi fark edip kapattınız hesabı?
açıklamaya dair tek tatmin edici şey sözlüğün 2004’ten beri omurgasız olduğunu öğrenmemiz oldu. böyle bir cevap vermek yerine hiç cevap vermeseniz çok daha iyi olurdu.
bu cevaptan sonra benim gördüğüm, olayda en suçsuz insan alexandra. her şeyi eline yüzüne bulaştıran yönetimin kurbanı olmuş. mini diktatörlüğünüzde size başarılar. ben gidiyorum. unutmadan. ssg sen de ideoloji rolleri kesme kimseye artık. ikinizin de tek efendisi para.
20 kişilik serseri grubunun sevgiliye laf atması
-
eger illa cevap verecekseniz daha once serserilere karsi denenmis cevaplari durumunuza gore modifiye ederek baslayabilirsiniz:
- hey yavrum be, ne isi var o cariklinin yaninda (erol tas gibi gul, grupca gul...)
+ bana bak çarıklı sensin
- bana mı dedin
+ sana, sana, sana, hepinize be! rezil, iğrenç yaratıklar! hiç mi insanlık yok sizde ha? nedir bu laflar, ha nedir? nasıl dersiniz bu pislikleri bu tertemiz kizlara! onlar sevgi istiyor, ilgi istiyor, siginmak, sevilmek istiyor... onlara gonlunuzu acacaginiza birde utanmadan, sıkılmadan alay ediyor, meta görüyorsunuz... aslında alay edilecek, küçük görülecek birileri varsa o da sizlersiniz... hiç bir işe yaramayan, asalak gibi yaşayan sizler... utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz...
bu yemezse "bak beyim, sana iki cift lafim var"i deneyebilirsiniz kanimca...
apofeni
-
ilksel canlı atalarımızdan taşıdığımız bir özelliktir. hayatta kalmak için canlı sosyal zekasını değil, duygusal zekasını değil, sadece ve sadece grafik zekasını kullanır.
bazen bir karartı, bazen bir çıkıntı, düşmanı tanımlamakta işe yarar hayatta kalanın üreyerek yola devam ettiği bir sistemde ister istemez hepimiz bu veri tabanını mitokondriyal dna yoluyla taşıyoruz. genelde tanımladığımız benzetme travmatik içeriklidir. çünkü aslında bir erken uyarı sisteminin parçasıdır. seçici algı veya algıda seçicilik ilkesi yoluyla fâal olur.
(bkz: halı desenlerinde görünen yaratık suratları)
tabi bunun cılkını çıkaran algılarda vardır. hatta kimi akıl hastalıklarını da besleyen bir özelliğe dönüşebilmektedir. sanatı beslediği bilinir.
meraklı maymun-apofeni
(bkz: pareidolia)
para sıkıntısı olmasa iştigal edilecek meslekler
-
yorgancı ya da yüncü olmak. müşteri yok ama akşama kadar yumuşak yumuşak yünlerin içinde huzur bulurum.
tümsek terörü
-
okul çıkışı ilkokul kapısının önündeki yaya geçidinde bile durmak istemeyen sürücülerle dolu bir ülkede şarttır.
kepler-452b
-
ismi kepler-452 olan güneş gibi bir g-type yıldızın çevresinde, bir yıllık dönüşünü 385 günde tamamlayan gezegen. ayrıca habitable zone'da bulunuyormuş.
düzeltme *: şuan kepler teleskobuna gezegenin 1400 yıl öncesine ait yansımaları geliyor.
ekleme: birkaç yazar arkadaştan mesaj aldığım için aşağıdaki bilgileri ekleme ihtiyacı duydum;
bu gezegeni keşfeden araç bir uzay teleskobu. ismi kepler. diğer fırlatılan uydular gibi. şuan güneş sistemimiz içinde kendi yörüngesinde dönüyor o da.
kepler teleskobu tarafından keşfedilen kepler-452b gezegeni dünyamızdan 1400 ışık yılı uzaklıkta. bu da en kolay haliyle şu demek; bilinen en hızlı şey ışığın uzay boşluğunda ilerlerken gerçekleştirdiği hızdır. ışık sadece 1 saniyede 300 bin km yol alır. bu da 1 yıl için 9.460.800.000.000 km yapar. yani kepler-452b dünyadan 1400 ışık yılı uzaklıkta denirken; 1400 x 9.460.800.000.000 km uzaklıkta olduğu ifade ediliyor.
uzaydaki tüm cisimler (gezegenler, meteorlar, uydular, vs..) yıldızlardan aldıkları ışıkları uzay boşluğuna iletirler (yansıtırlar). teleskoplardan gördüğümüz görüntüler ise bu yansımaların teleskoplara ulaştıkları anki görüntüleridir. yani 1 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegeni izliyorsak eldeki veriler, gözlemimiz sırasında onun 1 yıl önceki yansımasıdır.
farzedelimki aynı dünyada ki gibi insalar orda da var olsalar ve şuan bize teleskopla baksalar onlar da bizim 1400 yıl önceki (ms. 600'lü yıllar) yansımamızı görürler.
tabi sırf teleskoplar için geçerli bir durum değil bu. mesela sabah kafayı kaldırıp doğrudan güneşe bakarsak, (direk bakamıyor olsak da) biz onun 8 dk. önceki görüntüsünü görürüz.
basitçe anlatmaya çalıştım.
ek: kepler teleskobunun gözlem methodu daha farklı. kepler'in nasıl gözlem ve tarama yaptığını @dopermen #53445557 nolu entrysinde bahsetmiş.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
yüzümü yıkarken banyoda elektirikler kesildi. elim ve yüzüm köpükler içinde gözümü açamıyorum el yordamıyla kapıyı bulmaya çalışırken sırtıma bir şey üç kez ard arda vurdu, arkamı dönüp bakmamı isteyen bana söyleyecekleri olan bi elin anlatmak istediği tonda.. banyodan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. olayı hiç bi şeklide kendime izah edemiyordum. saatler sonra banyoya girdiğimde uzun saplı banyoda suyu almak için kullanılan viledamsı şeye bastığımı onun sapının da rtimik bi şeklide sırtıma vurduğunu anladım. doğaüstü sayarsınız de mi, tek anım bu, hadi hadi 4.5 tan doğaüstü..