ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gheorghe hagi
-
futbol sabunsa hagi sakir di.
31 mayıs 2022 istanbul'da kendini yakan adam
-
"parası yoksa benzini nereden bulmuş?" rte.
evlenmek için 15 bilezik 1 set isteyen kız
-
eflak, boğdan ve 12 adaları istemeyi unutmuştur.
yalnız yaşamaya alışmış insan
-
tek başınalıktan dolayı zamanla donanım kazanır.
sigorta sarmak(eskiden vardı böyle bir şey), musluk contası tamiri, anten ayarlama, ay sonlarında mutfaktaki üç alakasız şeyle yenebilecek lezzette yemek yapma gibi konularda kendine yetecek denli bilgi sahibidir.
kriz anlarını daha kolay savuşturur, sakinliği ve evinin huzurunu sever. dağınık ya da toplu kendine ait bir düzeni vardır. kendi kaosuna hakimdir. bu kaos içinde tuzluğun yeri değişse sinirlenebilir, normaldir.
bulaşık makinası kullanıyorsa ilk bardak rafı dolar. tencere yemeği yapınca iki günden sonra kalan yemek sürünür. arada gaza gelip kiloyla meyve alır, ilkinden sonrası buzdolabında unutulur.
pijamalarını, sünmüş ve yıkanmaktan incelmiş giysilerini sever. rahatına düşkündür. büyük temizliği de idareten olanı da bilir. evinin huyunu suyunu, çıkardığı sesleri bilir. en ufak bir yabancılıkta kulakları diker. yabancı sesini bilir ve hoşlanmaz.
kendi kendini oyalamayı, idare etmeyi ve bir yalnızlık level'ı üstünde de sevmeyi bilir.
lazerle göz ameliyatı
-
yaptırdıktan sonra şimdiye kadar yaşadığım en büyük pişmanlıklardan birini yaşadığım operasyon. korkudan şimdiye kadar yaptırmayan kafama sıçayım.
(çok mesaj gelince tek tek yazmamak adina buraya yazayim:)
dünya göz hastanesi’nde yaptırdım. altunizade. 2 tip önerdi doktor. lasek veya i-lasik.
lasek: kornea kaldırmak yok. işleyiş korkutucu değil. fakat 2 gün yanma, batma, baskı hissediliyor. bunu yapan arkadaşım var, oradan biliyorum. doktor da söylemişti bu semptomları.
benim olduğum i-lasik: makine korneayı kaldırıyor. laser yapılıyor ve doktor korneayı kapatıyor (detaylar önceki entry’lerde mevcut) olay anında ağrı, sızı, acı, hiç birşey yok. ama işlem korkutucu, korkmamak elde değil. ama acımayacağını bilince yine de çabuk geçiyor.
ağrı kesici bile almadım. çıktım operasyondan güneş gözlüğümü taktım taksiyle eve gittim. ertesi günü otobüsle doktor kontrolüne güneş gözlüğümü takarak tek başıma gittim. ilk gün sabah olmuştum operasyonu, o gün karanlık odada yattım bütün gün. hepsi bu.
25 sene gözlük takmış biri olarak, kesinlikle tavsiye ederim.
kasım-2014 itibariyle:
lasek: 2300 tl (6 taksit)
i-lasik: 3200 tl (6 taksit)
mayıs-2022 : gözler 8 senedir "0" miyop. yaşa bağlı hipermetrop başladı ama miyop yok. çok memnunum.
gta 6'da cinsiyetçi şakaların olmayacak olması
-
çok olumlu bir gelişme. vegan restoranlar da koyulacak mı oyuna acaba. eksikliğini hissediyoruz çünkü. silahlar da su tabancası olabilir. öyle bir fikrimiz var. bir de her yola ekstra bisiklet yolu da eklenirse çok daha güzel olur. tertemiz delirdiğimiz için... bu şekil taleplerimiz var rockstar'dan.
weltschmerz
-
bir olayı uzun uzadıya açıklamak, üzerine her konuşulduğunda bir belirsizlik içinde kalmak yerine ona bir kelime atfederek somutlaştırmaya çalışmak kimi zaman yaşantılanan deneyimi daha iyi anlamamıza vesile olabilir. weltschmerz'de bu hususa uygun bir kavram, bizi bir anlam kalabalığından kurtararak dünyada bulunmaktan duyulan acıyı tarif etmemize yarayan bir kelime. kelimeyi ilk kez ortaya atan alman yazar jean paul arzulanan dünya ile gerçeklik arasındaki uyumsuzluktan doğan acıyı tarif etmeye çalışsa da aslında bu hissin kökenlerinin yalnızca dünyanın acımasızlığına ilişkin olmadığı da söylenebilir. zira dünyada olmak yalnızca idealler ve gerçekler arasında uyuşmazlıklar yaşamak değil, nereden geldiğimizi, sonunda nereye gideceğimizi bilmediğimiz bir zaman ve mekânda istem dışı bulunan varlıklar olmaktır. benliğinin bilincine varan insan yaşamayı istekle seçip olumlayabilir. ancak yine de dünyada bulunmaktan duyulan hoşnutsuzluk duygusunu yaşar, sonsuz bilinçsizliği ve huzuru arzulamaktan geri kalmaz. belki de uyku sırf insana bu bilinçsiz diyarı hatırlatması için verilmiş bir hediyedir.
