hesabın var mı? giriş yap

  • gemi başı süsleridir.
    genellikle gemilerin baş* tarafında veya nadiren kıç* tarafında bulunan bir büst ya da tam boy heykellerdir. geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan bu heykeller geminin gövdesine sonradan monte edilmiş veya doğrudan oyulmuştur. başta kadın olmak üzere insan figürü, tanrı/tanrıçalar, hayvan figürleri, mitolojik canlılar gemi başı süsü olarak kullanılmıştır. peki amaçları neydi ki? erken dönemlerde denizciler ilk olarak güvenli bir yolculuk sağlamak için deniz tanrılarına kurban edilen bir hayvanın başını kullandılar. tabii insanlara illallah ettiren doymak bilmeyen tanrılara kurban yetiştiremeyen zavallı denizciler ‘sinek yapıyor’ bahanesiyle gerçeği yerine ahşaptan yaptıkları sembolik bir kafa koyarak tanrıları atlatmayı başardılar. sonra baktılar ki bu durum zaten bir ruhu olduğuna inandıkları gemilerine karakter ve zerafet kazandırdı, abarta abarta farklı malzemeler kullanarak heykel yapımına devam ettiler. aslında figürün seçimi geminin adı veya amacı ile ilgili olsa da estetik kaygı başta olmak üzere yapılan tüm heykellerde bir geminin kendi yolunu bulması gerektiği ve bunu ancak gözleri varsa yapabileceği inancı vardı. bunun yanı sıra düşmana korku salmak ve düşmanlarının koruyucu ruhlarını korkutmak, okuma- yazma bilmeyen denizciler için bir tanımlama aracı, hızlılığı, zerafeti, savaş kabiliyetini, gücü temsil eden bir sembol, fırtına ve vahşi dalgalara karşı bir tılsım olarak 19. yüzyıla kadar yapılmaya devam etse de bazı figürlerin boyutlarından dolayı yarattığı ağırlık problemleri ve gemilerin teknolojik gelişimi gemi başı süslerinin kademeli olarak sona ermesine yol açtı.
    deniz sanatları, en romantik sanatsal süslemelerin ve pratik el becerilerinin büyüleyici bir kombinasyonudur. gemi başı süslerinin birbirinden güzel örneklerini deniz müzelerinde görebilirsiniz.

    istanbul deniz müzesi komutanlığı - gemi baş figürleri
    the figurehead of the black pearl

  • michio kaku’nun geleceğin fiziği adlı kitabında idda ettiği bilimsel bir açıklama.

    bu konuyu uzun süredir araştırıyordum ve az çok fizikle ilgilenen kesmin büyük bir çoğunluğu 2 milyon ışık yılı uzaklıkdaki andromeda galaksisine ışık hızına yakın bir hızda gidilirse kaç yılda gidilir? sorusuna yaklaşık 2 milyon yılda gidilir diyeceğinden eminim.

    bunun öyle olmadığını biliyordum ancak farkın bu kadar büyük boyutlarda olacağı aklıma hiç gelmemişti.

    oncelikle kısa ve öz bir şekilde açıklamam gerekirse evet ışık hızı ile andromeda galaksisine 2 milyon yılda gidilir ama kime göre? dünyada bekleyen insanlara göre. uzay gemisinde ışık hızına yakın bir hızda ilerleyen insana göre zaman çok yavaş akacağından sadece 23 yılda diğer galaksi sistemine ulaşmış olacak. bizlere göre onlarca yıl alan yıldızlara belki birkaç saat içinde gitmiş olacak.

    bugüne kadar çogumuza bu bilginin verilmediğinden adım gibi eminim. çünkü diğer yıldızlara gidebilmek için uzay gemisinde çoğalıp onlarca kuşak sonrası neslimizin ancak ulaşabileceği yerler olarak hayal edildi hep.

    michio kaku’ya göre ramjet füzyonu sayesinde sürekli çalışan 1000 tonluk ramjet motorunun saniye kare başına 9,8 metrelik bir ivme sağlayabilmesi halinde (ki bu dünya’da hissedilen kütle-çekim ivmesidir) bir yıl içinde ışık hızının yüzde 77’sine ulaşabilmesi mümkün.

    bu ramjet füzyonu uzayda her yerde bulunan hidrojen gazını sıkıştırıp elektrik ve manyetik alanlar ile ısıtıp hidrojeni helyuma çevirerek oluşan füzyon.

    kısacası bir motoru güçlü bir şekilde sürekli çalıştırırsanız yavaş yavaş da olsa ışık hızına yaklaşırsınız. hiçbir zaman ışık hızına ulaşamasınız ama gerek de yok.

    einstein’ın görelilik teorisine göre, zaman hızlanan bir rokette yavaşlar, böylece dünyada milyonlarca yıl geçmiş olmasına rağmen, astronotlar bu olaya göre sadece 23 yıl yaşlanmış olacaklar.

  • istanbul başakşehir'in dil, kültür ve demografik açıdan araplar tarafından işgal edilmesi durumu.

    haftalardır sosyal medya'da görülen başakşehir haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. her defasında "bu kadar da olmaz" dedirten ama sonuç itibariyle yetkililerce hiçbir somut adım atılmadan başakşehir'in göstere göstere araplara peşkeş çekilmesi benim sinirlerimi bozuyor artık.

    son zamanlarda ayyuka çıkan başakşehir'deki arap vukuatları;

    - 2.etap'ta bread factory isimli bir kafe işletmesi hesap fişini artık arapça kesiyor! evet, resmi dili türkçe olan türkiye cumhuriyeti'nde!

    görsel

    kaynak

    - 1.etap'taki dönerci de hesap fişini arapça kesiyor!

    görsel

    - başakşehir fenertepe meydanı'ndaki arapça tabelalar

    görsel

    görsel

    - başakşehir ilçe nüfus müdürlüğü'ndeki arap yoğunluğu! (işlemlere dikkat)

    önce

    tepkiler gelince;

    sonra

    - başakşehir'de asılan arapça okul reklamı

    görsel

    - sarı sitedeki başakşehir konut ilanları

    görsel

    bu ilanların çoğunda açıklama olarak aşağı yukarı şöyle yazıyor;

    "türkler aramasın, sadece yabancıya kiralık"

    özet video

    -----------------

    türkiye cumhuriyeti'nin resmi dili türkçe'dir. bir işletmenin ortaklık payı, sahiplik durumu şahıs olarak ticari açıdan değişse bile türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde arapça fiş veya adisyon kesilmesi, arapça tabelaların asılması alenen kültürel işgalin göstergesidir. görülen uygulamalar da her şeyden önce türk diline, türkçe'ye olan ihanettir. bu uygulamalara izin veren, ortak olan veya görmezlikten gelenler de bu ihanetin ortaklarıdır.

    vakit, yüce türk devleti'nin dosta düşmana yüceliğini gösterme vaktidir.

    debe edit: destekleyen, debe'ye gönderen tüm yazarlara teşekkür ederim. uyarılar üzerine entry'de geçen "fatura" ifadeleri "fiş" olarak düzeltildi.

    zöge: resim linkleri yenilendi.

  • - seni kim gönderdi buraya evladım?
    - idris bey efendim
    - idris bey denmez oğlum, idris yüzbaşım diyeceksin, bana da efendim deme
    - peki abi