hesabın var mı? giriş yap

  • şişenin dibinde kalan, asidi kaçmış ve dolayısıyla kimsenin rağbet göstermediği kolayı bir köşede saklamak. eve yeni kola alınınca ve üzerinden bir miktar içilince, saklamış olduğu asitsiz sıvıyı yeni şişeye eklemek, ve bu suretle kolayı piç etmek. baba böyle yapma deyince de pis pis sırıtmak. ben çok sinirlenmek.

  • sızıntının kaynağı eski bir rockstar çalışanının slack hesabına klasik oltalama yöntemiyle girilmiş olması. bu arada slack, discord gibi bir program sadece büyük oyun şirketleri kullanabiliyor anladığım kadarıyla. rockstar geliştiricileri, covid döneminde evden çalıştığı için yaptıkları işleri videoya alıp, diğer ekiplere ve tepe yöneticilerine projenin ne durumda olduğunu göstermek istemiş olabilirler. sızdıran eleman aynı zamanda gta 5'in kaynak kodlarının satılık olduğunu söylüyor ve eğer rockstar iletişime geçmezse, gta 5'ten sonra sıra gta 6'nın kaynak kodlarına geleceğini de belirtiyor. istediği rakam sadece 5 btc yani 100 bin dolar. bir bilgi daha, eğer sağda solda satıldı diye haber görürseniz inanmayın, sızdıran eleman kaynak kodunun henüz satılmadığını ve başka kişilerin araya kaynamış olabileceğini söylüyor. gtaforums'daki başlığı hala açık ve takip ediyorum, eleman arada bir cevap yazıyor o yüzden yeni bir gelişme olduğunda entry'e eklemeler yapacağım.

    edit: konunun başındaki gta 6'ya ait tüm görüntüleri içeren indirme linki silinmiş. ya modlar sildi ya da take-two avukatları devreye girip zorla sildirdi.

    edit 2: sızdıran eleman telegram hesabını silmiş. take-two bir şekilde ulaşıp elemanla karşılıklı anlaşmış veya elemanı polisler ve avukat ordusu bi ziyaret gerçekleştirmiş olabilir. şu an için net değil, takip etmeye devam ediyorum. gelişme olursa ekleme yapacağım.

    edit 3: eleman telegram hesabının silindiğini, o yüzden twitter'dan devam edeceğini yazmış. bu eleman yürek yiyip gelmiş, bunun başka bir açıklaması olamaz. twitter hesabı

    edit 4: olaylar aşırı karıştı, yukarıda attığım twitter hesabının troll olduğu söyleniyor. hatta şöyle bir görsel de var birbirini gösteren spider-man'ler durumu açıklar sanırım.

    edit 5: bu entry'e şu anlık son eklemem olacak. şu an için gelişme yok ve 18 eylül pazar günü gerçekten de, karışık duygular yaşadığımız bir gün oldu. kah heyecanlandık, kah sevindik, kah eleştirdik, kah üzüldük. açıkçası bu olayın gta 6 çıksa bile kolay kolay unutulacağını sanmıyorum. okuduğunuz için teşekkür ederim, daha ileri ki günlerde bilgiler gelirse paylaşmaya devam edeceğim. hepinize iyi geceler ve iyi oyunlar.

  • "avrupa'da yaşasam beni dinlemek için evime misafir olarak gelip dinlemek isterler" kısmından sonrasını okumadım. okumuş cahil gerçekten bir başka oluyor.
    piyanoya da klasik müziğe de bayılırım ama herkesten aynı yaklaşımı bekleme hakkınız yok. apartmanda yaşıyorsanız apartman hayatı kurallarına uyacaksınız ya da buyrun müstakil eve geçin.

  • bu ne olm saksıda ekilen kenevirlere kadar mı düştünüz? venezuela'dan getirilen malların 13. dereceden kökünü alsan bundan fazla çıkar.