bu anlamda weltschmerz biraz kabz kavramanı anımsatır. çünkü basta ulaşmak, bir vecd halinden keyif alabilmek adına gereklidir. insan yaşamdan keyif aldığı kadar acı da duyar. dolayısı ile bilinçsizliğe özlem duyduğu vakitler olur. yaşam ile ölüm istemsizce sevinç ve üzüntüler yaratır. lakin yine de varlığın üzerinde doğa dışı yapay bir etki bırakmazlar. haliyle weltschmerz oldukça insanca bir duygu olarak bünyemizde yerini alır. ruhun dehlizlerinde yatan hakikati evreni deveran ettiren antik kuvvetleri çağrıştırır insana.
"dünya uzaklarda,
indirilmiş gibi derin bir mezara
ne kadar da çorak ve yapayalnız
bulunduğu yer şimdi!
derin bir hüzün yankılanmakta
göğsünün tellerinden
anıların uzaklığı
gençliğin arzuları
çocukluktaki düşler
bütün bir uzun yaşamın
kısacık sevinçleri
ve nafile umutları
kurşuni giysilerle gelmekteler
günbatımından sonraki
akşam sisleri gibi,
batış.
dünya uzaklarda
rengârenk hazlarıyla.
başka yerlerde
kurmuş ışık
neşeli çadırlarını.
bir daha asla dönmeyecek mi
sadık çocuklarına
bahçesine
görkemli evine?" *
(bkz: uyku/@allanmandragoran)
iki gün üst üste aynı giysiyi giyen insan
-
kemal sunal abimizdir. saf, temiz güzel insanımızdır. kendisi hemen her filminde tek bir elbiseyle çıkar karşımıza. misal yedi bela hüsnü flmi;
http://i.hizliresim.com/1ndwxn.jpg
http://i.hizliresim.com/lo3zlz.jpg
leonard cohen tom waits ve nick cave'le eve çıkmak
-
nick'le tom iyidir, gönül rahatlığıyla pes atıp barcelona maçı izleyebilirsiniz.
nick oturup senaryo yazıyor, diyor ki akşamları "abi bak bu bölüm şahane oldu al oku", tom diyor ben şu karakteri süper oynarım.
leonard kimin yancısı belli değil. anca arka odada şarap içsin, balkonda uzaklara baksın. batak bilmez king bilmez.
yurt dışı çıkış harç pulu
-
"oo yurtdışı seyahati falan, ne iş? demek zenginiz. e bizi de görürsün artık" tadında bir mini vergi. hayır uğraşıyorum uğraşıyorum mantık bulamıyorum.
her neyse dert ettiğimiz şeye bak. her ay tüketimin iki katı elektrik faturası ödeyen bir halk olarak bu sakız sigara parası sayılır.
bir gecede 270 liraya fırlayan el dezenfektanı
-
zor zamanda kenetlenen türk milleti bizi yine hiç şaşırtmadın.
hazırlanan sofraya kimsenin oturmaması
-
mutsuzluk sebebidir.
şimdi ben yaşını almış gencecik bir insanım. sofra hazırladığım insan sayısı üç, bilemedin beştir. onlar da arkadaş, eş dosttur. ama az çok tahmin edebiliyorum bu durumun yarattığı mutsuzluğu.
bir anne var mesela. her gün akşam sofrası hazırlamakla mükellef. zaten sabahtan akşama kadar yalnızlığından çok sıkılıyor. kadının tek mutluluğu akşam yemeğinde ailece sofraya oturup iki çift laf etmek. oğul/kız geliyor, aç değilim diyerek odasına çekiliyor, eş desen bazen geliyor, bazen gelmiyor. gelmeyince de o üç beş tabak, çatal, bardak sofrada piç gibi kalıyor.
annenin o sofrayı geri toplarkenki yüz ifadesi gözünüzün önüne geldi mi? hah. o işte mutsuzluk. kanımca anne ne kadar aç olursa olsun toplarken bıçak gibi kesiliyor iştahı. ama anne ya işte, ses etmiyor. bir sonraki akşam yemeğini bekliyor.
ergenken hepimiz yapmışızdır. "yemiycem!!!" diyerek annelerimizi cezalandırmışızdır. bilin ki o cezaların en büyüğüdür.
sahanda yumurta bile olsa, sofra sofradır sevgili arkadaşlar. siz siz olun, sizin için hazırlanan sofraya herhangi bir zıkkım yemeseniz de oturun. annenin sofrası olur, babanın olur, eşinin olur, arkadaşının olur. ama oturun.
sofraya hazırlanan emeğin boşa gitmesi şu dünyada beni en çok üzen şeylerden biridir. o sofrayı hazırlayan aç değilseniz size çay da demler üşenmeden. yeter ki oturun.
sofra evin direğidir.
cem garipoğlu'nun cenaze töreni
-
daha da acısı kendi cenaze töreninize gidip kimsenin gelmediğini görmek olabilir.