  • her sabah metroda şahit olduğum olay.
    metronun kapısı açılıyor. önden bir kaç kişi 100 metre koşucusu gibi fırlıyorlar.
    önceden bunların geç kalan insanlar olduğunu sanmıştım, sonra fark ettim ki asansöre koşuyorlar.
    hani öyle bir koşuyorlar ki o hızla merdiven çıksalar asansörden daha önce çıkarlar yukarı zaten.
    yaşlılar engelliler falan da bunların işinin bitmesini bekliyorlar asansöre binebilmek için.

    engelli asansörüne binebilmek için bile hızlı koşmak gerekiyor bu ülkede.

  • şimdi burda osursam, kokusunun 3 farklı camiye ulaşabileceği kadar çok ve sık aralıklarla inşaa edilmiş camiler barındıran bir ülkede, sakildir, showdur.
    ibadet değildir.

    sıçmak için yol kenarlarını değil tuvaletleri kullanıyoruz değil mi?
    eğitim almak için okulları..
    ibadet için de aynısı geçerlidir adap bakımından.. bu kadar bolluk varken...

    edit: "orda düz ayak cami yok, kocatepe te yokuşun tepesi, yaşlılar nasıl çıksın" dendi mesajla.
    buyrun, düz ayak camiler.. hepsi 2 sokak, 3 sokak arayla
    https://www.google.com/…a3aae50d:0x1ce03f0f3e9d7dbb

    edit2: aynı yerde kendi inancım gereği "nüdist şamanist" ayin yapmam mümkün değilse, kimse ibadet özgürlüğünden filan bahsetmesin. ibadetten, inançtan, kutsaldan anladığınız tek şey sünni islam amk!

    öyle olunca onun adı "özgürlük" olmuyor

  • ulan karda yürüyeyim diye çıktım 17 tane araba ittim. öldü içimdeki romantik adam :)

  • bundan yıllar önce durum tam tersiydi. cerrahi bölümlerin alt sıralara, dermatoloji ve mikrobiyoloji gibi "risksiz" bölümlerin üst sıralara taşınmasındaki temel sebep, doktorların artık risk almak istememesi. çünkü riskli her ameliyat, doktor için de bi risk oluşturuyor. hasta yakını tarafından darp edilebilir veya daha kötüsü dava edilebilir. sonuç çıkmasa bile adam işini gücünü bırakıp o stresi yaşayıp ifadeye çağrılacak, derdini anlatacak. sırf bu dava işleri için hastanelerde dolaşan avukatlar olduğu söyleniyor. amerikan tarzı bu sistem yüzünden yıllar içinde önemli ameliyatları yapabilecek doktor bulmak da zorlaşacak. bizde sağlık sistemi ile gündemden düşmeyen tek şey doktorların maaşı fakat bu çarpıklığı anlayabilmemiz için de hemen her şeyde olduğu gibi yıllar geçmesi gerekiyor.
    riskli ve uzun süren ameliyatların yapılmak istenmemesindeki bir diğer etken de kazanç. basit bir cerrahi girişim ile saatler süren bir operasyonun sonunda kazanılan para da neredeyse aynı. dolayısyla önemli bir ameliyatı yapmak yerine daha risksiz daha az zaman ameliyatları yapmak ve sürümden kazanmak daha mantıklı bir hal almış.

    bir düşünsenize hastanın masada kalma ihtimali olan 4-5 saatlik bir ameliyatı yapmak mı mantıklı yoksa güzellik için gelen birine botox yapıp durmak mı? kim neden daha az para kazanarak dava edilme riskini alsın?

    dolayısıyla tusa giren kişiler de risk içermeyen ve daha fazla para kazanabileceği bölümlere yöneliyor.

    velhasıl sağlık sistemini iyi irdelemek lazım. tıpkı eğitim sistemi gibi sağlık sistemi de düşünüldüğü gibi olmayabilir.

    yaşanmakta olan ve yaşanan olayları bir bütün olarak ele almak gerekir diye düşünüyorum.